Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da kuraklık çanları çalıyor. Geçmiş yıllara oranla yüzde 50 yağış kaybı yaşayan kentte üreticiler tedirgin olurken, uzmanlar ise suyun beka derecesine geldiğini, halen bir yağış olmayışının ciddi şekilde rekolte ve kalite düşüşüne sebep olacağını söyledi.
Tarım ve hayvancılıkta ülke üretimine ciddi katkılar sağlayan ve nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da kuraklık çanları çalıyor. Ocak ayının sonuna yaklaşılmasına rağmen halen kar ve yağmur yağışı almayan kentte geçen yılların ortalamasına göre yüzde 50 yağış kaybı yaşanırken, ziraat mühendisleri suyun artık beka derecesine geldiğinin altını çizdi. Yaklaşık 400 bin hektar tarım arazisi bulunan ve bitkisel üretim miktarı açısından Türkiye’de ilk 5’e giren kentte, bitkilerin üzerinde yorgan görevi görecek karın yağmamasıyla birlikte ürünleri don alma olayı üreticileri tedirgin ediyor. "Bu yaşıma kadar böyle kurak bir yıl görmedim"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Serkan Koray Zeybek, Ocak ayının sonuna gelinmesine rağmen halen kar ve yağmur yağışı olmadığına dikkat çekerek, kuraklığın tedirgin eden tablosunu gözler önüne serdi. Bitkilerin su ihtiyacı olduğunun altını çizen Başkan Zeybek, "Ufak tefek çıkan farazilerde soğuk alma riski var. Şu anda kar yağışıyla beraber bir yorgan vazifesi görmesi lazım bu bölgede. Şimdi kar yağacak. Ekini soğuğa karşı yorgan gibi eksi derecelerde soğuk almasına karşı koruyacak. Ayrıca yavaş yavaş eridiği için taban suyunu biriktirecek. Yarın bu bitkinin kök sistemi gelişmeyle beraber su ihtiyacı duyacak ve gelişimini hızlandıracak. Problem burada aslında. Hatta arkamızda gördüğünüz Hasan Dağı’nın şu anda tamamının karla kaplı olması lazımdı. Fakat daha başında kar var etekleri kupkuru. Ben bu kadar yaşa geldim daha böyle kurak bir yıl görmedim. İnşallah sonumuz hayırlı olur" diye konuştu. "Su bizim için beka derecesine geldi"
Su sıkıntısının her geçen yıl artarak devam ettiğine vurgu yapan Başkan Serkan Koray Zeybek, "Üreticilerimizin özellikle zaten suyun olmadığı bu bölgemizde taban suyuna çok dikkat etmesi, taban suyunu çok dikkatli kullanması gerekiyor. Çocuğumuzu, torunlarımızı düşünmemiz lazım. Biz bu suları, toprakları onlara bırakacağız, onlar üretim yapacak. Bunun dışında artık herkesin kendine çeki düzen vermesi lazım. Herkes önüne meseleyi koyup tedbir alması lazım. Bunun şakası kalmadı, lafı sözü kalmadı. Artık su bizim için beka derecesine gelmiş bir halde. Mecburen buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Biz Türkiye olarak su fakiri ülkesi olmasak da su zengini zaten değiliz. Ama su fakiri olma yönünde çok hızlı ilerliyoruz. Herkesin kendine gelmesi, iyi düşünmesi gerekiyor. ‘Biz bu suyu nasıl tasarruf ederiz? En modern sulama sistemlerine nasıl geçeriz? Vahşi sulamayı nasıl bırakırız?’ diye. Gün gün kötüye gidiyoruz, yıl yıl kötüye gidiyoruz. Daha artık ne olması gerekiyor bilmiyorum. Çok büyük sıkıntılarımız var. Bu gidiş tabii ki bizim verimlerimizi etkileyecek, rekoltemizi düşürecek, ürünlerin kalitesini düşürecek, özellikle bununla birlikte de gelirimiz düşecek. Bununla ilgili bütün tedbirleri almamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Karın, ekinlerin üzerinde yorgan vazifesi görmesi gerektiğine ve böylelikle hem soğuğa karşı koruma hem de taban toprağını besleme işlemi görmesi gerektiğine değinin Başkan Zeybek, "Kar yağacaktı şimdi, kar yağdığı zaman yorgan vazifesi görecek. Ekinler çıkmış olacaktı. Kar, bitkilerin üzerinde yorgan gibi örtü olacaktı. Olabilecek eksi 5-10 gibi durumlarda ekinlerimiz, hububatımız soğuk almayacaktı. Artı o karlar ağır ağır eriyecekti, taban suyunu biraz yükseltecekti. Şu anda ekinlerin 1 parmak nemi varsa 1 karış altta kupkuru tarla var. Geçen ki yağan ufak bir yağışta hafif nemlenmiş. Onun dışında taban toprağı tamamen kupkuru. Bu bitki yarın su isteyecek, beslenecek, olmazsa da artık verim kaybı olacak" ifadelerini kullandı. Yağış oranında yüzde 50 düşüş yaşandı
Ziraat Mühendisi Emrah Karaaslan ise yağışların ciddi oranda düşüş gösterdiğini belirterek, yağışların böyle devam etmesi halinde verim ve rekolte düşüşü yaşanacağını söyledi. Üreticilerin tedirgin halde beklediğini kaydeden Karaaslan, "Bölgemizin uzun yıllardır yıllık ortalama yağışı 350-360 milimetre civarlarında. Geçtiğimiz 2021 yılının Ekim ayından 2022 yılının Ekim ayına kadar aslında pek bir sorun yoktu yağış açısından. Her şey çok güzel gidiyordu. Ama son 3 aylık sezonda, Ekim, Kasım ve Aralık ayındaki yağışların azlığı çiftçilerimizi, üreticilerimizi, biz ziraat mühendislerini tedirgin ekmeye başladı. Örneğin geçen yıl Aralık ayındaki yağış miktarı 55-60 milimetre civarında iken, bu yıl Aralık ayındaki yağış miktarı 22 milimetre civarında. Yani geçen yıla göre yüzde 50 yağış konusunda azalma gerçekleşti. Aralık ayının uzun yıllar ortalaması 47 milimetre civarında. Yani geçen yıl yağış ortalamasının üzerindeydi ama bu yıl geçen yola göre yüzde 50 azalma var. Bu da çiftçilerimizi ister istemez önümüzdeki günler açısından tedirgin etmekte. Ocak ayının ortalarındayız. Yağışın yağmaması, bu süreçten sonra da yağmamaya devam ederse üretim açısından verim ve kalite kayıpları beklenebilir" açıklamasında bulundu.