Son dakika haberi... Kara kıta Afrika’nın petrol, altın, elmas madenlerine göz diken başta Fransa olmak üzere Batılı egemenlerin oyunu bozuluyor. Türkiye’nin merhamet diplomasisiyle kıtanın yüzünü güldüren adımları dengeleri değiştirirken küresel güçlerin satranç tahtasına dönen Afrika'da kartlar yeniden karılıyor.
Batı’dan türeyen kaos ve darbe senaryolarıyla kendi topraklarındaki zenginliği, ülkesinin geleceğini inşa etmekte kullanamayan Afrika ülkeleri Türkiye’nin bölgede attığı adımlar sayesinde gözlerini açmaya başladı. Özellikle dedelerinin iyi niyetlerine karşılık Fransızlar başta olmak üzere Batılıların ülkelerine “yardım” adı altında “sömürü” politikaları dayatmasına resti çeken gençler yeni bir tavır geliştiriyor. Bunun son örneği Afrika-Fransa zirvesinde kendini gösterdi. Zirveye katılan Afrika diasporasından gençler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ülkesinin sömürgecilik faaliyetlerine son vermesini ve ellerini kıtadan derhal çekmesi gerektiğini söyledi.
MACRON’UN YÜZÜNE SÖYLEDİLER
Fransa'nın Montpellier kentinde 54 Afrika ülkesinden yaklaşık 3 bin genç ve aktivist, bu yıl 28'incisi düzenlenen Afrika-Fransa zirvesinde buluştu. Afrikalı liderin katılmadığı gözlemlenen zirvede, 11 Afrika ülkesinden gençler, Macron'la birebir düzenlenen oturumda Afrika-Fransa ilişkilerine dair eleştirilerini yüksek sesle dile getirdi.
Burkina Fasolu aktivist Ragnimwende Eldaa Koama, Fransa'nın Afrika'ya ilişkin söylemlerinde sık sık kullandığı "yardım" kelimesinin son derece uygunsuz, demode ve sorunlu olduğunu vurguladı. Koama, Burkina Faso'nun efsanevi lideri Thomas Sankara'dan alıntı yaparak, "Bu yardımlar, yardım almayı bıraktırmadığı sürece derhal sona erdirilmeli." dedi.
KİRLİ KAZAN UYARISI!
Fransa'nın Afrika ile ilişkisine sert eleştirilerde bulunan Koama, "Afrika ile Fransa arasındaki ilişkiyi eğer bir kazana benzetecek olursak bilin ki o kazan çok kirli! İşlenen suçları hafife almakla, yolsuzluklarla, alçaltıcı bir dil kullanımıyla oldukça kirlenmiş durumda. Sayın Macron, sizi bu kazanı tamamen temizlemeye davet ediyorum. Eğer hala bu kirli kazanda yemek yapmaya devam ederseniz emin olun ben bu yemeği yemeyeceğim, biz bu yemeği yemeyeceğiz, Afrika bu yemeği bir daha yemeyecek!" sözleriyle net mesajı verdi.
AFRİKA OLMASAYDI FRANSA OLMAZDI
Malili aktivist Adam Dicko da Macron'un, "Fransa olmasaydı Mali'de bir hükümet olmazdı" açıklamalarına atıfta bulunarak, "Sayın Cumhurbaşkanı, devamlı Fransa'nın müdahalesi olmadan Mali'de hükümet olmayacağını söylüyorsunuz. Lütfen bilin ki Afrika olmasaydı Fransa olmazdı. Terör sadece Mali'nin değil sizin de sorununuz. Bizi bu noktada mağdur pozisyonuna sokarak kendimizi suçlu hissettirmeyi bırakın. Artık yardımlardan değil ortaklıktan bahsetmeliyiz. Afrika işsizlik ya da sefalet içinde bir yer değil aksine genç, iyimser ve coşku dolu bir kıta” dedi.
Senegalli aktivist Cheick Fall da dünyanın giderek küreselleştiği bir dönemde Afrika'nın da içine kapanmayacağının altını çizerek, "Afrika'da yaptıklarınız için özür dileyin. Afrikalı diktatörlerle çalışmayı bırakın. Bu sözde 'babacan' iş birliği tavrını bırakın. Afrika'daki üslerinizden kademeli ve planlı şekilde çekilin” uyarısını yaptı.
TÜRKİYE HAZIMSIZLIKLARINI MANŞET YAPTILAR
Hâl böyleyken son yıllarda Türkiye’nin Afrika’da artan etkinliği Fransız medyasında hazımsızlığa dönüştü. Lo Monde gazetesinin öncülük ettiği Türkiye aleyhindeki yayınlarda Türkiye’nin 2002 yılında 12 büyükelçiliğinin bulunduğu Afrika’da bugün bu sayının 43’e çıkmasının ve artan yatırımların verdiği endişe öne çıktı. Önümüzdeki dönemde 50’ye çıkması beklenen büyükelçi sayısı bir yana hali hazırda 25 milyar dolar olan ticaret hacminin de 50 milyar doları bulması öngörülüyor. Türkiye’nin hedefi Afrika’da tarihi bağları canlandırarak sömürgecilerin çekilmesiyle bölgede geçmişte olduğu gibi barış ve huzur ortamının inşasına öncülük etmek.
KARA KITANIN UMUDU TÜRKİYE
Mali Başbakanı Choguel Kokalla Maiga iki gün önce yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletlerin (BM) ve uluslararası toplumun ülkesinde terörü bitireceklerine dair söz vermelerine rağmen bunun tam tersinin gerçekleştiğini ifade ederek 8 yıl önce ülkesinin kuzeyine sıkışmış teröristlerin, bugün ülkenin üçte ikisine hâkim olduğunu duyurmuştu.
Maiga, ülkesinin toprak bütünlüğünü sağlayabilecek ülkelere kapılarının açık olduğunu belirterek "Türkiye gibi dost ülke gerekiyor" ifadesini kullanmıştı. Mali hükümetinin Türkiye ile iyi ilişkileri bulunduğunu aktaran Maiga, çok sayıda Türk iş insanının ve şirketinin Mali'ye geldiğini, Türk şirketlerinin temsilcileriyle de görüştüğünü söylemesi dikkat çekmişti. Mali Başbakanı Maiga, son açıklamasında ise Fransa'yı ülkesinde silahlı grupları eğitmekle suçladı. Maiga açıklamasında "Mali ordusunun Kidal'e girişini yasaklayan Fransa orada ayrı bir bölge oluşturdu. Peki orada ne yaptı? Ensaruddin terör örgütünden 2 elebaşını başka bir terör örgütü oluşturmak için aldı. Bu bölgede hala Mali hükümetinin hiçbir yetkisi yok. Fransız subaylar tarafından eğitilen silahlı gruplar var. Buna ilişkin kanıtlarımız var" dedi.
TÜRKİYE EV SAHİPLİĞİ YAPACAKSon yıllarda Afrika ülkeleriyle ilişkilerini kazan-kazan modeli ile geliştiren Türkiye, iki büyük zirveye ev sahipliği yapacak. İlki 2008 yılında yapılan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin ikincisi 21-22 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek, zirvenin üçüncüsü ise 17-18 Aralık’ta düzenlenecek. Her iki zirvenin Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkileri daha da güçlendirmesi beklenirken karşılıklı yatırımların artması ve beş yıllık yeni bir eylem planın kabul edilmesi hedefleniyor.
LİBYA İSTİKRARA KAVUŞTU
Fransızların yıllardır sömürdüğü ABD ve Rusya gibi süper güçlerin vekâlet savaşı yürüttüğü Libya’da, küresel terörizmin aparatı Hafter üzerinden ülkeyi dizayn etme çabalarını Türkiye’nin hamlesi boşa çıkardı.
Karşılıklı yapılan askeri ve ticari anlaşmaların geldiği noktayı Libya Ulaştırma Bakanı Muhammed Salim eş-Şehubi son açıklamasında şöyle tarif etti:
“Libyalılar dünyanın her yerine Türkiye üzerinden gidiyor. Türkiye Libya’nın dünyaya açılan kapısı oldu.” Libya’da istikrarın sağlandığına dikkat çeken Şehubi, ülkeyi yeniden inşa ettiklerini belirterek, Türklerin tüm alanlarda 30 milyar liralık proje üstlendiğini vurguladı.
KAYNAK : Diriliş postası