Hatay’da yaşayan ve eski Türk filmlerindeki karakterler gibi giyinen Abdullah Cila, bölgede her yere atıyla yolculuk yapması ve tarihe olan tutkusuyla biliniyor.
İskenderun ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası, 38 yaşındaki Abdullah Cila, 1995 yılından bu yana tarihi eşya, plak ve müzik aletlerini biriktirmeye başladı. Lise yıllarından itibaren antikaya olan tutkusu ortaya çıkan Cila, her geçen gün geçmişe merak duymaya başladı. Tarihi eşya ve elbiseleri biriktiren Cila, ilerleyen süreçte de kendisine bir at aldı ve gün içerisinde yolculuğunu atıyla yapmaya başladı. Bölgede Kara Murat olarak da bilinen Cila, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. “Daha öncelerden sanatçıların plaklarını koleksiyon haline getirdim”
Denizciler Mahallesi’nde yaşayan ve vatandaşların ilgi odağı olan 38 yaşındaki Abdullah Cila, “Yaklaşık 1995 yılından bu yana nostalji müzik aletlerine ve plak çalarlara hevesim olduğu için böyle bir odada biriktirmek istedim. Nostalji ve kültüre bağlı yaşamak adına tabii ki. Daha öncelerden sanatçıların plaklarını koleksiyon haline getirdim. 6 Şubat depreminde oldukça hasar aldı kullanmış olduğum taş plaklar, sandıkta saklamayı becerdim ama diğer aletlerimin birçoğu hasar aldı. Kırıldı geri tamir edip yerine koyduk ama eski tadında kalmadı. Koleksiyonumuz yıllardır devam ediyor. 1926 model gramofonu yanılmıyorsam Manisa’dan bir arkadaştan almıştım. Yaklaşık bundan 10 yıl önce orijinal bir şekilde çalıyor, dinliyoruz gramofondan çalan şarkı sanatçı sanki yanımızda gibi hiç elektriğe hiç kayda girmemiş. Ses olduğu için kurma kollu olduğu hiç elektrik olmadığı için zembereğiyle çalışıyor tamamen” dedi. “Bir taşıta, arabaya binmekten ziyade ata binmeyi daha çok seviyorum”
Yaklaşık 5 yıldır birçok yere atıyla gittiğini dile getiren Cila, “At hevesi de var bizde. Atalarımız, dedelerimiz yine ata bindikleri için bende de ayrı bir hobi ayrı bir zevk. Yani mutlaka bir atım olmalı dedim, atıma binmeliyim ve koşturmalıyım dedim. Cüneyt Arkın gibi tarihteki filmler ya da Yeşilçam filmlerindeki gibi ata biniyorum. Çok zor da değil yani bir ata binmek, bir ata bakmak. Benim çok hoşuma gidiyor. Kültürümüzü yaşatmak adına geçmişte yapılan ya da spor adına atın üstünde ok atmak. Bunların hepsi hoşuma gittiği için bu benim ayrı bir hobimdir. Yaklaşık 5 yıldır atım bende, Denizciler’de besliyorum ve bütün bakımını kendim yapıyorum. Beni bölgede birçok insan tanıyor. Hatta atı gördüklerinde ’atlı amca geldi, atlı sipahi geldi’ ya da ’Kara Murat, Malkoçoğlu geldi’ gibi böyle bize bir isim takıyorlar. Çok güzel bir şey ben iş yerine bile atımla gittim. Ben bir taşıta, bir arabaya binmekten ziyade ata binmeyi daha çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
Denizciler Mahallesi’nde yaşayan 66 yaşındaki Rıfat Kara ise, “Bence Abdullah Cila, Denizciler’i tanıtan en güzel bir örnek. Harika müzesiyle, atıyla, sazıyla, sözüyle ve davranışıyla dört dörtlük bir insan” şeklinde konuştu.