Fransız Senatosunda, "Azerbaycan'a yaptırım uygulanması ve Azerbaycan askerlerinin Ermenistan'ın olduğu iddia edilen topraklardan çekilmesini amaçladığı" belirtilen önergenin kabul edilmesi resmi Bakü'de sert tepkilere yol açtı. Fransa'nın Azerbaycan'dakı maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığına çağırılarak protesto notası takdim edildi.
Azerbaycan Yeni Çağ Medya Grubu Başkanı, Basın Konseyi Yönetim Kurulu üyesi Agil Alesger, Fransa'nın Azerbaycan karşıtı tutumu hakkında değerlendirmede bulundu.Alesger, Fransa'nın bu tutumunu yalnızca "Ermeni yanlısı" olarak değerlendirmenin doğru olmayacağını söyledi:
"Fransa'nın Azerbaycan'ın aleyhinde karar kabul etmesi bizi şaşırtmamalı. Fransa ister Minsk Grubu eşbaşkanı isterse de önde gelen devlet olarak her zaman Ermeni yanlısı tutumu ile gündeme geliyor. Konuyu yalnızca "Ermeni yanlısı" diye nitelendiremeyiz. Tarihi açıdan yaklaşacak olursak eğer Fransa, son yüzyılda tarihin çöplüğüne atılmış Sevr Antlaşması'ndan sonra Türkiye, bağımsızlığını elde ettikden sonra ise Azerbaycan karşıtı siyaset yürütmektedir.
Ermeni lobisinin, diasporasının güç ve imkanlarına rağmen, Fransa'nın siyasetinde önemli yerlerden birini tutan "Ermenicilik", Türkiye ve Azerbaycan'a karşı kullanmaya yaradığını söyleyebiliriz.
Zaten Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'nın yürüttüğü siyasette adaletli ve objektif bir tutum göremiyoruz. Fransa'nın Cezair ve diğer sömürgelerinde yaptığı soykırımlar insanlık adına büyük utançdır. Fakat bu ülke şimdiki siyasetile bu lekeleri temizlenmeye değil de daha da karartmaya çalışıyor gibi. Böyle bir ülkeden Azerbaycan'a karşı objektif tutum bekleyemeyiz."
"Şunu da belirtmek gerekir; Galiba, Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi İrevan'dakilerden daha çok Paris'tekileri rahatsız etmiş. Çünkü geçtiğimiz iki yılda Fransa parlamentosu Azerbaycan karşıtı birçok kararlar almış. Fransa Senatosu'nun son kararı ise Paris'in artık tüm siyasi ölçüleri yitirdiğinin göstergesidir" diyen Medya Grubu Başkanı, Fransa'ya en sert şekilde karşılık vermenin önemini vurguladı:
"Bununla birlikte, Azerbaycan'ın güçlendiğini, müttefikimiz Türkiye'nin ise bölgesel ve global siyasette söz sahibi olduğu böyle dönemde sözünü ettiğimiz kararlar bizim için kağıttan başka bir şey değil ve hiçbir hükmü yoktur.
Yine de Fransa'nın bu tutumuna karşı en sert şekilde cevap verilmeli, Paris'in aklını başına getirecek adımlar atmalıyız. Yani şimdiki durumda sade beyanlarla yetinmemeli, hem Türkiye hem de Azerbaycan tarafından yaptırımlar uygulanmalı, bu yaptırımlar tüm alanları kapsamalıdır. Artık Fransa gibi devletlerle anladıkları dilden konuşmanın zamanıdır."