Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ula Ali Koçman Meslek Yüksekokulu Arıcılık Programı tarafından 5 yıldır uygulanan organik arıcılık ve arı üretimi programında hem arı kovan sayısı arttı, hem de gezgin arıcılık yapmadan ekonomik girdi sağlanabileceği ortaya konuldu.
MSKÜ Ula Ali Koçman Meslek Yüksekokulu Arıcılık Programından Dr. Öğretim Görevlisi Taylan Doğaroğlu, arıcılıkta sadece bala odaklanılmaması gerektiğini, organik yöntemlerle aracılık yapılabileceğini bilimsel olarak ortaya koyduklarını açıkladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi merkez kampüs alanının üst bölümündeki çam ormanları ile kaplı alanda 5 yıldır sürdürülen çalışmada ana amacın bal üretmek değil, gezgin arıcılık yapılmadan doğal yöntemlerle pestisit ve antibiyotik kullanmadan organik arıcılık yapılabileceği konusunda bilimsel çalışmalar yürütülüyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek, Üniversite kampüs alanı içindeki arılıkta hem uygulama, hem de bilimsel çalışma yürüttüklerini belirtti. Rektör Çiçek, “Muğla’mız çam balında lider konumunda. Çam balının yüzde 80’e yakını Muğla’mızda üretilmekte. Çam balo üretiminde eğitim ve öğretim ve eleman yetiştirme adına Ula Ali Koçman Meslek Yüksekokulumuzda bulunan Arıcılık Programı bulunuyor. Bu program içinde hem öğrencilerimize dersler veriyoruz, hem de uygulama imkanı sunuyoruz. Şu anda bulunduğumuz alan da kampüsümüzün içinde bulunan bir alan. Burada bilimsel araştırmalar yapıyoruz. Arı yetiştiriciliğinde kullanılan doğal olmayan yöntemler var. Pestisit ve antibiyotik kullanımı gibi. Bu yöntemler kullanılmayıp tamamen doğal yöntemlerle burada arının yetiştirilebileceğini gösteriyoruz. Doğal yöntemlerle arı yetiştiriciliğinin yanında yeni kurulan Muğla TEKNOPARK’ta arı yetiştiriciliği ile ilgili ürün anlamında doğal yetiştiriciliğinin ve cihaz konusunda araştırmalara başladılar. Başvuruları var. TEKNOPARK üzerinden bütün dünyaya ve ülkemize çözümler üretmeyi planlıyoruz” dedi.
MSKÜ Ula Ali Koçman Meslek Yüksek Okulu Arıcılık Programı Öğretim Görevlisi Dr. Taylan Doğaroğlu, arı üretiminin genellikle kimyasal ve antibiyotik modellere dayalı olduğunu belirterek, “Muğla dünyada çam balı üretiminde lider konumunda. Bu bizim için çok büyük değer ama bunun yanında üretim modellerimiz genellikle gezginci arıcılık modeline ve kimyasal ve antibiyotiklerin çok kullanıldığı modellere dayalı. Bu nedenle son yıllarda çok fazla yaşanan koloni kayıplarının önüne geçebilmek için çok yüksek oranlarla pestisit ve antibiyotik kullanılıyor. Bununla ilgili yaygın inanışlar mevcut. Birisi Varroa zararlısına karşı kimyasal kullanmazsanız kovanlarınız yok olur, antibiyotik kullanmazsanız bakteriyel hastalıklarla baş edemezsiniz şeklinde yaygın inanışlar var. Bunların hepsi yanlış. Biz burada 5 yıldır hiçbir kimyasal mücadele yapmadan, antibiyotik kullanmadan arıların yaşatılabileceğini ve sağlıklı bir şekilde çoğaltılabileceğini ve bunun yanında bala alternatif üretim modellerini ispatlamak amacıyla deyim yerinde ise ispat arılığı kurduk. Burada belli dönemlerde özellikle Mayıs aylarında bahar aylarında erkek arı gözlerinin kesilmesi gibi Varroa’dan arıları kurtaracak yöntemleri kullanarak hastalıklarla mücadele ediyoruz ve uzun yıllardır sağlıklı bir şekilde devam eden kolonilerin üretimde önemli kazançlar elde edebileceğini ispatlamış oluyoruz” dedi.