Üç aydan fazla süren kalp damarlarındaki tam tıkanıklıklara CTO adı verildiğini belirten Prof. Dr. Bilal Boztosun, “Koroner arter hastalarının yaklaşık yüzde 20’sinde CTO vardır. CTO’lu bireylerin yaşadığı semptomlar arasında göğüs ağrısı, basınç veya sıkışma, tükenmişlik, mide bulantısı, üst vücut ve kolda ağrı, hızlı veya düzensiz kalp atışları görülebilir. Deneyimli merkezlerde uygulandığında CTO işleminde balon-stent ile başarı oranları yaklaşık yüzde 60’tan yüzde 80 ila 90’a çıkmıştır” dedi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, koroner damarlarında tıkanıklığı olan hastaları tedavi etmek için kullanılan CTO (Kronik total oklüzyon) müdahalesine ilişkin bilgiler verdi. Prof. Dr. Bilal Boztosun, koroner arter hastalarının yaklaşık yüzde 15 ila 20’sinde bir adet CTO olduğunu belirterek, “CTO’lar, tipik olarak üç aydan uzun süredir mevcut olan kalp damarlarındaki tam tıkanıklıklardır. Bu tıkanıklıklar, kalp damarlarında (koroner arterler) şiddetli yağ birikintileri (ateroskleroz) veya plak birikiminin bir sonucudur ve koroner arter hastalığının (KAH) komplikasyonlarından biridir. KAH, kalbe kan sağlayan arter veya arterlerin içerisinde yağ birikimi nedeniyle daraldığında veya tıkandığında ortaya çıkar. Kalbe yeterince kan gelmediğinde, kişi göğüs ağrısı (anjina), nefes darlığı veya kalp krizi geçirebilir. Bu semptomlar eforla ve bazen istirahatte ortaya çıkar” diye konuştu. "Yardımcı damar kalp krizine karşı korur"
CTO ile damar tıkanıklığının genellikle kademeli olduğuna değinen Prof. Dr. Bilal Boztosun şöyle devam etti: "CTO ile damar tıkanıklığı zamanla gerçekleştiği için vücut genellikle tıkanıklığı aşan küçük kan damarları oluşturarak bu duruma uyum sağlar. Kollateral damar adını verdiğimiz bu küçük damarlar, kalbin yeterli kan akışı olan bölgelerinden kronik olarak tıkanmış damarın ucuna bağlanarak tıkanıklığın doğal bir baypasını oluşturur. Diğer damarlardan yönlendirilen kan, tıkalı olan damarın beslediği alana iletilir, bu yan damarlar tam tıkalı olan damarın besleme görevini telafi eder ve genellikle kişiyi kalp krizine karşı korur. Bununla birlikte yan damarlar, egzersiz sırasında artan kan ihtiyacını karşılamak için genellikle yeterli kan sağlayamaz. CTO’lu bir kişi efor seviyesini arttırdığında, sonuç nefes darlığı veya göğüs ağrısı olabilir. CTO’lu bireylerin yaşadığı semptomlar arasında ilk olarak göğüs ağrısı, basınç veya sıkışma, nefes darlığı, baş dönmesi, tükenmişlik, mide bulantısı, üst vücut ve kolda ağrı, hızlı veya düzensiz kalp atışları görülebilir". "Bazı hastalar bypass ameliyatına aday olamayabilir"
Prof. Dr. Bilal Boztosun, tamamen tıkanmış arterlerin tam tıkalı olmayan damarlara göre daha zor açıldığına dikkat çekerek, "Tarihsel olarak doktorlar genellikle bu tıkanıklıkları tedavi etmek için tek seçenek olarak koroner arter bypass cerrahisi (KABG) veya ilaçla takip önerir. Koroner bypass ameliyatı sırasında vücudun başka bir yerinden bir damar veya atardamar alınarak koroner artere yeni bir yol oluşturulur, tıkalı alan atlanarak damar ilerisine bağlanan yeni damar sayesinde kan akışı için bir yol sağlanır. Ancak bazı hastalar yüksek cerrahi risk nedeniyle bypass ameliyatına aday olmayabilirler. Diğer durumlarda ise ilaç tedavisi yeterli olabilirken bazı hastalar bypass gerektirmeyebilir ve CTO PKG teknikleri kullanılarak stentlemeden fayda görebilir. CTO’lu kişilerde damar tamamen tıkanmıştır ve genellikle geçmesi zor olan sert, kireçlenmiş doku ile çevrilidir. CTO için birkaç tedavi vardır. CTO tedavisinde hangi yolun en iyisi olduğuna karar vermek hastaya, mevcut sağlığına ve tıbbi geçmişine bağlı olacaktır. İlk tedavi seçeneği olarak, Koroner Arter Bypass Greftleme (KABG) baypass ameliyatı, vücudun başka bir bölgesinden bir arter veya damarın, kanın tıkanıklığın etrafından akması için yan yol yapmak için kullanılmasına izin verir. İkinci seçenek olarak Perkütan Koroner Müdahalede (PKG) ise koroner arteri genişletmek ve kan akışını iyileştirmek için bir balon şişirilir. Tipik olarak arteri açık tutmak ve desteklemek için bir stent de kullanılır. Bir diğer seçenek Aterektomidir, etkilenen damardaki plak birikimini temizlemek için küçük, dönen bir bıçak veya lazerle donatılmış bir kateter kullanılır. Son seçenekte ilaç tedavisidir. CTO ile ilişkili semptomların kontrolüne yardımcı olmak için bir takım reçeteli ilaçlar kullanılabilir" ifadelerini kullandı. "Hastaların yaşam kalitelerinde iyileşme görülüyor"
CTO’ları tedavi etmek için yeni teknolojinin ve yeni ameliyatsız tekniklerin ortaya çıkmasının, deneyimli hekimlerin bu tedavi yaklaşımının başarı oranını önemli ölçüde iyileştirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Bilal Boztosun, “CTO PKG, CTO tıkanıklıklarını tedavi etmek için ileri teknikler konusunda deneyim gerektiren bir işlemdir. Bu işlem, tıkanıklıkların karmaşıklığına bağlı olarak 2 ila 5 saat arasında değişir. İşlem sonrası tüm hastalar bir gece takip edilmek üzere hastaneye yatırılır. Prosedürün başlangıcında, hastaların normal kalp kateterizasyon prosedürlerinde olduğu gibi genelde hafif sakinleştirici ile uyutulması sağlanır. İşlem sırasında atardamarlara (bacak veya bilek) gerektiğinde ileri veya geri gidebilmesi için iki kateter yerleştirilir. Yaklaşık 2 ila 5 saat süren işlem tamamlandıktan sonra kateterler çıkarılır. Deneyimli merkezlerde uygulandığında CTO işleminde balon-stent ile başarı oranları yaklaşık yüzde 60’tan yüzde 80 ila 90’a çıkmıştır. Tam tıkalı olmayan tıkanıklıkların balon-stent ile tedavisi için yaklaşık yüzde 98’lik başarı oranı mevcuttur. Bazı durumlarda kısmi başarı olur ve hastaların 6 ila 8 hafta sonra tekrar işleme çağrılması gerekebilir. Bazı çalışmalar CTO PKG geçiren hastaların yaşam kalitelerinde verilen örnekler de dahil olmak üzere iyileşme gördüğünü göstermiştir. Azalmış göğüs ağrısı (anjina), nefes darlığında düzelme, fiziksel aktivitede artış, depresyon duygularında azalma ve daha yüksek enerji seviyeleri olarak örneklendirilir” açıklamalarında bulundu.