Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, son günlerde artan enfeksiyon hastalıklarının domuz gribi olarak da bilinen İnfluenza A hastalığıyla bir ilgisi olmadığını açıkladı.
Eskişehir’de son aylarda salgın hastalık olarak kabul edilen mevsimsel hastalıklar sıklıkla görülmeye başladı. Vatandaşlar, birçok kişinin yakalandığı hastalık sonrası domuz gribi olarak da bilinen İnfulanza A salgınının yeniden yükselişe geçtiği konusunda panik yaşadı. ESOGÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, domuz gribinin 2009 yılından beri sık görülen ama tehlikeli olmayan bir hastalık olduğunu, mevcut hastalığın domuz gribi ile bir ilgisi olmadığını ve endişe edilmemesi gerektiğini söyledi. Dr. Kartal, bu dönemde vatandaşların yakalandığı hastalığın her sene sıklıkla görülen, bazı dönemlerde yükseliş gösteren bir hastalık olduğunu, korkulacak bir salgın olmadığını söyledi. “Endişelenecek bir şey yok”
Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, salgın olarak görülen hastalık hakkında bilgiler verdi. Mevcut hastalığın olağan bir şekilde görüldüğünü ve her yıl yaşanan bir durum olduğunu ifade eden Kartal, “Bu durumu her yıl yaşıyoruz. Enfeksiyon hastalıkları, göğüs hastalıkları olarak bu tür solunum yolu hastalıkları mevsimsel bir patern gösterir. Belli aylarda yükselir, belli aylarda alçalır ve bazılarında da hiç görünmez. Dolaşmaya başladığından bu yana hep aramızda oldu, halen de aramızda. Onun için görülmesi kadar doğal bir şey yok. İnfluenza A normal olarak görülüyor, hatta şu an mevcut olduğumuz aşıların içeriğinde de var ama bu tedirginliğin vatandaşlarda Covid-19 sebebiyle oluşan salgın korkusunun yansımaları diye düşünüyorum. Endişelenecek bir şey yok. Bu dönemde en çok ‘Respiratuar Sinsityal Virüs’ dediğimiz RSV virüsü ilk sırada, 2’nci sırada İnfluenza A, 3’üncü sırada Rhinovirüs, 4’üncü sırada ise yine yatan hastalarda yoğunlukta olan Covid-19 hastalıkları görülüyor. Influenza A, bütün viral etiyoloji arasında çok korkulacak bir patlama ya da salgın durumunda değil. Bu hastalıkların bulaş yolları ve korunma yolları aynıdır. Tedavilerinde biraz farklılık oluyor o yüzden birinden korunduğumuz zaman hepsine karşı koruyoruz. Üstüne üstlük yine bu mevsimsel salınımda grip dışındaki soğuk algınlığı virüsleri söz konusu olunca tamamıyla tablo birbirine karışıyor. Biz, klinisyenler olarak en önemli şeyin çok yüksek ateşle seyreden, çok ciddi kas ağrıları, solunum sıkıntısı, göğüs ağrısı ya da ağızdan almada bozukluk diyecek kadar genel durumda bozulma olan, hastaneye başvuran hastalar olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi bakıyoruz yatan bütün hastalarda pozitif vakaların hepsi İnfluenza A ve hepsi de aşının içinde var. Eğer bu kişiler, aşı olmuş olsalardı şu an klinikte yatıyor olmayacaklardı, bunu rahatlıkla ben söyleyebilirim. Aşısız ya da hastalığa bir şekilde yakalanmış kişilerin mutlaka evde kalmaları gerekir. Evde kalıp dışarı çıkmayın, dışarı çıkmak zorundaysanız mutlaka maske takın. Bütün yataklar dolu gibi bir durum söz konusu değil. Dediğim gibi beklediğimiz olağan bir süreç ama gerçekten hastanede yatan kişi sayısı ve tedavi alması gereken kişi sayısının geçen yıllara göre fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.