Sosyolog Adem Palabıyık, yaptığı açıklamada, Demirtaş ve Öcalan arasında özellikle çözüm sürecinden itibaren görünmez bir çatışma olduğunu, HDP’nin süreci desteklemediğini, FETÖ'nün bu sebepten Demirtaş’tan yana olduğunu ama Demirtaş’ın kaybettiğini söyledi.
“6-8 Ekim süreci, Demirtaş’ın Öcalan’a karşı giriştiği iç darbe mücadelesiydi” diyen Palabıyık, “En başından beri FETÖ, HDP’nin her yaptığına destek veriyordu, özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonra HDP ile FETÖ arasında arka kapılarda yapılan görüşmeler tüm gerçeği ortaya koyuyordu. FETÖ, Öcalan’ın İmralı’dan çıkamayacağını bildiği için HDP üzerinden Demirtaş’ı destekledi. Çünkü Demirtaş’ı, Öcalan karşısında bir aktör olarak görmek istiyordu. Ayrıca HDP, çözüm sürecini de desteklemiyordu. Demirtaş da bu üstü örtük teklifi geri çevirmedi ve bu role hazırlandı. 6-8 Ekim olayları bu rol için biçilmiş kaftandı ve Demirtaş 6 Ekim gecesi olayları ateşleyen tweet’i HDP hesabından paylaştı. Paylaşımın ardından zincirleme bir şekilde 35 ilde ayaklanma ve şiddet girişimleri başladı. Buradaki asıl amaç Öcalan’ın rolünün üstüne toprak serperek Demirtaş’ı daha katı bir aktör olarak öne sürmekti. Özellikle FETÖ medyası ve taraftarları, Demirtaş’ı ciddi anlamda destekledi. Çünkü FETÖ, iç karışıklık çıkarabilmek için PKK’nın gücünü istiyor ve destekliyordu. Bu desteği açık bir şekilde vermesi daha sonra gerçekleşti ama önceki süreçte Demirtaş’ın, Öcalan’a rakip olarak sunulması önemli bir plandı. Böylece HDP’nin tabanını sokağa çağırmak daha kolay olacak ve iç karışıklıklar artacaktı. Fakat olaylar istendiği gibi gitmedi, devlet hızlı bir süreçte tüm tedbirleri aldı ve FETÖ destekli Demirtaş çağrısının sonu geldi. FETÖ de, Demirtaş’tan yana olmasına rağmen Demirtaş kaybetti” ifadelerini kullandı.
"FETÖ, 6-8 EKİM İLE 15 TEMMUZ'A HAZIRLANMA NİYETİNDEYDİ"
FETÖ’nün her fırsatı kendi lehine kullanmaya çalıştığını belirten Prof. Dr. Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her bir olayın başarısızlığı diğer girişimi tetiklemiştir. Aslında bu süreç bir zincirdir ve temel amaç ülkeyi kaosa sürükleyerek Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hem ulusal hem de uluslararası arenada zor durumda bırakmak ve AK Parti'yi ortadan kaldırmaktı. Çünkü Gezi Parkı olaylarında halk ayaklanmasına çağrı yapıldı, 6-8 Ekim'de Kürt halkının ayaklanmasına çağrı yapıldı ve PKK'dan destek istendi, ayrıca 15 Temmuz'da da hain darbecilere çağrı yapıldı. Eğer 6-8 Ekim amacına ulaşsaydı, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi başarılı olacaktı. Çünkü 6-8 Ekim ve 15 Temmuz, bir zincirin halkalarıdır. Buna Gezi Parkı olayları da eklenebilir. Her olay birbirini tamamlayan kadro ve içeriğe sahipti. 15 Temmuz sürecinden önceki şiddet olaylarından birisinin başarılı olması, 15 Temmuz’un da başarılı olması anlamına geliyordu. 6-8 Ekim olaylarında Demirtaş’ın HDP tabanına ve Kürt halkına bir aktör olarak sunulma çabası tamamen FETÖ destekli bir girişimdi.”