Bugün birçok milletin beceremediği bu durumu, bu toprağın insanları, sivil toplumun örgütlenmesi ile 100 yıl önce başarmışlar.
11 aylık bizi Gazi yapan yolculukta, 1920 öncesi Antep’in örgütlü durumuna da bakmak gerekir.
Osmanlıda amacı; dini konularda çalışmaları desteklemek, İslam adabını yaşatmak, Müslümanlara anlatmak, eğitim öğretim kurumlarında yaygınlaştırmak, ihtiyaçlara göre İstanbul ve taşralarda örgütlenmek üzere kurulmuş olan Maarif-i Mahalliye Cemiyeti, Antep savunmasının başladığı dönemde, Cemiyet-i İslamiye ismi altında faaliyet göstermiştir. Cemiyet-i İslamiye, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne dönüşünceye kadar yalnız Antep’te değil kazalarında da teşkilatlanmıştı.
1921 de Antep’i işgaliyle Fransızların, 13 Şubat ta “ Müslüman ve Türklerin kollarına beyaz bez parça bağlayacak ” telgrafı, Fransız askerlerin köylülere zulüm yapması, Cemiyet-i İslamiye yi harekete geçirmişti. Diğer yandan imparatorluk toprakları İşgalci devletler tarafından nasıl kurtulur çalışması Anadolu’da başlamıştı. Milli gücün milli iradeden gelecek ile kurtuluşun gerçekleşeceğini ortaya koyan Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktalarından Sivas Kongresi gerçekleştirilmişti. Alınan kararda bütün cemiyetlerin, yeni kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birleştirilmesi bütün il ve ilçelerde şubeler açılması kararı alınmıştı. Misak-ı Millînin gerçekleştirilmesi için valilere ve mülki amirlere genelgeler gönderilmişti. Sivas Kongresi beyannamesinin mülki amirliğe gelmesi ile ilk toplantılar Antep’te bütün cemiyet üyelerinin katılımıyla yapılıyordu. Sonraları cemiyetin deşifre olmasından korkulduğu için Antep heyet-i Merkeziye adını alan müteşebbis heyet toplanarak alınan kararları diğer üyelere ilettiler. İşgalden kurtuluşu gerçekleştirecek kararların adımları atıldı.
Sivil toplumun o zamanın örgütlenmiş yapısı Antep’in kurtuluşunda en büyük güç unsuru olmuştu.
Açlık ve silahla teslim alınmaya çalışılan, açlık beyannamelerin yayınlandığı, 11 ay işgalcilere direnerek, 6317 şehit veren Gaziantep’e gelenlerin, bastığı toprağın ne olduğunu, geçmişinin ne kadar onurlu olduğunu tarihine sahip çıkan bir halkını bulur.
Milli mücadele Gazianteplilerin düşman karşısındaki yiğitçe direnişleri, ölümüne savunması, vatan ve özgürlük aşkının en büyüğünü temsil eder.
Şanlı şerefli bir tarihten gelen Gaziantep, bu özgüveniyle yoluna devam ediyor.