Bilecik’in Çukurören köyünde 153 yıldır aynı tohumla üretilen acı kırmızıbiberler, toplandıktan sonra köylüler tarafından balkonlarda, çatılarda, ev duvarlarında kurutuluyor.
Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillenen kırmızıbiber, köylüler tarafından kendilerine özgü yöntemlerle kurutulan biberler görsel bir şölen oluşturuyor. Bir buçuk asırı aşan süredir aynı tohumdan acı kırmızıbiber üretip kurutulan Çukurören biberi evlerin yanı sıra cadde ve sokakları da süslerken, başta Ankara, İstanbul, Bursa, Eskişehir ve İzmir olmak üzere onlarca ile satılıyor. Bilecik’e 9 kilometre uzaklıkta olan Çukurören köyünde senede yaklaşık 130 tona yakın pul biber üretimi yapılırken, köyde yaşayan hemen hemen herkes evinde kırmızıbiber üretimi yapıyor. 7 ay önce diktikleri tohumlardan oluşan kırmızıbiberleri toplayan köylüler, onları bir ipe dizerek kurutmaya bırakıyor. Bütün köyde kırmızıbiberleri ipe dizen köylüler, ürünleri kuruttuktan sonra kırma makinesi ile pul biber haline getirecekler. "Türkiye’nin 81 ilimiz var, yaklaşık 60 ilde bu biberimiz satılır"
Bilecik Ziraat Odası Başkanı olan ve aynı zamanda Çukurören köyünde biber işi yapan Ahmet Sevinen, 100 yılı geçkin bir süredir köylerinde yetiştirilen bir biber olduğunu anlatarak, "Ata tohumu ile yetişen bir biber. 100 yıl önce nasıl biberse bugünde aynı biber. Biberimiz mart ayında biz bunu ’Nek’ dediğimiz yerlere ekeriz. Mayıs 6’dan sonra da biberlerimizi gerçek yeri olan tarlaya haşlarız. Ondan sonra bunlar Ağustos ayında toplanmaya başlar. Ağustos’un ilk haftası gibi dizilir, eylül gibi kurumaya başlar. Bunlar Türkiye’nin 81 ilimiz var yaklaşık en az 60 ilde bu biberimiz satılır. Kasım ve Aralık ayında satılmaya başlar. Köyümüzden kendi üreten çiftçilerimiz biberlerini en fazla satıldığı iller İzmir, İstanbul, Ege bölgesinde çok fazla satılır. Ama dediğim gibi Türkiye’nin en az 60 ilinde biberimiz satılır" dedi. "Yılda yaklaşık yaş olarak 300 ton yaş üretilir"
Sevinen, açıklamasının devamında, "Yılda yaklaşık yaş olarak 300 ton yaş üretilir. Bu tabi kuruya indiğinde 70-80 tona iner. Biberimiz sözün başında da söylediğim gibi ata tohumu bir biberdir. Hiçbir katkı yoktur. Orijinalliği bozulmamıştır. Biz yüzde 80’inini burada görmüş olduğunuz gibi dizi olarak satarız. Yüzde 20’sini de pul biber olarak satarız. Pul biberimizi iyi zapt etmezsek 6 ay içerisinde güvelenir. İçinde katkı maddesi olmadığından dolayı güvelenir" dedi. "Maraş, Urfa biberlerinin içerisine yağ, tuz katarlar bunlar güve yapmaz"
Bilecik Ziraat Odası Başkanı Ahmet Sevinen, Maraş, Urfa biberlerinin içerisine yağ, tuz katarlar bunlar güve yapmadığını anlatarak, "Bu biberler iki, üç, beş yıl durur. Ama bizim biberimiz 6 ay sonra güvelenmeye başlar iyi zapt edemezsek. Verdiğimiz insanlara da söyleriz. Bunu ya buzdolabında ya da dipfriz de zapt edecekler. Yoksa dediğim gibi 6 ay içerisinde güvelenir içerisinde katkı maddesi olmadığından dolayı" dedi. "Bunu dizip, kurutup öyle satmak zorundayız"
Sevinen, son olarak, "Biz bunları dizdikten sonra gördüğünüz gibi evimizin önlerine, çatılara, bazı vatandaşlar kuruluk yapmışlar orada kuruturlar. Bu dizdikten 1 ay sonra kurur. İyi kurumazsa zaten kurularını içinden enerler öyle satmaya gelirler. Kuruları değil de yaşları götürürlerse gittikleri yerde 1 hafta içerisinde çürür. Bunu biz böyle dizip, kurutup öyle satmak zorundayız" ifadelerine yer verdi. "Dünyaya geldiğim günden beri bu işi yapıyorum"
79 yaşındaki Yeşeriya Tozman ise, kendinin bildi bileli biber dizdiğini anlatarak, "Dünyaya geldiğim günden beri bu işi yapıyorum. Gençler çabuk yapıyor ama biz çabuk yapamıyoruz yaşlı olunca yavaş oluyor. Bildim bileli aynı tohum, kendi tohumumuz. Bunu teker teker haşlıyorsun. Teker teker topluyorsun, teker teker diziyorsun. Bu gördüklerinizi insan getirip toplattık" dedi.