İstanbul
Uzmanlar, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklıkların gelecek yıllarda daha yüksek soğutma derecelerine ihtiyacı artırabileceğini kaydetti.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından her ay yayımlanan ısıtma ve soğutma gün dereceleri, 24 saatlik zaman diliminin ne kadarının sıcak ya da soğuk geçtiğini ölçmeyi ve bu sayede binaların ısıtılması veya soğutulması için gereken enerji gereksiniminin hesaplanmasını sağlıyor.
MGM'nin verilerine göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 2024'ün ilk 3 ayında sadece Hakkari, Mardin, Siirt ve Şırnak'ta ısıtma gün derece değeri yükseldi yani bu kentlerin ısınma gereksinimi arttı. Avrupa Birliği'nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre, 2024 küresel olarak kaydedilen en sıcak ocak, şubat ve mart aylarının yaşandığı yıl olurken bu aylarda kaydedilen rekor sıcaklıklar, ısıtma gün derecelerine de yansıdı ve bu 4 il dışındaki illerde ısınma gereksinimi azaldı.
Enerji talebini belirlemede kullanılan endeksler olarak da bilinen ısıtma ve soğutma gün dereceleri hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nazan An, günlük sıcaklıklara göre hesaplanan ısıtma ve soğutma gün derecelerinin, dış ortam sıcaklığının, belirli bir referans değerinden ne kadar farklı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Isıtma gün derecelerinin genellikle bir yıl olmak üzere belirli bir süre boyunca, örneğin 15 derece gibi belirli bir eşiğin altındaki günlük sıcaklık açığının toplanmasıyla hesaplandığını belirten An, şöyle devam etti:
"Örneğin, iç mekan baz sıcaklığı 15 derece ve bir gün içindeki ortalama dış ortam sıcaklığı 10 dereceyse o gün için ısıtma gün derece değeri 15-10=5 olur. Daha sonra bunlar her gün için hesaplanarak toplanır ve böylece ilgilenilen ay ya da yıl için toplam değer bulunur. Benzer şekilde soğutma gün derece, belirli bir süre boyunca belirli bir eşiğin örneğin 22 derece üzerindeki günlük sıcaklıkların fazlasının toplanmasıyla hesaplanır. Eğer iç mekan referansı 22 derece ve ortalama dış ortam sıcaklığı 25 dereceyse soğutma gün derece değeri 25-22=3 olur. Isıtma gün derece hesaplamasında olduğu gibi her gün için hesaplanan bu değerler aylık veya yıllık olarak toplanır."
Isıtma ve soğutma gün derecelerinin, enerji talebini ve tüketimini değerlendirmek, iklimsel değişiklikleri incelemek ve ısıtma-soğutma sistemlerinin verimliliğini denetlemek için kullanıldığını ifade eden An, ısıtma ve soğutma gün derecelerinin enerji planlaması, bina tasarımı ve kaynak tahsisi için bilgiler sağlanmasına yardımcı olduğunu ve son zamanlarda iklim değişikliğinin enerji talebi ve altyapı üzerindeki etkileri bağlamında da ısıtma ve soğutma gün derecelerinin önemli olduğunu vurguladı.
Isıtma gün derecesinin kış aylarındaki düşük sıcaklıklarda üşüyüp ne kadar ısınmaya ihtiyaç olacağını, soğutma gün derecesinin ise yaz aylarındaki sıcaklıklardan bunalıp klimaya ne kadar ihtiyaç duyulacağını gösterdiğini aktaran An, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl henüz tamamlanmadığı için 3 aylık veri ile ısıtma gün derece açısından değerlendirme yapılabilir. MGM'nin güncel verilerini dikkate alacaksak, İstanbul'un Kadıköy ilçesi için yayımladığı veriler incelendiğinde ısıtma gün derece değerinin bu yılın ilk 3 ayında 740 olarak gerçekleştiğini gözlemliyoruz ki bu değer, 2022'nin ilk 3 ayında 995, 2023'ün ilk 3 ayında ise 779'du. Son 3 yıla bakıldığında ısıtma gün derece değerinde yani ısıtma ihtiyacında azalma olduğu görülüyor.
Aynı lokasyon için soğutma gün derece değerine bakıldığında 2022'nin tamamında 292 olan soğutma gün derece değeri geçen yılın tamamında 333'e yükselmiş, bir başka deyişle soğutma ihtiyacı artmış. Yaz aylarında hem sıcaklık ortalamalarındaki hem de sıcaklık ekstremlerindeki artış her bir önceki döneme göre daha yüksek, dolayısıyla bu yıl ve daha sonrasında daha yüksek soğutma gün dereceleriyle karşılaşabileceğimizi söyleyebiliriz."
"Enerji ve inşaat sektörleri için kritik değerler"
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Danışma Kurulu Üyesi Dr. Tufan Turp, iklim değişikliğinin etkisiyle ısıtma ve soğutmaya bağlı gelecekteki enerji talebinde oluşabilecek değişikliklerin öngörülmesinde gün derecelerinden faydalanılmasının pratik yöntemlerden biri olarak ortaya çıktığını anlattı.
Herhangi bir gün, hafta, ay ya da yılda bir binanın ısıtılması ya da soğutulması için gerekli olan enerji miktarının herhangi bir gün, hafta, ay ya da yılda ısıtma ya da soğutma gün derece sayısıyla doğrudan orantılı olduğunun altını çizen Turp, tüm bunlar dikkate alındığında ısıtma ve soğutma gün derecelerinin ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektörleri için oldukça kritik değerler olduğundan bahsetti.
İklim değişikliğine bağlı olarak havaların kış aylarında aşırı soğuması ve yaz aylarında aşırı ısınması nedeniyle enerji tüketiminde artış yaşandığı bilgisini veren Turp, şunları söyledi:
"Bu artışa bağlı olarak hane halklarının ısınma ve soğutma maliyetleri de artmaktadır. Enerji maliyetlerindeki bu artıştan ne kadarının iklim kaynaklı olduğunun tespit edilebilmesi ancak ısıtma ve soğutma gün derece hesaplamaları yardımıyla yapılabilmektedir. Gün dereceleri hesaplanırken baz sıcaklık ile dış sıcaklık karşılaştırılmaktadır. Sıcak günlerle soğutma gün dereceleri hesaplanırken, soğuk günlerle de ısıtma gün dereceleri hesaplanmaktadır. Dolayısıyla daha fazla aşırı sıcaklık ya da aşırı soğukluk daha yüksek sayıda gün derecesi anlamına geliyor. Daha yüksek sayıdaki gün derecesi de bir yerin ısıtılması ya da soğutulmasında daha fazla enerjiye ihtiyaç var demektir. Bu anlamda enerji tüketimine bağlı çevresel sorunların doğru yönetilmesiyle enerji tüketim maliyetlerinin düşürülmesi ve maksimum faydanın elde edilmesi gelecekteki enerji talebi açısından önemlidir."
Gelecek yıllar için tahminler
Küresel ısınma nedeniyle kışın ısıtma amaçlı enerji tüketimi azalırken, yazın soğutma amaçlı enerji tüketiminin önemli ölçüde arttığını, bu durumun enerji talebinde genel olarak artış eğilimine yol açtığını vurgulayan Turp, sözlerini şöyle tamamladı:
"İklim değişikliğinin enerji tüketimi üzerindeki etkileri bölgesel olarak bağımlıdır. Bazı bölgelerde iklim değişikliği nedeniyle enerji talebinde net bir artış yaşanmaktadır. İklim değişikliği ve sıcaklık aşırılıkları bu metrikleri doğrudan etkiliyor. Temmuz ayındaki soğutma ihtiyacını hesapladığımızda, bu yılın temmuz ayı bir önceki yıla göre ortalamalar ve aşırı sıcaklıklar anlamında daha sıcaksa elbette bu durum bu yılın soğutma ihtiyacını da artıracaktır. Konuya ilişkin 2018'de yayımladığımız bir çalışmada tüm ülke genelinde ısıtma gün derecelerinde bir azalma ve soğutma gün derecelerinde ise genel olarak bir artış̧ olacağını öngördük. Isıtma gün derecesindeki bu azalmanın ve soğutma gün derecesindeki bu artışın 2046-2065 döneminde 2016-2035 dönemine kıyasla daha fazla olabileceğini öngördük."