Gıda fiyatlarındaki yükselişin ürünler mağazaya gelmeden yaşandığını anlatan Demirel, genelde ürün fiyatlarının aracılardan dolayı yükseldiğini belirtti. “ŞOK marketler içerisinde özellikle gıdada düşük fiyata kaliteli ürünlerin olması için uzun zamandır önemli bir çalışmayı başlatmıştık. “Doğru Tarım” adını verdiğimiz bu uygulama ile çiftçi ve üreticilerle sözleşmeli çalışma içerisindeyiz. Bir anlamda tarlalarını ŞOK'a ayıran üretici, ön ödeme de dahil olmak üzere verdiğimiz desteklerle ürettiği ürünün tam da karşılığını tam zamanında alıyor. Bu program ile binlerce çiftçinin ürettiği ürünler, gerçek fiyatlarla marketlerimize giriyor. Bu da ŞOK'un müşterilerine daha düşük fiyatlı ürün sunmasını sağlıyor. Bu dönemde diğer marketlerle bizleri ayıran en önemli fark da bu oldu” diye konuştu.
“Tüketici portföyü değişti, e-ticaret yüzde 40 arttı”Demirel'in verdiği bilgilere göre dövizdeki dalgalanma sürecinde ŞOK'a gelen müşteri sayısı da artmış durumda. Genelde tüketiciler “private label” adı verilen özel markalı ürünlere de yönelmiş. Demirel, “ŞOK Marketler; bu süreçte Piyale, Mis, Evin gibi bilinen markalarını üretim süreci boyunca uçtan uca kontrol altında bulundurarak fiyatları düşük tutmayı sağladı. Bir de dikkatimi çeken CEPTE ŞOK uygulamasına yönelik artış oldu. Son 4-5 haftalık süreçte CEPTE ŞOK uygulamamızdan yapılan siparişlerin oranı da yüzde 40 arttı. Bu da müşteri portföyünün genişlemesi ve bilinirliğin artması anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
“Getir ile önemli bir sinerji kurulacak”Konu teknolojiden açılmışken Demirel'e son dönemin popüler uygulaması Getir ile işbirliğini soruyorum. Demirel, şöyle anlatıyor: “ŞOK, Türkiye'nin en hızlı büyüyen perakende şirketi. Türkiye'nin tamamına yayılmış yaklaşık 9 bin mağazası bulunan bu şirketi başarılı kılan ise üretim ve dağıtım ağı. Müthiş işleyen bir lojistik altyapısı, güveni de beraberinde getiriyor. Getir uygulaması da Türkiye'nin dünyadaki en popüler markalarından biri haline geliyor. Getir'in teknolojik altyapısı ve gücü ile ŞOK'un dağıtım ve lojistik ağını buluşturduğumuzda farklı bir sinerji olacak. Şu anda anlaşma süreci tamamlanmadı. İmzalanan iyi niyet mektubu çerçevesinde çalışmalar devam ediyor. Getir'in ŞOK'tan azınlık oranında hisse almasıyla işbirliğimiz de başlayacak” ifadelerini kullandı.
“Kendi aracını üretecek, Avrupa'nın en büyüğü olacak”ŞOK'un kendine ait uygulaması Cepte ŞOK'un diğerlerinden farkını sorduğumda ise Demirel, “Bizler, müşterilerimizin almak istediği ürünleri teslim işlemini ücretsiz gerçekleştiriyoruz. Biraz farkımız da bu oldu. Rafta görülen ile kapıya gelenin fiyatı aynı. Bir de marketlerimizin sipariş dağıtım ağını güçlendirmek istedik. Şu anda elektrikli teslimat aracına yönelik bir geniş bir ağ kuruyoruz. Geliştirdiğimiz “Elektrikli Araç Projesi” ile bir yandan karbon emisyonunu azaltmayı diğer yandan ise alım/dağıtım operasyonlarında müşteri memnuniyetini üst düzeye çıkarmayı planlıyoruz. Tasarımı tamamen bize ait olan araçların150 adedi şu anda hizmet veriyor. Bu sayıya 1000 tane daha eklenecek yakın zamanda. Onay süreçlerinin tamamlanmasıyla Avrupa'nın en büyük, elektrikli araç parkına sahip perakende şirketlerinden biri olacağız” dedi.
İstihdam gücümüze her yıl 5 bin kişi katılıyorDemirel, özellikle ŞOK'un yatırımlarına dikkat çekiyor. 2011 yılında Yıldız Holding bünyesine 2 bin mağaza ile giren şirket, şu anda 9 bin mağazaya, 31 depoya sahip. Toplamda da 40 bin kişi çalışıyor. Bu rakamla ŞOK, 70 bin kişilik Yıldız Holding personel gücünün yarısından fazlasını oluşturuyor. “Her yıl 1.000 yeni mağaza açıyoruz” diyen Demirel, “Bu da yaklaşık 5 bin yeni istihdam anlamına geliyor. Türkiye'de her yıl bu kadar yeni istihdam oluşturan şirket de pek yok” diye de ekliyor. Gerçekten de öyle. Düşününce, birkaç yüz kişilik istihdam sağlayan yatırımlar için şaşaalı açılış törenleri yapılırken, 5 bin kişinin iş sahibi olması sessiz sedasız şekilde, ŞOK ve Yıldız Holding binalarında kutlanıyor.