Türkiye gazetesi Yılmaz bilgin haberine göre Bölgesel savaş riski ve siyonist tehdit, siyaset dilini değiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iç cepheyi sıkı tutma çağrısı yaptı. DEM’e el uzatan MHP Lideri Devlet Bahçeli “Gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin” dedi. Bahçeli, CHP’ye de “Köprünün altında çok sular akmıştır. Büyük resme odaklanmalıyız. Gizli senaryoların yavaş yavaş nasıl tezahür ettiğine kafa yormalıyız. Hiç kimseyle tarla davamız yoktur” sözleriyle sıcak mesajlar verdi. CHP Lideri Özgür Özel de Meclis’in açılışında normalleşme adımlarını perçinleyen adımlar attı. Bahçeli’nin “biz anlık dürtülerle, dümenden el uzatmayız” dediği normalleşme adımı, Kürt siyasetinde memnuniyetle karşılandı. İsrail’in bölge üzerine kirli emeller taşıdığına işaret eden Kürt kanaat önderleri “1071’deki gibi birliğimizi bozmamamız gerekiyor” dedi.
KİRLİ HESAPLAR VAR
Bunlardan biri olan Bitlis Erel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Âdem Palabıyık, Erdoğan ve Bahçeli’nin hamlelerinin tarihî nitelik taşıdığını söylerken bölgeye yansımalarını şöyle özetledi: Önemli ve stratejik bir hamleydi; siyasi, sosyal, stratejik sonuçları olacaktır. Erdoğan öncelikle siyonist tehdidi çok net ortaya koydu. İç cepheye dair önemli şeyler söyledi ve adımlar attı. Yine Bahçeli’nin DEM’lilerin bu elini sıkması daha çok harici unsurlara bir mesajdı. Çünkü İsrail’in durdurulması için Türkiye’de olduğu kadar Irak ve Suriye üzerinde de bir koalisyon gerekiyor. Bu kapsamda Kürt aşiretlerin önemi büyük olacak. Sanki Suriye’de başlatılacak bir sürecin kıvılcımlarının bölgeye sıçratılması hesap ediliyor.
İsrail’in gözünde Gazze’deki mazlumlar ile Müslüman Kürtler arasında hiçbir fark bulunmadığını anlatan Araştırmacı Abdurrahim Semavi Temel de “Aynı katliamı sırası geldiğinde Kürtlere de uygulamakta tereddüt etmeyecekler. Özelikle Batı ülkelerinde yaşayan bazı Kürt oluşumlar ve isimler farklı vaatlerle ayartılıyor. Coğrafyadan ve Kürt gerçeğinden kopuk bu kişi ve odaklar, kaos ortamını ve yaklaşan Siyonist işgalini fırsat olarak görüyor. Kürtleri buna ikna etmeye çalışıyorlar. Batı Selâhaddin Eyyubi’yi ve onun Kudüs seferini unutmadı. Malazgirt’te Sultan Alparslan, İstanbul’da Fatih Sultan Mehmed, Varna’da Sultan Murat ve Çaldıran’da Yavuz Sultan Selim’in yanında Kürtler vardı. Bizim kaderimiz ve tarihimiz ortak. Acımız da sevincimiz de ortak. Türk Kürt ile, Kürt de Türk ile anlamlı ve güçlüdür” dedi.
DEVAMI GELMELİ
Siyasi jestlerin devam etmesi gerektiğini söyleyen Temel “İsrail, planlarında bazı Kürtleri ortak gibi gösterebiliyor. İçimizde ayartılan sınırlı kişi ve grupların gafleti ile Kürtler çok tehlikeli bir oyunun parçası kılınmaya çalışılıyor. Türkiye, devlet kurumları ve STK’ları ile çok daha güçlü empatiler kurmak ve daha cesur kararlar almak zorunda. Kardeşliği merkez alan adımlar atılmalı. Erdoğan ve Bahçeli’nin tavrı ciddi bir jestti. Devamı gelmeli. Buna her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Bunun anahtarı da 1071 ruhudur. Birlikte o günkü ruhu kuşanırsak siyonist-Haçlı ittifakının planını bozarız” diye konuştu.
BATI, GEÇMİŞİ UNUTMAZ
Eski Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Cemal Toptancı da PKK’nın 45 yıl önce tam olarak bu siyonist proje için kurulduğuna işaret etti. Toptancı “Ancak şerefli hiçbir Kürt, İsrail’le müttefik olmaz. Eğer PKK bir Kürt hareketi olsa Suriye’de onca silah onlara verilmezdi. Batı geçmişi unutmaz. Kürtler onların defterinde dün düşmandı bugün ve yarın da düşman olarak kalacaktır” dedi.
Kaynak: Türkiye gazetesi
Yazar: Yılmaz bilgin