Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “10 yılı doldurmuş her öğretmenimiz uzman öğretmen, 20 yılı doldurmuş her bir öğretmenimiz de başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Sınavla kariyer planlaması yapmak öğretmenlerimizi gereksiz yeni bir tartışmanın ortasına bırakmak demektir” dedi.
Talip Geylan, Türk Eğitim-Sen’in 11 bin 342 eğitimcinin katılımıyla yaptığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” raporunun sonuçlarını paylaştı. Ankara’da bir otelde düzenlediği basın toplantısında konuşan Geylan, raporla elde edilen verilerin önemine dikkati çekti. Rapora katılan eğitimcilerin kanaatlerinden bahseden Geylan, “Ailelerimizin her birinin eşit düzeyde ekonomik gelire sahip olmamasından dolayı okul formasının ekonomik farklılıkların ortaya çıkardığı psikolojik olumsuz etkileri tolere ettiği kanaatinde meslektaşlarımız. Bu açıdan okullarımız ve Milli Eğitim Bakanlığının okul forması uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Bizim talebimiz mülakatın mevzuatta kökten kaldırılması”
Eğitimin asli unsurunun öğretmen olduğuna dikkati çeken Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan, “Her ne kadar mülakat puanının yazılı puanla eşit şekilde verildiği uygulaması devam ediyor olsa da halen yönetmeliğimizde mülakat uygulaması varlığını sürdürmekte, bu da geçmiş tecrübeden dolayı meslektaşlarımızda mülakatlar marifetiyle hakkımızı alamayız endişesinin halen canlı şekilde varlığını sürdürmesi devam etmektedir. Bu noktada bizim talebimiz mülakatın mevzuatta kökten kaldırılması. Hem ilk atamalar hem görevden yükselme sınavları hem de yönetici atamalarında sadece yazılı sınav başarısı esas alınarak liyakat ve ehliyet temelinde yönetici atama süreçlerinin yürütülmesi temel talebimizdir” diye konuştu. “Sınavla kariyer planlaması yapmak öğretmenlerimizi gereksiz bir tartışmanın orasına bırakıyor”
Proje okullarına öğrenci ve yönetici ataması yapılırken sürecin liyakat zemininde yürütülmesi gerektiğini belirten Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na da değindi. Öğretmenliğin sadece bilmek değil, bildiğini aktarmak mesleği olduğunu anlatan Geylan, “Öğretmenlerimizin kariyeri planlanırken, uzman ve başöğretmen planlaması yapılırken bize göre esas alınması gereken tek kriter tecrübe, deneyim ve kıdem olmalıdır. Hizmet yılı esas alınarak öğretmenlerimizin kariyeri planlanmalıdır. Buna göre de 10 yılı doldurmuş her öğretmenimiz uzman öğretmen, 20 yılı doldurmuş her bir öğretmenimiz de başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Sınavla kariyer planlaması yapmak öğretmenlerimizi gereksiz, yeni bir tartışmanın ortasına bırakmak demektir” diyerek Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun revize edilmesi talebinde bulundu. “Ücretli öğretmenlik tedbir değil istihdam modeli haline getirildi”
Sözleşmeli öğretmenliği doğru bulmadıklarını ifade eden Geylan, “Beklentimiz bir kez daha bütün sözleşmeli meslektaşlarımızın kadroya geçirilmesidir. ‘Sözleşmelilerin çalışma koşullarını iyileştireceğiz’ teklifini yeterli bulmuyoruz. Sözleşmeli meslektaşlarımızı tatmin edecek tek formül kadrodur. Bunun dışındaki hiçbir iyileştirme, düzenleme meslektaşlarımızın beklentilerini karşılayacak değildir. Geçen yıl Türkiye genelinde 86 bin 68 ücretli öğretmen çalıştığını resmi beyanlar üzerinden tespit etmiştik. Bu korkutucu bir rakamdır. Bir milyon öğretmenin olduğu ülkede öğretmen sayısının yüzde 10’una yakın oranda ücretli öğretmen çalıştırır hale gelmişiz. Bu artık bir tedbir olan ücretli öğretmenliğin adeta öğretmen istihdam modeli haline getirildiğinin göstergesidir, doğru bulmuyoruz. Bundan vazgeçilmelidir. En az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılarak bu sorunun kökten çözülmesi lazımdır” dedi.
Ücretli öğretmenliğin sosyal bir dram olduğunu, ücretli öğretmenlerin asgari ücretin yarısı kadar ücretle çalıştığını söyleyen Geylan, bu sorunun giderilmesinin tek yolunun en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılması olduğunu ifade etti.
Türk Eğitim-Sen’in çalışmalarıyla ortaya çıkan “Eğitimde Fırsat Eşitliği” raporuna turkegitimsen.org.tr internet adresinden ulaşılabiliyor.