İtalya'da sağ koalisyon hükümeti, dış politikada düzensiz göç ve enerjiye odaklanırken İtalyan uzmanlar, Türkiye'nin Libya ilişkilerine dikkat çekti.
Ülkede 25 Eylül 2022'deki erken genel seçimlerin ardından 22 Ekim 2022'de kurulan sağ koalisyon hükümeti, iktidarda 100 günü geride bıraktı. Bu sürede Meloni ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, dış gezileri, eylem ve söylemleriyle hükümetin dış politikadaki önceliklerini ortaya koydu.
AA muhabiri, Meloni hükümetinin dış politikasını uzmanlara sordu.
Dış politikada önemli yer tutan Ukrayna savaşı konusunda Başbakan Meloni, zaman zaman iktidar ortaklarından gelen çatlak seslere rağmen Avrupa-Atlantik ittifakına bağlılığını vurgularken, Ukrayna'ya silah yardımını 2023 boyunca sürdüreceklerini teyit etti.
Aşırı sağ siyasetten gelmesi sebebiyle AB ile ilişkileri nasıl olacağı merak edilen Meloni, burada da ilk günlerde öne çıkardığı düzensiz göç konusunda üye ülkelerden Fransa ile ciddi sıkıntı yaşadı.
Akdeniz'de düzensiz göçmenleri kurtaran Avrupalı sivil toplum kuruluşu gemilerine İtalya'nın kasım ayı başında limanlarını kapatması, o dönem Paris'in sert tepki göstermesine yol açtı. Paris-Roma hattında tansiyonu yükselten meselede, AB'den göç konusunda dayanışma mesajlarının gelmesiyle Meloni hükümeti, sivil toplum kuruluşları (STK) gemilerine limanlarını kısmen yeniden açmıştı.
Göç meselesini her AB toplantısında gündeme aldıran Meloni hükümeti, STK gemilerinin faaliyetlerini güçleştirmeye yönelik yılbaşında çıkardığı kanun hükmünde kararnameyle de Avrupa'da bazı çevrelerin eleştiri oklarının hedefi olmaya devam ediyor.
Roma'da Aralık 2022 başında düzenlenen 8. MED Akdeniz Diyalog Forumu'nda "İtalya, bu hükümetle Akdeniz'deki rolünü kuvvetlendirme taahhüdüne güçlü şekilde bağlı." ifadeleriyle Akdeniz'e verdiği önemi gösteren Meloni, İtalya'nın Akdeniz'in güneyi ve kuzeyi arasında Avrupa için enerji köprüsü rolü oynayabileceğini kaydetti.
Başbakan Meloni'nin bu bağlamda 23 Ocak'ta Cezayir, 28 Ocak'ta Libya'ya yaptığı geziler ve buralarda imzalanan anlaşmalar, enerjide "hub" olma hedefinde attığı adımlar arasında gösteriliyor.
Meloni'nin ziyaretleri sırasında İtalyan enerji firması ENI, önce Cezayir'den 2024 itibarıyla 28 milyar metreküp doğal gaz tedarik edeceğini duyurmuş, ardından da Libya'da Ulusal Petrol Kurumu (NOC) ile 8 milyar dolar değerinde doğal gaz anlaşması imzalamıştı.
Bu arada Meloni dışında Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tajani de 13 Ocak'ta Türkiye, 18 Ocak'ta Tunus ve 22 Ocak'ta Mısır'ı ziyaret ederek muhataplarıyla Akdeniz'de farklı alanlarda işbirliği ve bölgesel istikrar konularını ele almıştı.
İTALYAN UZMANLAR: YAPMAMIZ GEREKENİ TÜRKİYE YAPTI
Uluslararası İşler Enstitüsü (IAI) Direktörü Nathalie Tocci, Meloni hükümetinin geleneksel çizgisine döndüğünü belirterek, "Bu, bir şekilde İtalyan dış politikası geleneğine, Avrupa-Atlantik, Avrupa Birliği ve Akdeniz'e geri dönen bir dış politikadır." dedi.
İtalyan dış politikasının geleneksel üç sütuna yaslandığını dile getiren Tocci, Meloni hükümetinin Avrupa-Atlantik tarafında Ukrayna'ya verdiği destek konusunda başta korkular olsa da şu an bir tereddüt bulunmadığını ifade etti.
Tocci, Meloni hükümetinin AB ile ilişkileriyle ilgili "AB konusunda ise göç gibi konuları Avrupa gündemine getirme girişimleri görüyoruz ancak samimi olmak gerekirse pek büyük başarı elde edilmediğini görüyoruz. Ama girişim bu." değerlendirmesinde bulundu.
Akdeniz tarafında ise Cezayir ve Libya'ya yapılan enerji odaklı ziyaretlere atıf yapan Tocci, İtalya'nın bu hamleyle hem enerji krizinin yansımalarıyla başa çıkmak hem de Avrupa çerçevesinde elinde oynayacak bir karta sahip olmak istediğini kaydetti.
Tocci, Türkiye'nin İtalya'nın dış politikasında büyük bir ilgi odağı olmadığına dikkati çekerek, "Bununla birlikte Meloni hükümetinde, Türkiye'nin Libya'da kilit bir oyuncu olduğuna dair farkındalık var. Dolayısıyla Libya'ya yatırım denildiğinde burada kaçınılmaz olarak Türkiye'den de geçen bir ilişki var." yorumunu yaptı.
"YAŞADIĞIMIZ SORUNLAR, İTALYA'NIN AKDENİZ POLİTİKASINI GÖZDEN GEÇİRMEYE ZORLUYOR"
Gazeteci Paolo Di Giannatonio da Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki sorunlara işaret ederek, "Tabii ki kuzeydoğuda yaşadığımız sorunlar, İtalya'nın Akdeniz politikasını gözden geçirmeye zorluyor. Bu bir gereksinim. Rus gazının muslukları kapalıysa, bize gaz verebilecek Cezayir'in ve Libya'nın hatta daha fazlasının, Nijerya'nın, Afrika ülkelerinin muslukları açılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Bu durumun siyaset üstü bir gereklilik olduğunun altını çizen Di Giannatonio, şöyle devam etti:
"Başbakan, bu konuda çok netti. Geliştirilmesi gereken bir Akdeniz politikası var ve İtalya'yı Avrupa için bir enerji hub'ı olarak önerdi. Enteresan bir proje. Ama tabii diğer ülkelerin özellikle de Avrupalı dostlarımızın bu vizyonu paylaşıp paylaşmadıklarını görmek gerekiyor. Açıkça İspanya ve Fransa'yı kastediyorum, Yunanistan da bununla ilgileniyor."
Düzensiz göç meselesini de unutmamaları gerektiğini vurgulayan Di Giannatonio, "Göç dosyası her zaman mevcut. Bu konu biraz herkes tarafından kriz yaratma ya da tansiyon yükseltme aracı olarak kullanılıyor. Biz Akdeniz'deyiz, ev sahibiyiz. Çok önemli kaynaklar var. Eğer bir takım olmayı başarırsak, ortak unsurlar bulabilirsek, iyi işler çıkarılır. Söylemesi kolay gözüküyor ama başka da yol yok." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
İtalyan gazeteci, Türkiye'nin de bölgesinde iddialı bir ülke olduğunu dile getirerek, "Türkiye, Libya'da güçlü şekilde var. Türkler, İtalyanların yapması gerektiğini yaptılar. Türklerle konuşmak ve anlaşmalar yapmak gerekiyor. Anlaşmalar yapmanın, Türkiye'nin de İtalya'nın da çıkarına olacağını düşünüyorum." diye konuştu.