RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, RTÜK tarafından alınan karar ile Kızıl Goncalar dizisinin yayından kaldırılmasını eleştirdi.
Sosyal medya hesabından, "RTÜK kimin ne izleyeceğine; tarikat ve cemaatlerin nasıl dokunulmaz olduğuna karar verdi; mahkeme de yerinde gördüğü için #kızılgoncalar yayımlanmayıp yerine “ceza” olarak belgesel yayınlanacak. Nereden baksan tutarsızlık…" açıklamasında bulundu.
Yapımcısı açıkladı: Kızıl Goncalar dizisi yayınlanmayacak
Kızıl Goncalar milyonluk cezayı önce reddetti sonra RTÜK'E dava açtı!
Kızıl Goncalar dizisi için büyük protesto! Fox TV binasının önüne akın edildi
'TUTARSIZLIK' SÖZLERİNE CEVAP
Bir diğer RTÜK Üyesi Nurullah Öztürk ise İlhan Taşçı'ya yanıt vererek asıl tutarsızlığı kendisinin yaptığını şu sözlerle belirtti:
Sayın üyem, değerli mesai arkadaşım, biliyorsunuz 6112 sayılı bir Yasa var ve bu yasada Medya Hizmet Sağlayıcılarının uyması gereken hükümler var. Bu hükümlerin takibi için de kurulmuş müstakil Daire Başkanlıkları var.+++
— Nurullah Öztürk (@Nurullahozturk_) January 10, 2024"Sayın üyem, değerli mesai arkadaşım, biliyorsunuz 6112 sayılı bir Yasa var ve bu yasada Medya Hizmet Sağlayıcılarının uyması gereken hükümler var. Bu hükümlerin takibi için de kurulmuş müstakil Daire Başkanlıkları var.
Kurul üyelerinin görev ve yetkileri de yine yasada yer alan hükümlerden. Ve bir de yasadaki bu hükümlere uyulmadığında karşılaşacakları idari ve adli yaptırımlar mevcut. Üstelik RTÜK benzeri kurullar ‘çağdaş’ tüm ülkelerde mevcut.
Bu tür kurulların oluşturduğu uluslararası platformlara (EPRA-Avrupa Düzenleyici Kurullar Platformu vb) kurulumuz da üye. Eğer yapılan bir işlemde yasaya aykırılık varsa, zaten kararlarımız yargı denetimine tabi.
Yok, hiç müeyyide uygulanmasın deniyorsa, o zaman RTÜK ve ilgili yasal düzenlemeler niye var? Ve yine, hiç müeyyide uygulanmasın deniyorsa, sizin de müeyyide yönünde oy kullandığınız onlarca kararınız niye var?
Üstelik, bu mesajı attığınız kararla ilgili toplantıda da başka yayın kuruluşları için benzer müeyyidelere siz de katıldınız. Bu durumda, siz de ‘kimin ne izleyeceğine’ mi karar vermiş oluyorsunuz? Veya, sizin müeyyideleriniz başka anlama mı geliyor?
Kurulda alınan bir kararın isabetli olması için sizlerin de evet demesi mi gerekiyor? Siz de biliyorsunuz ki “RTÜK kimin ne izleyeceğine; tarikat ve cemaatlerin nasıl dokunulmaz olduğuna” değil, yasada yer alan bir yayın ilkesinin ihlali nedeniyle, kuruluşundan bugüne aldığı binlerce karara benzer ve yargıya açık bir karar verdi. Karar vericilerin kararlarında yargının uygun bulmadığı kararlar da olabilir
Ama, kendi kararlarımıza farklı, başka kararlara farklı anlam yüklemek ve başkalarının kararları ile ilgili niyet okuyuculuğu yapmak ‘nerden baksanız tutarsızlık’ olmaz mı?"