?>

Prof. Dr. Ayhan Kara: “Türkiye’nin artan enerji ihtiyacına toryum çare olacak”

Prof. Dr. Kara, “artan enerji ihtiyacına çözüm toryum”

Teknoloji - 12 ay önce

Giresun Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Kara, Türkiye’nin toryum rezervi açısından zengin yeraltı kaynaklarına sahip olduğunu belirterek Türkiye’nin artan enerji ihtiyacına toryumun çare olacağını söyledi.

Giresun Üniversitesi’nde “Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığı, Nükleer Enerji ve Toryum Stratejisi” konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Prof. Dr. Ayhan Kara, nükleer enerji ve toryum elementinin ülkemiz açısından önemiyle ilgili bilgiler verilirken, Türkiye’nin mevcut enerji portföyü ve enerjide dışa bağımlığın yanı sıra nükleer reaktör teknolojileri, enerji ihtiyacında nükleer reaktörlerin önemi, toryum elementinin nükleer teknolojilerdeki rolü, ülkemizdeki toryum elementi rezerviyle yerli ve milli reaktör yapımında toryumun sağlayacağı avantajlar ve nükleer reaktörlerin çevreye etkileri de konuşuldu.

Giresun Üniversitesi, Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can’ın yanı sıra, MHP Giresun Milletvekili Ertuğrul Gazi Konal, Giresun İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Tolga Erener, MHP Giresun İl Başkanı Abdullah Karaosmanoğlu ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’na devredilene kadar Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda Danışma Kurulu Üyeliği yapan Prof. Dr. Ayhan Kara, ülkemizin toryum rezervi açısından zengin yeraltı kaynaklarına sahip olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Ayhan Kara, “Toryum elementinin nükleer reaktörlerde yakıt olarak kullanılması aslında yeni bir olay değil. Daha önce nükleer teknoloji sahibi ülkelerde bu çalışmalar yapıldı ve toryumun yakıt olarak kullanılabileceği belirlendi. Ama toryumun yakıt olarak kullanmadan önce bir translasyona dönüşüm sağlayarak yani yine fisyon yapabilecek bir element olan Uranyum-233’e dönüştürülmesi gerektiğini biliyoruz. Bunun karışık yakıt yani ’Mox’ dediğimiz sistemlerle olabileceğini biliyoruz veya başka reaktör sistemlerinde yani bugün bahsettiğimiz hızlandırıcı güdümlü sistemlerde de kullanılabilir. Biz aslında toryum için sırasını bekleyen element, yani bunun anlamı şu; biz ilk önce uranyum bazlı reaktör teknolojilerinde belli mesafe kat etmeliyiz, daha sonra toryum teknolojisine dönmeliyiz. Bu dünya için de geçerli. Nükleer kapasiteye sahip ülkeler şu anda rahatlıkla uranyum elde edip zenginleştirebildikleri için uranyum teknolojisi üzerine daha fazla yoğunlaşıyorlar. Ama sırası geldiğinde, ki bu çok uzun zamanlar sonra değil orta vadede diyelim, bu teknolojilere kavuşacağız” şeklinde konuştu. "Ne mutlu ki ülkemizdeki enerji talebi yani enerji tüketimi artıyor"

Ülkemizdeki artan enerji ihtiyacının esasen mutluluk verici bir gelişme olduğuna vurgu yapan Kara, “Ne mutlu ki ülkemizdeki enerji talebi yani enerji tüketimi artıyor. Bu aslında mutluluk verici bir olaydır. Çünkü bir ülkenin kalkınmışlığını ve gelişmişliğini veya gelişmekte olduğunu gösteren bir veridir. Ülkemizde de enerji talebi yani enerji tüketimi yıllar içerisinde katlanarak artıyor. Bu güzel bir şey ama şöyle bir sorunla karşılaşıyoruz. Biz hammaddeyi dışarıdan aldığımız için elektrik enerjisi üretiminde dışarıya bağımlı hale geliyoruz. Yani doğalgaz, kömür gibi hala fosil yakıtlara yönelmek zorundayız. Bunun için yıllık 40 milyar dolar gibi bir parayı yurtdışına transfer etmiş durumdayız. 2030’lu yıllarda bu ihtiyaç katlanarak artacak ve bizim daha fazla enerji üretmemiz gerekecek. Ama bu enerjiyi ucuz üretmek zorundayız. Maliyetlerimiz düşsün ve dolayısıyla bu para ülkemizde kalsın” dedi.

Enerji arzında oluşabilecek risklere de dikkat çeken Kara, “Bir diğer amacımız ise enerji arz güvenliği olmalı. Bu çok önemli bir konu. Yani bugün dışarıdan alacağımız doğalgaza, kömüre veya diğer türevlerine bağlı kalırsanız ileriki yıllarda yaşanacak herhangi bir sorunda bu maddeleri elde edemeyebilirsiniz. Yani herhangi bir karışıklıkta diğer ülkeler size doğalgaz vermeyebilirler veya kömür alamayabiliriz. Ya da parayla satmak istemeyip, kendi ihtiyaçları için kullanabilirler. Bu tür durumlara karşı hazırlıklı olmamız lazım. Enerji üretimimizi çeşitlendirmemiz lazım. Bunun içerisinde yenilenebilir enerji de olmalı, nükleer enerji de olmalı. Yani bu anlamda üretebileceğimiz tüm enerji bilimlerinden yararlanmalıyız” ifadelerini kullandı. "Nükleer enerjiye karşı olumsuz ön yargılar yersiz"

Prof. Dr. Kara, nükleer enerjiye karşı olumsuz ön yargıların yersiz olduğunu kaydederek, “Bu konuda bazı olumsuz görüşler karşımıza çıkıyor. Çernobil ve Fukuşima nükleer santrallerindeki kazalar ya da reaktörlerin soğutma işlemi sonrası sıcak suyun denize verilmesinin doğal ekolojik dengeyi bozacağı yönünde iki tane endişe var. Bunun için ben rahatlıkla söyleyebilirim ki, dünyada 440 nükleer reaktör var ve bunlardan 60 yıl içerisinde yalnızca 2 tane önemli kaza oldu. Birisi 1986 yılındaki Çernobil, diğeri 2011’deki Fukuşima nükleer reaktör kazaları. Bu reaktörlerin teknolojileri 1950’li yıllara ait. Bizim ikinci nesil dediğimiz ya da üçüncü nesil dediğimiz reaktör tipleriydi. Bu reaktörlerde de aslında yine insan hatası diyebileceğimiz yani operatör hatası diyeceğimiz konular söz konusu oldu. Aslında Çernobil’de reaktör kabı yoktu ve bundan dolayı yakıt dışarı saçıldı. Bugünümüzün teknolojisi ise 3+ dediğimiz ya da 4’üncü nesil dediğimiz reaktörlerdir. Biz 3+ teknolojiye geçiyoruz, mesela Akkuyu Nükleer Güç Santrali bu teknolojiye sahip. Güvenlik yönünden üst düzey, mesela uçak çarpması, roket saldırısı, 9 şiddetinde deprem, manuel ve elektronik tüm güvenlik sistemleri, reaktörün çok kısa sürede sönümlenmesini sağlayacak veya yakıtı muhafaza edecek ve bu yakıtı saklayabilecek, etrafa saçılmasını engelleyecek birçok güvenlik önlemi var. İnsanlar gönül rahatlığıyla nükleer reaktörlerin temiz enerji kaynağı olduğunu bilsinler. Nükleer santrallerde karbondioksit sülfür salınımı veya herhangi farklı kimyasal salgılanması mümkün değildir. Nükleer reaktörlerde sadece su buharı çıkar, soğutmak için su kullanılır. Yani güvenli bir üretim yöntemidir. Hatta iklim krizine ve küresel ısınmaya karşı, benim şahsi görüşüme göre yenilenebilir enerjiden sonra tek çaredir. İleriki yıllarda füzyon teknolojisinin de gelmesiyle beraber artık küresel iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya karşı da büyük ölçüde katkılar verecektir. Temiz bir enerjidir, bu anlamda herkes müsterih olsun” şeklinde konuştu.

Haftanın Öne Çıkanları

Burhan Çağdaş’ın acı günü

2024-01-09 00:46 - Defin Listesi

Akşener’den telefon süprizi. İYİ Partili Gürban takdir topluyor.

2024-01-07 21:21 - Siyaset

Silahlı kavgada vurulan genç hayatını kaybetti

2024-01-07 11:40 - Asayiş

Beykent Mahallesi sakinleri alt veya üst geçit istiyor

2024-01-09 14:13 - Gündem

Gaziantep'te hastanede bomba alarmı: Acil servis boşaltıldı

2024-01-07 14:40 - Asayiş

Yeniden Refah Partisi Gaziantep’ten ve Oğuzeli’nden kimi aday gösterecek?..

2024-01-08 16:46 - Siyaset

Erkiletspor: 8 - Erciyesgücü FK:0

2024-01-08 16:24 - Spor

Özbay’ın yerine gelen isim belli oldu

2024-01-04 17:10 - Gündem

Fatma Şahin’den Yerel Seçim Açıklaması…

2024-01-06 16:29 - Siyaset

Enkazda 96 saat sonra çıkarılan ve idrarını içerek hayatta kalan Adnan Muhammed Korkut o anları anlattı

2024-01-05 11:57 - Gündem

İlgili Haberler

OMÜ’de PCR eğitimi

15:19 - Teknoloji

İHA-122 Havadan Karaya Balistik Süpersonik Füze testi başarıyla gerçekleşti

15:08 - Teknoloji

Geleceğin yapay zeka ve siber güvenlik uzmanları bu projeyle yetişecek

15:05 - Teknoloji

ETÜ’de teknoloji atağı

11:17 - Teknoloji

Çağımızın stratejik müttefiki: yapay zeka

09:31 - Teknoloji

Günün Manşetleri

Asgari ücretle ilgili karar Resmi Gazete'de

07:07 - العربية

O ülkede Türkçe resmi dil oldu! Karar Meclis'ten geçti

03:47 - العربية

Son dakika! Muğla'da peş peşe 2 deprem yaşandı

22:52 - العربية

Bu birliktelik ve başarı alkışlanır.

22:14 - Kültür

Şehitkamil’de Sahte Alkol Operasyonu: 3 Kişi Gözaltında

21:28 - Asayiş