Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun, 233 bin ton süt ve süt ürünü ihraç edildiğini belirterek, “Bunun karşılığı 487 milyon dolar olmuştur. Elbette bu rakam Türkiye gibi büyük bir ülke için yeterli bir rakam değil. Hedeflerimizden bir tanesi de bu rakamı daha yukarılara çıkarabilmek” dedi.
Avrupa Birliği sürecinde 12. fasıl olan ’Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası Faslı’nın kapanış kriterleri arasında çiğ süt kalitesinin artırılmasına yönelik plan ve rehberlerin hazırlanması, işletmelerin modernizasyonu ve paydaşların bilinçlendirilmesi hükmü yer alıyor. SETBİR, söz konusu hükümden yola çıkarak AB Sivil Toplum Diyaloğu 6. Programı’ndan hibe almaya hak kazandı. 2021 yılının nisan ayında başlayan proje bu yıl haziran ayında sona erecek.
Avrupa ve Türkiye deneyimi üzerine karşılaştırmalı analize dayalı çiğ sütün kalitesini iyileştirmek için bir yol haritası geliştirmek ve çiğ süt üretiminde kalite, hijyen ve güvenliği sürdürme amacını güden proje için SETBİR, Ankara’da bir otelde “Süt Değerlidir: Tek İhtiyacımız Kaliteli Süt” konulu AB Projesi’nin Uluslararası Ağ Kurma Etkinliği düzenledi. SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun ve AB Başkanlığı Uzmanı Çağla Serim ile Tarım ve Orman Bakanlığı, Almanya, Hollanda, İtalya, Polonya, Slovenya ve Türkiye’den sektör temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda, projenin sonuçları değerlendirildi. AB Başkanlığı Uzmanı Çağla Serim, yaptığı konuşmada Türkiye’nin 23,2 milyon ton süt üretimiyle dünyada sekizinci, AB ülkeleri içinde ise 13’üncü sırada yer aldığını söyledi. Serim, “Ülkemizde 2021 yılında 10,05 milyon ton inek sütü sanayiye aktarılarak, ambalajlı süt ürünlerine işlenmiştir. Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylı 2 bin 496 adet süt işleme tesisi ve 6 bin 116 adet süt toplama merkezi bulunmaktadır” dedi.
SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı İsa Coşkun ise 233 bin ton süt ve süt ürünü ihraç edildiğini belirterek, “Bunun karşılığı 487 milyon dolar olmuştur. Elbette bu rakam Türkiye gibi büyük bir ülke için yeterli bir rakam değil. Hedeflerimizden bir tanesi de bu rakamı daha yukarılara çıkarabilmek” diye konuştu.
Coşkun, Türkiye’de Avrupa Birliği’ne ihracat izni bulunan 30’a yakın, Rusya’ya 8 adet, Çin’e 60’a yakın süt işletmesi bulunduğunu kaydederek, “Çiğ süt kalitesi konusunda 20 yılda ciddi bir ilerleme sağlandı ülkemizde. Bu yeterli mi? Değil. Tek amacımız Avrupa Birliği standardında süt üretimi yapabilmek. Bunu yapabilmek için de kamu sektörü olsun, özel sektör olsun tüm paydaşlarla birlikte çalışmak, istişare içinde olmak bir zorunluluk” ifadelerini kullandı.
Coşkun, paydaşların bir araya getirilmesi için öncelikle sektörün yapısal sorunlarının giderilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Hepimizin bildiği gibi maliyet artışları hem tüketici açısından, hem üretici açısından hem de biz süt ve süt ürünleri işletmeleri açısından zor bir dönem tüm dünyada ve Türkiye’de. Güncel olarak çözülmesi gereken sorunlar olduğu gibi yapısal olarak da çözülmesi gereken konular var. Birtakım güncel konularda çözümler verebilirsiniz ama yapısal tedbirler, stratejik önlemler almadığınız sürece orta ve uzun vadede istenen sonucu elde edemeyiz. Bu yapısal sorunları çözmemiz gerekiyor. Süt yağı ve protein oranlarını yükseltmemiz, mikrobiyolojik kalitemizi artırmamız, süt soğutma ve lojistik süreçlerimizi iyileştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Etkinlik, Türkiye’de çiğ süt kalitesinin iyileştirilmesi için nasıl bir yol haritası çizilmesi gerektiği konusunun tartışıldığı panelle devam etti.