Fatih’te bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan’ı yaptırılan Süleymaniye Külliyesi’nin 464 yıllık Darüşşifa ve İmaret bölümlerinin restorasyonunun yüzde 75’i tamamlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdür Yardımcı Levent Çetin, 3 yıldır devam eden restorasyon çalışmalarıyla ilgili, “Buradaki restorasyon çalışmamız devam ediyor. Bu yapıda yaklaşık yüzde 75 seviyesindeyiz. 2024 senesi içinde yapının restorasyonunu tamamlamayı planlıyoruz” dedi. Kanuni Sultan Süleyman’ın mirası olan restorasyondaki yapılar havadan görüntülendi.
İstanbul’un en güzel yapılarından olan Süleymaniye Külliyesi, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1550 yılında Mimar Sinan’a inşa ettirilmeye başlandı. Külliyenin hastane olarak kullanılacak olan bölümü Darüşşifa ile aşevi olarak kullanılacak İmaret bölümlerinin yapımına ise 1553 yılında başlandı. Külliyenin inşasının tamamı 1559 yılında sona erdi. Darüşşifa bölümü 1870’li yıllardan sonra önce askeri matbaa sonra da yatılı Kuran Kursu oldu. İmaret binası ise sosyal eksilikleri giderildikten sonra 1913 yılına Türk - İslam Eserleri Müzesi’ne ev sahipliği yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Darüşşifa bölümünde 2020’de İmaret bölümünde ise 2021’de restorasyon çalışmalarına başladı. İki yapının restorasyonunun yüzde 75’i tamamlanırken, çalışmaların 2024 yılının içinde bitmesi planlanıyor. İmaret bölümü çalışmaların tamamlanmasının ardından İstanbul Vakıf Eserleri Müzesi olarak açılacak. Öte yandan restore edilen Kanuni Sultan Süleyman’ın mirası yapılar havadan görüntülendi. "Restorasyon çalışmalarının yüzde 75’i tamamlandı"
Restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Vakıflar Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Çetin, “İçinde bulunduğumuz alan Süleymaniye Camii’nin Külliyesi olarak biliniyor. Kanuni Sultan Süleyman emriyle o dönemin baş mimarı Mimar Sinan’a 1550 yılında yaptırılmaya başlanıyor. Bu külliye kapalı bir külliye değil. İçinde sokakların olduğu binaların ve sokakların oluşturduğu çevreye açık bir külliyedir. Çok fazlaca yapısı var. 20’ye yakın parça yapı var. Cami yapısı buradaki ana yapımız. 1550 yılında başlayıp 1555 yılında biten bir yapı. Diğer çevredeki müştemilat yapıları da 1553 yılında başlayıp 1559 yılında tamamlanmış yapılar. İçinde bulunduğumuz yapı Darüşşifa olarak biliniyor. Yani burada hastaların tedavi edildiği yer. Hem ayakta hem de yatarak tedavi yapılan bir yapıdan bahsediyoruz. Buradaki restorasyon çalışmamız devam ediyor. Bu yapıda yaklaşık yüzde 75 seviyesindeyiz. 2024 senesi içinde yapının restorasyonunu tamamlamayı planlıyoruz. Bu yapı döneminde hastane yapısı olarak kullanılmış bir yapıdır. İçinde bulunduğumuz zemin katta 24 hücre odası bulunuyor. Bu odalar hastaların konaklaması için kullanılmış zamanında. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bu Darüşşifa için ‘Çok kıymetli hekimlerin burada bulunduğu, buraya gelenlerin 3 gün içerisinde bütün hastalıklarından kurtulduğu, şifa bulduğu’ ile ilgili notlar var. O yüzden çok kıymetli bir yer. Aynı zamanda Selçuklu ve Osmanlı döneminde tıp medresesi ile beraber yani işin sağlık anlamında teorik kısmıyla pratik kısmının beraber yürütüldüğü ilk medrese ve ilk Darüşşifa yapısı burada bulunuyor. Hemen karşımızdaki Yazma Eserler Kurumu’nun kullandığı yapı da tıp medresesi olarak hizmet vermiş. Burada aşağıda bodrum katta bir zindanımız var. Darüşşifanın kendine özel bir hamamı yine bodrum katta hasta yakınlarının gelip kaldığını düşündüğümüz 9 tane kervansaray odaları gibi odalarımız var. Restorasyona 2020 yılında başladık. 2024 yılının içerisinde de bitirmeyi planlıyoruz. Burası yıllarca Süleymaniye Külliyesi’nde tıp eğitimi anlamında önemli bir hizmet vermiş. Çok uzun süreler, 1870’li yıllara kadar yine hem tıp eğitimi hem de hastane olarak çalışmış. Daha sonrasında askeri matbaa olarak hizmet verdikten sonra bir dönemde yatılı Kuran Kursu olarak çalışmış. Ondan sonra da biz zaten restorasyon çalışmalarına başladık. Tamamlandıktan sonra yine benzer bir faaliyetle ve işlevle kullanılmaya devam edecek” şeklinde konuştu. “2024’ün ilk aylarında tamamlayıp İstanbul Vakıf Eserleri Müzesi haline getirmeyi planlıyoruz”
Süleymaniye Külliyesi’nin İmaret bölümünün restorasyonun ardından İstanbul Vakıf Eserleri Müzesi olarak kullanılacağını anlatan Çetin, “İmaret yapısı da hemen Darüşşifa binasının yanında bulunuyor. Süleymaniye Külliyesi’nin yine önemli bir parçası. Adı üzerinde imaret yani aşhane aşevi olarak hizmet veren bir yapı. Orada da ihtiyaç sahiplerinin karınlarının doyurulduğu hatta ve hatta barınmalarının sağlandığı bu tip sosyal eksikliklerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir binadır. İmaretten sonra yapı 1913 senesinde Vakıf Eserleri Müzesi olarak hizmet vermeye başlamış. Daha sonra 1993 yılına kadar İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet vermeye devam etmiş. 2021 senesine kadar da bir özel müteşebbis orayı kullanmış. Orada da restorasyon çalışmalarımız yüzde 75 - 80 seviyelerinde. Orayı 2024’ün ilk aylarında tamamlayıp İstanbul Vakıf Eserleri Müzesi haline getirmeyi planlıyoruz. Bodrum katındaki restorasyon çalışmalarımız tamamlandı. Bodrum katında Vakıf eserleriyle ilgili bir halı bölümü olacak. Üst katında da diğer camilerimizde ve vakıf yapılarında bulunan eserleri sergileyeceğiz” ifadelerini kullandı.