Regaip Kandili, İslam dünyasında maneviyatın yükseldiği en önemli gecelerden biridir. Bu gecede Müskümankar, ibadet ederek Allah'a yakınlaşmayı arzular.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Regaip Kandili'nde milyonlarca Müslüman, ibadetlerini yerine getirecek ve kandil günleri oruç tutmayı tercih eden vatandaşlar ise oruç tutacak. Recep ayının ilk başlangıcı ile birlikte Regaip Kandili de idrak edilmeye başlanacak.
Regaip kandili, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan 2025 dini günler takvimine göre 2 Ocak 2025 Perşembe günü idrak edilecek.
REGAİP KANDİLİ'Nİ ANLAMI VE ÖNEMİ NEDİR?
Regaip Kandili'ni diğer kandillerden ayıran hem Recep ayında yer alması, hem de Cuma gecesi oluşudur. Ek olarak Recep ayının hususiyetlerinden birisi de Regaip Kandili ve Mirac Kandili olarak bilinen iki kandilin bu aylarda yer almasıdır.
“Regâip” kelimesi, Arapça bir kelime olan "re-ğa-be" kökünden gelmektedir. "re-ğabe", kelime olarak, elde edilmesi arzu edilen değerler, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib"dir.
REGAİP KANDİLİ'NDE ORUÇ FARZ MI?
Regaip Kandili, ibadet ve hayırlarla değerlendirilmesi gereken bir gece olarak bilinmektedir. Bu gecede oruç tutmak farz değildir fakat nafile bir ibadet olarak büyük sevap taşımaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamalarına göre, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Recep ayında oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
Regaip Kandili orucu için 1 Ocak Çarşamba gününü 2 Ocak Perşembe gününe bağlayan gecede sahur yapılarak niyet edilebilir.
FAZİLETİ NEDİR?
"Regaip" kelimesi Arapça kökenli olup, "rağbet edilen, arzulanan" anlamına gelir. Bu gece, sevap ve fazilet bakımından son derece değerli kabul edilir. Bir hadis-i şerifte, Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Recep ayından bir gün oruç tutana, Allah o günün sevabını, bir ay oruç tutmuş gibi verir." (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, 2/222).
Kaynak: HABER7.COM