1258 yılında dünyaya gelen Osman Gazi'nin hayatıyla alakalı kaynaklar pek yeterli değildir. Hakkında muhtelif iddialar bulunan Osman Gazi ile ilgili yerli ve yabancı tarihçilerin araştırdığı kadarıyla elde edilen bilgiler Söğüt’te büyük mücadelelerle Anadolu’ya gelen Kayı aşiret beyi Ertuğrul Gazi’nin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Ertuğrul Gazi ve ona bağlı olan beyler Anadolu’nun en zor dönemleri olan 13. yüzyılda Moğol baskısından kurtulmak üzere Erzurum ve Erzincan bölgesinden yola çıkarak Selçuklu topraklarının en batısı olan Bilecik-Söğüt hattına yerleşirler. Henüz Ertuğrul Bey aşiretin başındayken Selçuklu’ya bir savaşta yardım etmesi üzerine Selçuklu Sultanının Gıyasettin Mesut’un Kayılara Söğüt ve civarını yurtluk olarak verir. Kayılar aktif olarak burada faaliyetlerini sürdürürler. Kayılar, buraya yerleştiklerinde Bizans Tekfurlarıyla sınır komşusu olur ve Moğollarla süren mücadeleye Tekfurlarda eklenir.
Osman Gazi Kimdir?
Doğduğundan itibaren çevresinde gazilerin ve babasının gazalarıyla büyüyen Osman, büyüyüp delikanlı çağına gelince babasının izinden giderek seferlere ve akınlara katıldı ve babası Ertuğrul’un vefat etmesi üzerine aşiretin başına geçti. Dur durak bilmeyen akınlarına başlar. Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’nin çıktığı yolda devam ederek dünyaya hükmeden, krallara taç giydiren Osmanlı imparatorluğunun temellerini oluşturdu. Babasından aldığı gaza sancağıyla ömrünün son anına kadar fetihlerde bularak Cihan İmparatorluğunun ilk kıvılcımlarını ateşledi. Osman Bey, Söğüt’teki sınır komşuları olan Bizans Tekfurlarıyla iyi geçinmeye çalışırdı. Bizans Tekfurları da aynı şekilde Osman Bey’le iyi geçinmeye çalıştı. Karşılıklı çıkar ilişkileri çerçevesinde birbirinin idare ederek komşuluklarını uzunca sürdürdüler.
Komşusu olan Bizans Tekfurlarıyla mümkün mertebe iyi geçinirdi fakat tekfurlar Osman Bey’in güçlenmesinden rahatsız olarak arkasında sinsice planlar yaptığını öğrendi. Bunu öğrenen Osman Bey boş durmayarak tekfurlara karşı her daim hazırlıklı oldu. Böylece Bizans-Osmanlı arasındaki ilk sürtüşmeler başladı. Osman Bey, Söğüt’ü kışlak, Domaniç’i yaylak olarak kullanırdı. Obasıyla birlikte her mevsim bu iki bölge arasında gidip gelirdi. Göç esnasında komşu tekfurlarla yardımlaşıyor eşyalarını onlara emanet ediyordu. Bilecik Tekfuru Aya Nikola Osman Bey’e yardım ederken, İnegöl Tekfuru bu durumdan rahatsız olarak Osman Bey ve aşiretine ani bir baskınla saldırdı. 1284 yılında gerçekleşen saldırıda Kayı Obasının ciddi kayıpları oldu. Bu saldırı aslında Kayı Aşireti için bir dönüm noktası niteliğindeydi. Saldırıdan sonra ihaneti kabul etmeyen Osman Bey’in dur durak bilmeyen akınları başladı. Osman Bey’in İnegöl Tekfuruna karşılığı gecikmeden bir gece baskını düzenledi. Saldırıdan korkan İnegöl Tekfuru Bizans’tan yardım istese de Osman Bey’in durdurmaya güçleri yetmedi.
Osman Gazi'nin akınları ve Fetihleri
Selçuklu Devletinin başında bela olarak kalan Moğollar, Doğu ve Orta Anadolu’da faaliyetlerini sürdürürken Batı Anadolu’da yer alan Türkmen Beylikleri de gaza harekelerini hızlandırma fırsatı yakaladı. Özellikle Osman Bey, hiç yerinde durmadan farklı bölgelere akınlar düzenleyerek kendini bölge halkına hatırlatıyordu. Söğüt ve çevresinde söz sahibi olmaya başlayan Osman Bey’in giderek güçlenmesi çevresindeki tekfurlar rahatsız olmaya başladı ve bir saldırı planı hazırladılar. Bu saldırı planından haberdar olan Kayı Alpleri hazırlıklarını yaparak saldırının gerçekleşeceği bölgeye önceden intikal ettiler.
1286’da düzenlenen bu savaşta Osman Bey’in Bizans’la girdiği ilk savaştı. Osman’ın stratejik üstünlüğü sayesinde zaferle sonuçlandı. Domaniçbeli Savaşı olarak tarihe geçen bu savaşta Osman’ın Kardeşi Savcı Bey hayatını kaybetti. Domoniçbeli Savaşında elde edilen başarıdan sonra alplar dur durak bilmeden akınlarına devam ettiler. 1288 yılında Bizans için stratejik öneme sahip Karacahisar Kalesi kuşatıldı. Kısa bir süre sonra kale ele geçirildi. Osman Bey’in bu başarısı Selçuklu Devletinden Moğollara kadar tüm bölgede yankı uyandırdı. Karacahisar Kalesinin fethinden sonra Kayı aşireti Selçuklu Devletinin uç beyi olarak sınır bölgelere yerleşti. Osman Bey’in Batı Anadolu’da bu kadar rahat hareket etmesinin ve akınlar düzenlemesinin diğer nedeni ise 1299 yılında Moğolların başına bela olan Sülemiş İsyanıydı. Moğollar isyanla meşgulken Osman kendi akınlarına hızla devam etti.
Osman Bey ve Alpları, çevrelerinde yer alan Bizans Tekfurlarına saldırmama politikası uygulayarak Sakarya ve çevresine akınlar düzenledi. Mudurnu, Taraklı, Göynük bölgelerine akınlar düzenleyerek bölgedekilere kendini hatırlattı. Türkmenlerin başarısından ve giderek güçlenmesinden rahatsız olan Tekfurlar, Osman’ı ve alpları yok etmek için bir yeni plan düzenlediler. Harmankaya Tekfuru Köse Mihail durumu Osman’a anlatarak hazırlıklı olmasını konusunda uyardı.Bilecik ve Yarhisar Tekfurlarının çocuklarının düğününde gerçekleşecek olan saldırıdan haberdar olan Osman, hazırlıklı olarak düğün yerine intikal etti. Düğünde sarhoş olan ve kendinde olmayan askerler karşında büyük bir zafer kazanan Osman’ın namı tüm bölge halkı tarafından duyuldu. 1299 yılında gerçekleşen bu savaşta Bilecik alındı, tüm tekfurlar etkisiz hale getirildi. Gittikçe büyüyen topraklarına yenisi eklemek için yeni gaza ve akınlara yöneldi.
Tarih boyunca Türkler, fetih hareketlerini hiç durdurmadan sürekli yeni hedefler belirleyerek yollarına devam ettiler. Bu akın politikasına ‘Kızıl Elma’ denmekteydi. Bu gelenek, Türk tarihinde her daim ulaşılan hedefin ardından yeni bir hedef belirleme politikasıdır. Osman’ın şimdiki Kızıl Elması ise Bizans Topraklarıydı.
Osmanlı Beyliğinin yeni hedefi İznik’i ve İznik kuşatmasını gerçekleştirdiği sırada haber alan Bizans Devleti kuşatmaya engel olmak için Osmanlı Beyliğine saldırı düzenledi.1302 yılında gerçekleşen savaşta Osmanlı beyliği kesin zafer kazandı. Bu fethin ardından bu kez de Bizans’ın geçit yollarını tutmak için yeni güzergahlar belirleyen alplar, Osman Gazi’nin hastalığı nedeniyle akınlara bir süre ara vermek durumda kaldılar. Çok kısa süren bu durgunluğun ardından Osman’ın oğlu Orhan’ın Beyliğin başına geçmesinin ardından devam etti. 1326 yılında vefat eden Osman Bey İznik’e defnedildi. Hayattayken gerçekleştirmeyi çok arzu ettiği Bursa’nın fethi için oğluna vasiyette bulundu. Bursa’nın fethedilmesinin ardından Osman Bey’in kabri Bursa’ya taşındı. Vefat ederken dahi yeni fetih yolları gösteren Osman Gazi, ardında 600 yıl devam edecek bir nesil bıraktı.