Kupada kaptanın imdada yetişerek son dakikada turun gelmesiyle, başkan Memik Yılmaz’da Sorescu ve Acosta transferlerini ardı ardına getirdi. Tabi Cumartesi oynanan maçlar ve Gaziantep FK’nın düşme potasına girmesi Sivas maçınının önemini bir kat daha artırdı. İki gün önce Sivas’a giden Gaziantep FK’da Sumudica aynı taktikle sahada. Ama Sumudica’nın 5-4-1 taktiğini ve neler yapmak istediğini tahmin ediyorum sadece teknik direktörler değil Süper Lig’de oynayan tüm futbolcular çözdü. Farklı taktik, değişik oyun sistemi uygulamazsan sonuç kaçınılmaz olur. Sivasspor maçında ilk 15 dakikada gelen goller bunu gözler önüne serdi. Ve hatta ilk 45 dakikada konuk takım Draguş ve Papy Djilobodji’nin golü dışında net bir pozisyon dahi yaratamadı. Neyseki Draguş ve Djilobodji’nin golleri Sivasspor takımının gardını düşürdü. İkinci 45 dakikada her iki takımda açık oynamaya çalışınca kalecilere büyük iş düştü. Gaziantep FK’da Nita, Sivasspor‘da Ali Şaşal geçit vermedi forvetlere. Maçın en iyilerinden olan Maxim hem oynadığı futbolla hem de hırslı görüntüsüyle hepimize oh be dedirtti. Ama gördüğü sarı kartlar ve akabinde kırmızı kart bu iyi futboluna gölge düşürdü. Gaziantep FK bu karşılaşmada her an maçı kazanma hissini bizlere verirken yeni transferlerin de zamana ihtiyacı olduğunu bir kez daha gördük. Fakat Sumudica’nın Ertuğrul tercihini bir türlü çözemedim. Haftalardır başarılı olan Arda kulübede Ertuğrul sahada olunca Sivasspor’da o kanadı yolgeçen hanına çevirdi. Olsun… Bir puan iyi puandır hem de 2-0 geriye düştüğünüz maçta beraberliği yakalamak kolay değil. Her şeye rağmen kaybetmemek önemliydi. Gaziantep FK da bunu başardı. Şimdi önümüze bakmak lazım…