Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) idaresindeki Duhok kentinde, önceki gün Avrupa Birliği çıkışlı Eurocopter AS350 modelinde bir helikopter düştü. Terör örgütü PKK'nın medya ayağı, kazadan hemen sonra düşen helikopterin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait olduğunu iddia etti.
Fakat bu iddia Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından jet hızıyla yalanlandı. Bakanlık, bazı sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların gerçeği yansıtmadığını aktardı.
Irak Kürt Bölgesel yönetimi: Duhok'ta düşen helikopterde PKK'lı teröristler var
Yeni günün ilk ışıklarında IKBY'den sır perdesini aralayacak bir açıklama geldi. IKBY, düşen helikopterde terör örgütü PKK'nın bazı üyelerinin olduğunu duyurdu. Yapılan yazılı açıklamada; uluslararası koalisyon güçleriyle, Irak'la ve Türkiye'yle irtibata geçildiğini, helikopterin bu ülkelere ait olmadığına yer verildi.
IKBY'nin vaka üzerindeki soruşturması devam ederken, helikopterin hangi ülkeye ait olduğu sorusu gün içerisinde en çok merak edilen başlıklar arasındaydı. Nitekim terör örgütü PKK'nın envanterinde helikopter olmadığı biliniyordu.
Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, ASAM Uzmanı Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Haber 7 okurları için bu gelişmeyi tüm yönleriyle ele aldı. İşte; Alabarda, Güçlüer ve Pirinççi'nin açıklamaları:
ALABARDA: "İLK KEZ DEĞİL, BİR KEZ DAHA!"
Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, Duhok'ta düşen helikoptere yönelik net bilginin önümüzdeki süreçte paylaşılacağını ve PKK'lı teröristlerin Irak'a hareketini şu ifadelerle anlattı:
"Tabii ki bu PKK’lıların helikopterle nereden nereye taşındığını, içindekiler PKK’lıysa kimler olduğunu istihbarat teşkilatımız kısa zamanda ortaya koyacaktır. Ama bu şunu gösteriyor ki, artık PKK’lı sevkiyatı Suriye ile Irak arasında helikopter vasıtasıyla kotarılıyor. Çünkü bu bölgelerdeki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) varlığı, PKK elebaşları dediğimiz kadronun rahatlıkla at koşturmasının önüne geçti. Şartlar böyle olunca taşıma vasıtası olarak en emniyetli gözüken yola başvurdular. Yani helikopteri kullanmaya başladılar. Önümüzdeki süreç içerisinde bunların PKK’lı olduğu ve helikopterin kime ait olduğu ortaya çıkarsa, ‘PKK ile YPG farklı şeyler’ diyenlerin maskesi bir kez daha düşecek. Bakın ‘İlk kez’ demiyorum, ‘Bir kez daha’ diyorum… Bunu hep birlikte göreceğiz…"
SEÇİM VURGUSU
Alabarda, açıklamasının son bölümünde yaklaşan seçimlere işaret ederek dışarıda yaşanan gelişmelerin gözardı edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı:
"Aslında herkes saatini kurdu, 14 Mayıs’ı bekliyor. Sandıktan kimin çıkacağına göre A ve B planı hazırlıyorlar. Bu kapsamda trafik süratlendi. Bu bağlamda Suriye ve Irak arasındaki trafiğin üzerinde durulması gereken nokta olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili olarak Türkiye’deki seçimden dolayı, iç siyasete odaklanarak bu gelişmeleri gözden kaçırmamalıyız."
GÜÇLÜER: "BU YOLU HER ZAMAN KULLANIYORLARDI"
Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer, düşen helikopterin ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'yla (CENTCOM) bağlantılı olabileceğini belirterek, "Helikopter CENTCOM’a (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) ait olabilir. Çünkü helikopterin içerisinde PKK’lı varsa oklar dolaylı olarak ABD’yi gösterir. Bu böyledir. Demek ki teröristlerin götürüldüğü yerde bir hazırlık vardı. Ama bu bugün gerçekleşmiş bir olay değil. PKK’lı teröristlerin bölgeden bölgeye taşındığını zaten biliyorduk. Daha çok düşmesinden ötürü gündeme girdiğini söyleyebiliriz. Bu yolu her zaman kullanıyorlardı" diye konuştu.
Güçlüer, son olarak helikopterde normal teröristlerin taşınmayacağını belirterek 10-15 kişilik ekip arasında PKK'nın üst düzey elebaşlarının olabileceğini kaydetti:
"Düşen helikopterin taşıma kapasitesi kısıtlı. En fazla 10-15 kişiyi taşıyabildiğini düşünelim. Buradan PKK’nın üst düzey elebaşlarının orada bulunduğunu söyleyebiliriz. Yani ABD ile irtibatı ilişkiyi sürdüren teröristlerdir, tercümanlardır, belki ABD üniformalı askerler de vardır içlerinde… Irak ve Suriye alanındaki yönetici kadrodan üst düzey teröristlerin olduğunu düşünüyorum."
SETA Kıdemli Araştırmacısı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi; helikopterin hangi ülkeye ait olabileceğini, helikopterin türünü ve olayın perde arkasındaki gizemli yapıyı Haber 7'ye şu şekilde anlattı:
"Bu konuyu iki farklı şekilde yorumlayabiliriz. Birincisi, PKK’nın elinde helikopter olmadığı gerçeğinden hareketle, helikopterin ya Irak’a ya da ABD’ye ait olduğunu söyleyebiliriz. Irak’ın da Suriye’ye geçebilecek tarzda bir helikoptere sahip olmadığını ve helikopter envanterinin az olduğunu dikkate alırsak, geriye ABD veya ABD kontrolündeki bir grup ihtimali öne çıkıyor. ABD’nin PKK ve YPG ile temasta olduğunu biliyoruz, ABD Özel Kuvvetlerinin sürekli olarak git-gel yaptığının farkındayız… Ama helikopterin türüne bakıldığında ABD menşeili olmadığı bilgisi mevcut. Dolayısıyla ölenlerin PKK’lı olduğunu kabul edersek, yüksek ihtimalle bu PKK’lılara hizmet veren bir askeri şirket olabilir. Onlar da ABD’nin taşeronu konumundalar… Ya da özel şirketin sahipliğinde olabilir… Bunu helikopterin menşei itibariyle söylüyorum."