Türk sporunun başarılı isimleri Rıza Kayaalp, Mete Gazoz ve Şennur Demir, Kahramanmaraş'ta genç sporculara başarı hikayelerini anlattı.
Kahramanmaraş'ta Alpedo-Kervan Lezzet Grubu'nun sponsorluğunda dünya şampiyonu güreşçi Rıza Kayaalp, Tokyo 2022 Olimpiyatları Bireysel Okçuluk alanında şampiyon olan Mete Gazoz ve 2022 Dünya Kadınlar Boks şampiyonu Şennur Demir Şampiyonlar Kahramanmaraş'ta adlı etkinlikte genç sporcularla bir araya geldi.
Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlik büyük ilgi görürken salon genç sporcular tarafından hınca hınç dolduruldu.
3 başarılı sporcu, gerçekleştirilen söyleşide gençlere başarı hikayelerini nasıl yakaladıkları konusunda bilgiler verdi.
Son olarak İstanbul'da düzenlenen 2022 Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda altın madalya alarak dünya şampiyonu olan Şennur Demir, spora genç yaşta başladığını ifade ederek, “Ben Bartın'da doğdum ve Bartın'ın ücra bir köşesinde büyüdüm. Boksa başlama serüvenim bir Kahramanmaraşlı arkadaşım sayesinde oldu ve bu sporun bana kazandıracaklarını, hayatıma neler kazandıracağını, hayatıma nasıl yön vereceğini anlattı. Amacım gelecek çocuklara, gençlere gösterebildiğim kadar yol göstermek, tutabildiğim kadar sizlerin elinden tutarak genç sporculara yardımcı olmak istiyorum” dedi.
Grekoromen güreş alanında Türkiye'ye kazandırdığı madalyalarla büyük başarı yakalayan ve son olarak Grekoromen Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Rıza Kayaalp ise, “Güreşe devletimizin sayesinde başladım ve onun sayesinde buralara geldim. Devletimizin açtığı güreş eğitim merkezi olmasaydı buralarda olamayacaktım ve o yüzden devletime her zaman borçluyum. Ben hayatımda tek yapmak istediğim şeyi yapıyorum ve bundan dolayı da mutluyum. Gençlerimiz kendilerine sunulan imkanları sonuna kadar kullansınlar. Size bir fırsat sunuluyorsa o fırsatı çok iyi bir şekilde değerlendirmek gerek. O güreş eğitim merkezi sayesinde ben buralardayım” diye konuştu.
2020 Tokyo Olimpiyatlarında Erkekler Bireysel Okçuluk alanında Türkiye'ye altın madalya kazandıran Mete Gazoz, okçuluk sporuna ailesinden gelen okçuluk geçmişinden dolayı başladığını ifade ederek şunları dile getirdi, “Ben okçuluk sporuna çok küçük yaşta başladım. Yaklaşık 2 buçuk yaşımda bu yolculuğa adım attım. Okçuluk turnuvalarına 8 yaşımdan beri katılmaya başladım ve sonrasında 13 yaşımda milli takıma girdim. Benim değişik bir spor hikayem yok aslında. Okçu bir aileden geldiğim için okçuluk sahasında doğdum diyebilirim ama ailem bana hiçbir zaman okçuluk yapacaksın diye bir zorlamada bulunmadı. Ben okçuluğun yanı sıra 8 farklı sporla da uğraştım. Ailem bana bir seçim sundu ve ben de okçuluğu seçtim. Şimdi baktığım zaman diyorum ki iyi ki okçuluğu seçmişim” diylerek gençlere isabetli karar vermelerini ve başarı içinde çok çalışmalarını tavsiye etti.