Sivas’ın Kangal ilçesinde, Torku’ya bağlı Konya Şeker tarafından işletilen termik santralden yayılan kömür külü, çevre köyler için tehdit oluşturmaya devam ediyor. 2 ay önce santralden yayılan tozdan dolayı nefes alamadığını belirten eski köy muhtarı Ahmet Koç solumun yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Sivas’ın Kangal ilçesinde, Torku’ya bağlı Konya Şeker tarafından işletilen termik santral, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 8 Şubat 2013 tarihinde özelleştirilerek Torku iştiraklerinden Konya Şeker’e devredildi. Yıllık 1 milyon 908 bin 229 MWh elektrik üretim gücüne sahip olan santral, 2020 yılında filtresiz bacalarıyla gündem olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla santralin üretimi, filtre ile ilgili şartları sağlayamadığı gerekçesiyle 1 Ocak 2020 tarihinde durdurulmuştu. Bacalarda gerekli filtre işlemlerinin tamamlanmasıyla 30 gün sonra tek türbinde, 6 ay sonra ise tam kapasite olarak elektrik üretimine yeniden başlandı.
Termik santralde yakılan kömürlerin depolandığı alan yıllar içerisinde adeta tozdan bir dağ halini aldı. Rüzgarlı havalarda çevreye yayılan toz bulutu Mağara köyü başta olmak üzere birçok çevre köyü tehdit etti. Birçok aile köylerini terk etmek zorunda kalırken köylerini terk edemeyenler ise solunum sıkıntısı başta olmak üzere birçok sağlık problemi ile karşı karşıya kaldı. Köy sakinlerinin tozdan kurtulma izin yıllardır verdiği mücadele ise karşılıksız kaldı. Köy sakinleri bir bir ölmek istemediklerini belirtip yardım istedi. 2 ay sonra öldü
Eski köy muhtarı Ahmet Koç 2 ay önce İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, kül nedeniyle hasta olduğunu, nefes almakta güçlük çektiğini belirtmişti. Koç açıklamasının ardından solunum yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetti. Koç yaptığı açıklamada, "Yıllardır bu köydeyim. Termik santral kırk yıl önce kuruldu. Son 10 yıldır doğaya ve canlılara zararı var. Yetkililerden bunun önlemini almalarını istiyoruz. Hastalığımın sebebinin yüzde 80’ni burası. Böbrek hastalığım var, nefes darlığım var. Burada yaşayan kişi hastalanır. Komşularımın hepsi hasta. Bu kül akan suya, köye çok zarar veriyor. Doğa katliamı bu. Masayı akşam yıka sabah üzeri kül oluyor” şeklinde konuşmuştu. “Kül dağı gittikçe yükseliyor”
Bir türlü dertlerini anlatamadıklarını belirten Mağara Köyü Muhtarı Ali Karadeniz, "Sorunlarımızı dile getiriyoruz anlayan ve dinleyen yok. Santralin yetkilisi bizimle alay edercesine konuşuyor. Kül dağı gittikçe yükseliyor” dedi. “Vatandaşlar artık geçimlerini bile sağlayamıyor”
Kül dağının etkileriyle hastalanarak hayatını kaybeden eski köy muhtarı Ahmet Koç’un oğlu Hasan Koç, “2024’e geldik böyle bir depolama sistemi olamaz. Burada büyük sağlık sorunları var. Vatandaşlar artık geçimlerini bile sağlayamıyor. Köyde 30 hane bar yaşayan sayısı 3-4 kişiye düştü” şeklinde konuştu. “Gençlerimiz kül yüzünden köy gelemez oldu”
Kül nedeniyle köyde çok fazla kişinin vefat ettiğini söyleten köy halkından Zöhre Çelik, “Köyde vefat edenlerimiz çok oldu. Eski köy muhtarımız bu kül nedeniyle hayatını kaybetti. Daha yaşardı ama bu kül yüzünden erkenden öldü. Hiç dışarı çıkamadı nefes alamadı. İçtiğimiz suda bile toz var. Amcamın oğlu gırtlak kanseri oldu. Benim eşim de kanser oldu. Gençlerimiz kül yüzünden köye gelemez oldu. Külün her şeyimize zararı var. Hiçbir şey yetiştiremiyoruz” ifadelerini kullandı. “Nefes alamıyorum”
Bu kül yüzünden akciğer kanseri olduğunu iddia eden İbrahim Çelik, “Konuşamıyorum. Küle çok maruz kaldım. Yediğim içtiğim her şeyde kül vardı. Şimdi nefes alamıyorum. Doktora gittim kanser başlangıcı var dedi. Artık bir tedbir alınması lazım” dedi.