Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türk tarihinde kurt sembolünün var olduğunu söyledi.
Kurdun, Türk tarihinde özellikle de destan, efsane ve hikâyelerinde çok önemli bir yer teşkil ettiğini söyleyen Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Çevik, güçlü ve çok zor şartlarda hayatını devam ettirebilen kurt, tarih boyunca Türk milletinin hayat ve savaş gücünün bir simgesi olarak kabul edilmiştir. Göktürk destanlarında kurt motifi özenle ele alınmış, Türklerin yeniden çoğalışları bu motife bağlanmıştır. Efsanelerinde, Göktürk kağan sülalesi olan Aşına ailesinin atasının bir dişi kurt olduğu işlenmiştir. Başka bir Türk anlatısı olan Oğuz Kağan destanında bir ışık içinden çıkarak konuşan kurt, Türk ordusuna yol göstermektedir. Göktürk kağanlarının otağlarının önüne dikilen kurt başlı sancak, Türklerde kağanlık alameti olmuştur. Ancak bu gelenek yalnızca Göktürklere özgü olmayıp, öncesinde ve sonrasındaki birçok Türk devleti tarafından kullanılmıştır. Türkler bozkırlarda, birlikte yaşadıkları kurda kutsal bazı nitelikler atfetmişler, sonra sahip olduğu özellikleri bakımından kendilerinin de birer kurt olduğunu düşünmüşler ve hükümdarlarını da bozkurtlara benzetmişlerdir" dedi. "Türklere özel belirleyici bir unsur"
Sosyal bilimlerin neredeyse her dalında yapılan araştırmaların, kurt motifinin sadece Türklere özel belirleyici bir unsur olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "Türklerde kurt figürü; destanlardan atasözlerine, deyimlere, bitki adlarına, yer adlarına, kişi adlarına, mitolojiden inanç ve itikatlara, resim ve heykelden mimariye, el sanatlarında motiflere kadar yansıyarak bir kurt kültünün doğmasına, gelişmesine ve günümüze kadar gelmesine neden olmuştur. Yakın dönem Türk edebiyatında da Türk motifine rastlamak mümkündür. Örneğin Halide Edip’in, Kemal Tahir’in, Yahya Kemal’in, Atilla İlhan’ın bazı eserlerinde, Kurt figürü ile Türk toplumundan kesitlere yer verilmiştir. Günümüzde yapılan araştırmalarda, kurt adıyla ilişkili 18 adet bitki adı, 19 adet yer adı, 27 adet kişi adı, 55 adet atasözü ve deyim tespit edilmiştir. Türk toplumları içerisinde varlığı, yaşamlarının her alanında gözlemlenen kurt motifi, Türk kültür hayatıyla adeta bütünlenmiştir. Büyük devletler kurmuş olan Türklerde kurt, siyasi hakimiyetlerin sembolü haline gelmiştir. Çin yıllıklarında, Türklerin kurttan türediği, kurdun Türkler için bir egemenlik, yiğitlik sembolü olduğu aktarılmaktadır. Yine kaynaklarda ’Batı Türkleri bayraklarının tepesine dişi kurt başı asarlar’ şeklinde bilgiler yer almaktadır. Tarihte Türkler tarafından kullanılan bazı bayrak ve sancaklar üzerinde ise kurt başı figürü kullanılmıştır. Göktürklerde kağanın muhafız birliğini oluşturan savaşçılar ’böri’ olarak adlandırılmaktaydı. Tarihi Türk savaş stratejisinin en önemi parçasının bir adı da Kurt Taktiği olarak isimlendirilmiştir. Bazı Türk devletlerinde, boyların başındaki hanedan üyesi beylere bir anlamı da bozkurt olan İlteber ünvanı verilmiştir. Birçok kavmin kendileri için kutsal kabul ettiği hayvanı vardır. Ama hiç birinin ilişkisi Türk Milleti ile Kurt arasındaki ilişki kadar tarihi, kültürel ve güçlü değildir" diye konuştu. "Tarih buna asla izin vermez"
Türk milli takımı oyuncusu Merih Demiral’ın Avusturya’ya karşı oynanan maçta attığı golden sonra sevincini bozkurt işareti yaparak kutladığını hatırlatan Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "Türk milletinin tamamıyla bütünleşen bu sevinç sonrası Türk karşıtı odaklar harekete geçti ve UEFA milli oyuncumuz hakkında soruşturma başlattı. Bunu sadece UEFA’nın kendi inisiyatifi olarak görmek çok yanlış olur. Çünkü Merih Demiral’ın bu milli sevincini kabullenemeyen Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser, İsrail medyası ve Amerika merkezli Ermeni diasporası hemen harekete geçmiş ve UEFA’yı baskı altına almıştır. Hatta Ermeni diasporası Merih’in uluslararası müsabakalardan men edilmesi için kampanya başlatmıştır. Bu soruşturma ve Türk karşıtı söylemler asla kabul edilemez. Merih’in bu sevinci Türk milletini kucaklamış ve Türk kültürüne ve tarihine güçlü bir mesaj olmuştur. Kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin, Türk milletinin siyasi, sosyal ve kültürel hayatına bu kadar güçlü bağlarla bağlı olan Kurdu yasaklayamaz, unutturamaz. Tarih buna asla izin vermez” şeklinde konuştu.