Esenler Belediyesi, “Tarihi Sevdiren Adam” olarak tanınan tarihçi-yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun 1. vefat yıl dönümünde anma programı düzenledi. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen anma programı, TBMM Eski Başkanı İsmail Kahraman, Bahadıroğlu’nun oğlu, hukukçu Mücahit Birinci, yazar Mehmet Paksu, yazar İsmail Fatih Ceylan, yazar Fatih Duman ve yazar Abdullah Arıdoru’nun katılımlarıyla gerçekleşti. Kur’an tilaveti ile başlayan programda, Bahadıroğlu’nun hayatını anlatan bir film gösterimi de yapıldı. Programda ayrıca katılımcılara Bahadıroğlu’nun “Biz Osmanlıyız” adlı kitabı takdim edildi. Program, Bahadıroğlu’nun fotoğraflarından oluşan bir sergiye de ev sahipliği yaptı.
BİR İRFAN İNSANIDIR
TBMM Eski Başkanı İsmail Kahraman, “Tarih, bir deniz feneridir. Geleceği gösterir. Tamir ettirir. Geçmişi anlatır. Mevcudu da değerlendirme imkânı sağlar. Ama tarihin gerçeği lazım, sahte tarih değil. Ismarlama tarih değil. Yavuz Bahadıroğlu’nun farkı, gerçek tarihi sevdirmesi ve müdafaa etmesidir. Yavuz Bahadıroğlu, bir irfan insanıdır” dedi.
TARİHİMİZLE GURUR DUYMAYI ÖĞRETTİ
Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, “Yavuz Bahadıroğlu deyince ben üşürüm. Niye diyeceksiniz? Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde imam-hatip ortaokulu okudum. Göksu Kitabevi diye bir kitabevi vardı. Kitabevine gittiğimde hep Bahadıroğlu’nun kitaplarını alırdım. Tabi akşam gelir, dersi çalıştıktan sonra sobalı odada nöbet biterdi. 8 kardeşli bir ailenin çocuğuyum. Sobalı odaya ancak birkaç kişi düşerdi. Dersler bittiğinde gece yatmaya kalktığımda Yavuz Bahadıroğlu ağabeyin kitaplarını okurdum. Üzerime yorganı çeker, altında kitapları okurdum. Bu nedenle Yavuz Bahadıroğlu deyince ben üşürüm. Üşüyerek okurdum ben onun kitaplarını. O kitapların serilerinde okumadığım çok az kitap kalmıştır. Sonra aradan zaman geçti ve Yavuz Bahadırıoğlu ağabeyi burada Esenler halkıyla buluşturduk. Uzun uzun tarih sohbetlerine vesile olduk” şeklinde konuştu.
Göksu, Bahadıroğlu’nun bizlere tarihimizle gurur duymayı öğrettiğini belirterek “O, bize tarihi sevdirdi. Aynı zamanda tarihi de öğretti ve en önemli şeyi yaptı, tarihimizle gurur duymayı öğretti. Bizim tarihimizde utanılacak bir şey olmadığını, gurur duyacak altın sayfaların olduğunu, tarihimizde bizim ecdadımızın, yolumuzu açanların her birinin büyük bir medeniyet inşası için yola düştüklerini ve bütün insanları selameti ve istikameti için yola çıktığını bize altını çize çize anlattı” ifadelerini kullandı.
VEFATINDAN SONRA DAHA İYİ TANIDIK
Yavuz Bahadıroğlu’nun oğlu Mücahit Birinci ise “Babam sadece sokakta, televizyon ekranlarında ve radyoda değil, ailesinde de mümin ve Müslüman bir insandı. Babamızın en büyük özelliği çalışkan olmasıydı. Haznedar’daki evimizde daktilo tıkırtılarıyla uyurdum. Sabahlara kadar yazardı. Çok fazla uyumazdı. Vücudunun buna nasıl dayandığını ben merak ederdim. Vefatından sonra biz babamızın ne kadar çok kişiye temas ettiğini gördük. Öyle telefonlar geldi ki. Öyle kardeşlikler kurmuş ki. Ahmet Yesevi gibi, milletin adamlarından biri olarak dokunmuş milletimize. Vefatından sonra babamızı daha yakından tanıma fırsatımız oldu. Afyon’dan, Rize’den, Diyarbakır’dan, Yozgat’tan, Antalya’dan hiç tanımadığım insanlar beni aradı ve aynı kardeşlik hukukunu şimdi biz kurduk. Onlarla tanışma şerefine nail olduk. Milletimiz gerçekten bu tip şahsiyetlere her noktada sahip çıkıyor. Sahip çıkmaya da devam ediyor” diye konuştu.
“Vefatının 1. yılında Yavuz Bahadıroğlu” paneli, yazar Mehmet Paksu, yazar İsmail Fatih Ceylan, yazar Fatih Duman ve yazar Abdullah Arıdoru’nun konuşmaları ve çiçek takdimiyle sona erdi.
KAYNAK : İHA