Prof.Dr. Oytun Erbaş, otizm ve şizofreni gibi psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılması planlanan devrim niteliğinde 2 yeni ilacın patent aşamasına geldiğini açıkladı. Özellikle hayvan deneylerinde sonuçların çok başarılı olduğunu söyleyen Erbaş, “Bunu insan çalışmalarına yansıtmak istiyoruz” dedi.
Biruni Üniversitesi Araştırma Merkezi(B@MER)tarafından düzenlenen Sinirbilim Kursu, büyük bir katılımla tamamlandı. Biruni Üniversitesi Kongre Merkezi’nde 2 gün süren kurs, 400’ün üzerinde öğrenci ve akademisyeni bir araya getirdi. Prof. Dr. Oytun Erbaş, katılımcılara sinirbilim alanındaki en son gelişmeleri ve tedavi yöntemlerini aktardı. Kursiyerlere bir selamlama konuşması yapan Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel ise çalışmanın insan beyni üzerindeki gelişimini anlattı. “Kök hücre konusunda birçok faaliyet yürütülüyor”
Kursun sonunda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Oytun Erbaş, “B@MER, Biruni Üniversitesi’nin 7 gün 24 saat çalışan, ışıkları sönmeyen laboratuvarı. Hem temel bilimler, hem de in vitro dediğimiz hücre, moleküler hücre laboratuvarlarında kanser başta olmak üzere; sinir bilim, kök hücre konusunda birçok araştırma geliştirme faaliyeti sürdürmektedir ” dedi. “Çok önemli 2 psikiyatrik ilacı sonuçlandıracağız”
Özellikle otizm ve şizofreni üzerine yapılan yeni araştırmalar hakkında umut verici bilgiler paylaşan Prof.Dr. Erbaş, bu hastalıkların tedavisinde önemli bir dönüm noktasına gelindiğini belirterek, otizm ve şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçların patent aşamasına geldiğini duyurdu. Erbaş, “Şu anda oluşturduğumuz en büyük çalışma; otizm, şizofreni gibi hastalıklarda yeni tedavilerdir. Artık ajanları denemiyoruz, o ajanları denedik, biliyoruz. Onların patent çalışmaları, ileri çalışmalarını yapıyoruz. Bunun için merkezimizden 3-4 yıl içerisinde çok önemli 2 ilacı psikiyatrik hastalıklarda kullanmak üzere sonuçlandıracağız. Artık denemeler bitti çok daha büyük yerlerdeyiz” şeklinde konuştu. “Fare çalışmalarındaki sonuçlar çok başarılı”
Kullanılan teknolojiden söz eden Prof.Dr. Erbaş, “Bizim yaptığımız bu mRNA teknolojisini ve egzozom teknolojilerini, yeni peptitleri kullanarak beyindeki sinir hücrelerinin dallanmasını, uzamasını sağlamak. Psikiyatrik hastalıklardaki en büyük sorun bu. Sinir hücrelerindeki dallanma ve protein sentez sorunlarını aştık. Bu tedavinin artık, özellikle invito çalışmalarında, fare çalışmalarındaki sonuçları çok başarılı, neredeyse mükemmel. Bunu insan çalışmalarına yansıtmak istiyoruz” diye konuştu. “Kanser aşılarında da mRNA aşıları olacak”
Bu çalışmaların devrim niteliğinde sayılabileceğini ifade eden Prof.Dr. Erbaş, “Çünkü gelecek, peptitler yani proteinler, mRNA olacak. Yani dünya artık aşıları, kanser tedavilerinde özellikle kanser aşılarında mRNA’yı çok iyi tanıyacak. Sinir sistemi hastalıklarında yani psikiyatrik hastalıklarda, nörolojik hastalıklarda yine mRNA ile beraber beyni gübrelemeye yarayan, beyindeki sinir hücrelerinin büyümesi artıran proteinler ile tanışacak. Dünya çok farklı bir yere gidiyor” ifadelerini kullandı. “Burun yoluyla uygulanan ilaçlar artacak”
Prof. Dr. Erbaş ayrıca, yeni yapılan ilaçların geleneksel yöntemlerden farklı olarak artık burundan verileceğini açıkladı. Bu yenilikçi yöntem, ilaçların doğrudan beyine ulaşmasını sağlayarak tedavi sürecini daha etkili hale getireceğini ifade etti.
Prof. Dr. Erbaş, “Eski ilaçlar eskide kalacak. Özellikle burun yoluyla uygulanan ilaçlar, yani nazal ilaçların, beyinde kullanımı artacak. Çünkü burun ile beyne ulaşmak çok hızlı ve çok güvenilir. Yeni ilaçlar ve yeni ilaç salım-taşınım metotları geliyor. Artık ağızdan değil, damardan değil, burun yoluyla ilaç verme gündem olacak, popüler olacak” şeklinde konuştu. “Çırağı olmadığın işin ustası olamazsın”
Sinirbilim kursu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Oytun Erbaş, “Kursa gelen öğrenciler, beyin nasıl işliyor, psikiyatri ne demek? Şizofreni ne demek? Depresyon ne demek? ALS ne demek? Alzheimer ne demek bunu öğrenecekler. Bir de beyin nasıl düşünüyor, nasıl karar veriyor onu öğrenecekler. Bir de nasıl yeni ilaç yaparlar, nasıl hipotez kurarlar, nasıl bilimsel çalışmalar yaparlar onu öğrenecekler. Türkiye’deki en çok ihtiyaç olan şey; beyinler ve bilim adamları. Her işin profesyoneli olmak için o işin çırağı olmak gerekiyor. Motto şu: çırağı olmadığın işin ustası olamazsın. İyi bir beyinci olmak için küçüklükten beri beyinle uğraşmak lazım” dedi.
2 gün süren kurs, daha sonra sona erdi.