Bazı ders kitaplarında Yunanların dost, Osmanlıların ise hain olarak gösterildiğini savunan ve konuya ilişkin sosyal medya üzerinden paylaşımda bulunan Yazar Mustafa Armağan, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, bazı ders kitaplarında Yunanların dost olarak, Osmanlının ise hain olarak gösterildiğini ileri süren Yazar Mustafa Armağan, “Bu kitapları kim yazıyor diye sormak hakkımızdır” demişti. Yazar Mustafa Armağan, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de bir Yunan, İngiliz ya da Fransız düşmanlığının olmadığını, Osmanlı İmparatorluğunu parçalayanın, Anadolu’yu yağmalayanların, on binlerce insanı şehit edenlerin bunlar olmasına rağmen, ders kitaplarında kötülenmediğini savundu. “Neden Yunan bebek katilidir diyemiyoruz”
Tarih kitaplarında verilen bilgilerin yetersiz olduğunu söyleyen Yazar Mustafa Armağan, “Türkiye o dönemde İngiliz, Fransız ve Rusların ortak bir harekatı sonrası 1. Dünya Savaşını kaybetti. Ülkemiz işgal altına girdi. Bu süreçle birlikte 4 yıl boyunca yapmadıkları melanet kalmadı. 30 bin sivil insanı şehit ettiler. 10 bin askerimiz şehit oldu. On binlerce kadın tecavüze uğradı. Peki tüm bunlar karşısında Türkiye’de neden bir Yunan, İngiliz ya da Fransız düşmanlığı yoktur? İmparatorluğu parçalayan, Anadolu’yu yağmalayanlar, on binlerce insanımızı şehit eden bunlar. Ders kitaplarımızda neden bunlar kötülenmez? Bu zulmün fotoğrafları yer almaz. Bu bize mahsus bir çarpıklık. Yunanlılar böyle yapmıyor. ’Türk boyunduruğu, Türk mezalimi’ diye bölümler açıyor ve bunları öğrencilerine anlatıyor. Biz ise kendi gerçeklerimizden utanıyoruz. Neden Yunan bebek katilidir diyemiyoruz? Kimden çekiniyoruz? Yapmadıkları bir şeyi söylemiyoruz ki” diye konuştu. “1930 yılında Venizelos Türkiye’ye geliyor, kadehler tokuşturuluyor"
Sözlerine devam eden Yazar Mustafa Armağan, “Bu konularla ilgili 1923’e kadar ciltlerce kitap yazılmış ve bu tarihten sonra bu yayınları göremiyoruz. Manisa’nın dağlarında yüzlerce kadın cinnet geçirmiş halde bulundu. Yunanlılardan kaçarken bu kadınlar aklını yitirmiş. Halide Edip, Yakup Kadri, Falih Rıfkı -İzmir’den Bursa’ya- diye bir kitap yazdılar. Bu mezalimleri bir parça anlatan hikayeleri topladılar. 1923’te basıldı ve sonrasında 1974 yılına kadar bu kitap bir daha basılamadı. Ayıp değil mi? Bakıyoruz ki 1930 yılında Venizelos Türkiye’ye geliyor. Kadehler tokuşturuluyor. İsmet İnönü ile Venizelos eşleri değiştirerek dans ediyor. Dalga geçer gibi pozlar veriliyor. Bunlara baktığımız zaman Yunan işgali hikaye demektir. Eğer Türk isek, bu yapılan zulümleri anlatmayacaksak neleri anlatacağız. İzmir’i, Bursa’yı, Bilecik’i yaktılar. Bunların hesabının sorulması lazım. İnsanların şuurunda Yunan mezalimi hikayeye dönüşmüş durumdadır. Bu gerçekleri tarih kitaplarımızdan öğrenmemiz gerekirken maalesef tarih kitaplarımız sahte bilgilerle dolu. Gerçeklerin üzeri örtülüyor” dedi.