Ekovitrin Temmuz sayısında yüksek enflasyonun sebeplerini açıkladı. Derginin yeni sayısında yaz sebze, meyve ve gıda fiyatları incelendi. Araştırmada yüksek enflasyonda en büyük etkinin Türkiye’nin potansiyelinden çok altında üretim yaptığını, arzın talebi karşılamakta zorlandığı belirlendi. Ekovitrin Dergisi, Temmuz sayısında jeopolitik riskleri gündeme taşıdı. Dergi, Temmuz sayısında yüksek enflasyonun sebeplerini “Tarım Dosyası” desteği ile açıklarken yaz sebze, meyve ve gıda fiyatlarını da mercek altına aldı. Araştırmada yüksek enflasyonda en büyük etkinin Türkiye’nin potansiyelinden çok altında üretim yaptığını, arzın talebi karşılamakta zorlandığı belirlendi. Türkiye potansiyelinin altında üretim yapıyor
Dergi, Temmuz sayısında 200 milyar dolarlık tarım potansiyelini masaya yatırdı. Araştırmadan çıkan sonuç; tarım ve gıda sektöründe sorunlar halledilemediği için enflasyonu kontrol etmek ve istihdamı artırmak güçleşiyor. Rapora göre; kayıtlı 70 milyar dolar tarım GSYH’sine sahip Türkiye’de enflasyon ve istihdam sorunlarının çözümü; tarımda kayıt dışılığın önlenmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, ülkeye yetecek ve rekabetçi ihracatın yolunu açacak kaliteli üretim, sanayileşme, ürünlerde marka ve pazar belirlemeden geçiyor. Tarımda önceki yıllara göre yüksek üretim ve ihracat yapan Türkiye’nin sektörde mevcut arz ile talebi karşılayamadığı gözleniyor. Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamasının da içinde bulunduğu ithalatla açığını kapamaya çalışan ülke enflasyon ve istihdam sorununda kalıcı çözüm üretmekte zorlanıyor. Dergi, bu alanda da bugünkü şartlarda dahi en az 2-3 trilyon dolardan fazla maden potansiyeline sahip Türkiye’nin sadece 10 milyar dolarlık bir ihracat yapabildiğine değinmiş ve madencilik sektöründeki sorunları gündeme taşımıştı. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasında enflasyon öne çıkan konu oldu. Araştırma; yüksek enflasyonun 2023’te kârlılığı baskıladığını, finansman maliyetlerinden kaynaklı mali baskının arttığını ortaya koydu. Buna göre ilk 500’ün finansman giderleri yüzde 92,5 oranında artarak 533 milyar TL’ye yükseldi. Finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı da 15,6 puan artışla yüzde 41’den yüzde 57’ye çıktı.