Osmanlı tarihinin unutulmaması ve düzgün öğrenilmesine katkıda bulunmak için Beylikdüzü İhlas Koleji’nde “Tarihi Doğru Anlamak” isimli konferansı düzenlendi. Yazar Hayati İnanç ve Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in konuk olduğu konferans, yoğun ilgi gördü.
İhlas Marmara Evleri 1.Kısım Site yönetimi İhlas Koleji Konferans Salonunda “Tarihi Doğru Anlamak” isimli konferansı düzenlendi. Moderatörlüğünü Nuh Albayrak’ın yaptığı konferansta yazar Hayati İnanç ve Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil konuşmacı olarak katıldı. Akademisyenler ve gençlerin yoğun katılım gösterdiği konferansta vatandaşlar salonu tamamen doldurdu. “Ben tarih adına hiçbir şey bilmeden mezun oldum”
Konferansta moderatörlük yapan gazeteci Nuh Albayrak kendisinin öğrenci olduğu dönemden örnekler vererek, “Eskiden tarihimiz üzerine düşülmeden fazla önem verilmeden anlatılıyordu. Şu andaki izlenimlerimle aynı şekilde devam ettiğini görüyorum. Ben tarih adına hiçbir şey bilmeden mezun oldum. İnternette aradığımız konuyu yazdığımız zaman bizim istediğimiz doğru bilgiyi vermiyor. Kendi arzu ettikleri bilgileri önüme koyuyorlar. Neden ben tarihimi doğru öğrenemedim” ifadelerini kullandı. “Tarih ideolojilerin at oynattığı bir alandır”
Konferans konuşmacılarından Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ise tarihin bozularak değiştirilmeye çalışıldığından bahsederek, "Tarihimizi neden bozmaya çalışıyorlar? Tarih ideolojilerin at oynattığı bir alandır. Herkes tarihi kullanmak, kendine göre yorumlamak ister. Dikkat edin Selçuklu ile Gazneliler ile kimsenin bir sorunu yok. Herkesin sorunu Osmanlı devleti olmuştur. Her gece birileri Osmanlıyı kötülüyorlar. Osmanlı kadar hakarete uğrayan yer yüzünde başka bir devlet ve millet gösteremezsiniz. Çünkü Osmanlı devleti İslam dinini temsil ediyordu, çünkü Osmanlı ehli sünnettir” diye konuştu. "Ülkenin işgali sonu erdi ama zihinler işgal edildi”
Osmanlı dönemindeki Haçlı savaşlarının etkilerini anlatan Hayati İnanç, “Haçlı ordularının en büyük zaferi bizim tarih kitaplarımızdır diyor üstat Cemil Meriç. Geldiler ve sonrasında gittiler ama sadece göründüğü gibi gitmediler. Kitap yazıp gittiler. Tarih kitapları yazdılar sonra bunu bize ders kitabı olarak verdiler ve gittiler. Görünüşte galip ama haddi zatında mağlup. Ülkenin işgali sona erdi, zihinler işgal edildi. Daha beter. İç kanama gibidir, ağrıdır sızısız ölüme götürür. Eski Türkçe ile okuduğum 4 mısra yazan adam 1951 tarihinde vefat etti. Yani çok eski bir tarihten bahsetmiyorum. Onun kullandığı Türkçe bugün profesörler için bile çok uzak bir Türkçedir. Sanki yabancı bir dil gibi geliyordur. Başımıza gelen felaketi anlamak için en güzel örnektir bu söylediklerim” dedi.