Gazeteci Rahmetli Erdal Çelik yaşasaydı kesin milletvekili olurdu.
Onun vekil olduğunu varsayarak yazıyorum.
Kimse üzerine alınmasın, akıl verenlere ve muhbirlere kanmasın.
Bak Erdal, Sayın vekilim,
Biz starbacks cafede oturmaya, siyonist sermayeli malları kullanmaya devam ederken, İran ile Israil arasındaki tiyatroyu izlerken, ölen ve annesiz babasız kalan çocukların feryadını en samimi tarafıyla bir Japon duydu.
Nobel ödülü alan ve bunu Gazze’ye adayan, Gazze için gözyaşı döken bir Japon vatandaşını çok büyük bir saygıyla selamlıyorum.
Gaziantep’teki artan intiharlar, cinnet getiren ve psikolojisi bozuk kişilerin ailesini yok ettiği bu günde Japon Nobel ödülü alan kişi bana insan olduğumu ve merhametin devam ettiğini hatırlattı.
Merhum kardeşim Erdal, Sayın vekilim; Hırsızlığa, arsızlığa, ihanetlere ve gaflete senin olduğun yerde müsade etmezdin.
Sen kul hakkı nedir bilirdin. Omurgasız kişilerle yol yürümeyi de hiç sevmedin.
Sayın vekilim, eskiden it belli yiğit belliydi.
Şimdi at kim it kim birbirine girdi.
Anlayacağın, utanacağın yüze sövme, söveceğin yüzden utanma dönemi bitti.
Sayın vekilim, millet kıyametin kopmasını bekliyor.
Kopan kıyametin farkında değiller daha.
Yaşatamadığımız masumlar, ölmesini engelleyemediğimiz yavrular, adına inanç denilen katliam savaşları, biyolojik savaşlar, depremler, kasırgalar, dinsiz ve cinsiyetsiz toplum yaratma çabaları, bunu görmeyen yönetemeyen yöneticiler, sanal dünyanın klavye kahramanları, gerçek hayatın tapınak şövalyeleri vs vs…
Uzadıkça bitmeyecek meselelerin kopan kıyâmet olduğunu idrak edemediler daha.
Erdal, olduğun yerde buradan daha da mutlu olduğunu hissederek sana yeniden Allah’tan rahmet diliyorum.
Senin sohbetini özledim ve duruşunu daha da kimse de görmedim.
Rabbim sana rahmet eylesin.
Kalın Sağlıcakla
Arif Kurt
12.10.2024 / Gaziantep