Muhalefet partilerinin oluşturduğu Millet İttifakı’nın bugün açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde, yapımı durdurulacak projeler gibi kritik, bakanlık isimlerinin değiştirilmesi gibi basit unsurlar yer aldı. HDP’ye “yerel özerklik” tavizinin verildiği metinde, zaten var olan Dişişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi’nin yeniden kurulması gibi vaatler yer aldı.
'YIKIM' VAATLERİ
Türkiye'nin simge eserlerinin baltalanacağının ilan edildiği mutabakat metninin maddeleri arasında şu tartışmalı vaatler sıralandı:
Akkuyu Nükleer Santral Projesi gözden geçirilecek,
Kanal İstanbul Projesi iptal edilecek,
Yeni termik santral yapılmayacak,
Kur Korumalı Mevduat Sistemi durdurulacak,
Kalıcı yaz saati uygulaması kaldırılacak,
Fiyat İstikrar Komitesi kapatılacak,
Şehir Hastanesi olarak yapımı süren inşaatlar durdurulacak,
Varlık Fonu kapatılacak,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstanbul Ofisi kapatılacak,
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi kapatılarak Çankaya Köşkü'ne taşınacak.
Masa iptal! Yapacakları yok! Yapmayacakları çok!
EN SOMUT İCRAAT TABELA DEĞİŞİKLİKLERİ
Altılı masanın ortak mutabakat metnine göre ismi değiştirilecek bakanlıklar iste şöyle listelendi:
Ticaret Bakanlığının ismi “Esnaf ve Ticaret Bakanlığı”,
Tarım ve Orman Bakanlığının ismi “Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı”,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ismi “Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı”,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ismi “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” olacak.
Millet İttifakı’nın mutabakat metnini HABER7’ye yorumlayan yazarlar, programın yetersiz olduğunu ve sakıncalar barındırdığını kaydetti.
ACET: RÜZGAR TERSİNE DÖNMEDİ
Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, “Altılı masanın en çok önem verdiği çalışmalardan bir tanesi buydu. Ortak mutabakat metni yani yani hükümet programı… Bir nevi seçim beyannamesi… Epeyce bir süredir de üzerinde çalışıyorlardı. Biliyorsunuz muhalefet cephesinde kendi cephelerinde bile ‘bir heyecan üretememek’, ‘insana umut verememek’ atmosferi hâkimdi. Bu atmosferden çıkış anlamında da hükümet programını milat olarak görüyorlardı. Öyle bir rüzgâr estirdi mi? Siyasi olarak baktığımızda, ben muhalefete yapılan eleştirileri düşürücü nitelikte bir şey görmedim. Dolayısıyla bu açıklanan hükümet programının altılı masa lehine, muhalefet lehine bir rüzgâr estirdiğini göremiyorum şu ana kadar.” dedi.
Mehmet Acet, “Seçmene heyecan verecek, coşturacak, ‘İşte bu’ dedirtecek bir proje var mı? Doğrusu ben onu da göremedim. Seksene yakın alt başlık, dokuz tane başlık… Bunların içerisinde elbette insanların olumlu bakacağı vaatler bulunabilir. Hepsine negatif anlam yüklemek doğru değil ama siyaseten baktığımızda bu hükümet programının yeterli kapasitede olmadığını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
GÜÇLÜ İKTİDAR PROFİLİ YOK
Altılı masanın seçimlere doğru aynı problemlerle kitleleri etkileyecek performans sergileyememe problemini devam ettireceğini belirten Mehmet Acet, “Hükümet programı fırsatı heba edilmiş gibi görülüyor. Güçlü bir dayanışma ve bunun üzerinden topluma güçlü bir iktidar sunma perspektifi, muhalefet açısından bu hükümet modelinde yakalanabilmiş gibi durmuyor.” şeklinde konuştu.
ARSEVEN: İNTERNET ARAMASI BİLE YAPMAMIŞLAR
Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, “Altılı masanın mutabakat metnindeki Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Diplomasi Akademisi vaadi Ekrem İmamoğlu'nun vaatlerini gibi. Ekrem imamoğlu hiç olmazsa var olanları daha önceki dönemde yapılanları kendine mal ediyordu. Altını masa da hali hazırda zaten var olan bir yapının müjdesini veriyor. Bir internet araması bile yapmamışlar. ‘Var mı yok mu’ diye. Yerel yönetimlerde kayyum atamaları, keyfi olarak yapılmadı. Kaynakların Kandil’e gittiğinin devlet tarafından tespitinden dolayı yapıldı. Yoksa bu kayyum atamaları yapılmayacaktı.” ifadelerini kullandı.
Serdar Arseven, şöyle devam etti:
“Metinde İstanbul Sözleşmesi'nin geri getirileceği kısmı da var. Saadet Partisi Genel Başkanı, İstanbul Sözleşmesi'ne eşcinselliği teşvik ettiği gerekçesiyle kesinlikle karşı çıktığını söylüyordu. Şimdi gelinen noktada Saadet Partisi'nin kırmızı çizgi dediği de ihlal edilmiş durumda. Bu da Saadet Partisi tabanında rahatsızlığa yol açacaktır.”
ASKERİ YENİDEN SİYASİ YARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKEBİLİR
Maddeler arasında yer alan, Milli Savunma Bakanlığının teşkilat yapısının yeniden gözden geçirilme vaadinin sakıncasına değinen Arseven, şunları söyledi:
“Kuvvet komutanlıklarının tekrar Genelkurmay Başkanlığı'na bağlanması vaadi var bu çerçevede. Milli Savunma Bakanlığı'nın yeni yapısı belirlenirken Türkiye geçmiş süreçlerdeki acı tecrübelerinden istifade etti. Üniformalarını mutlaka ve mutlaka siyasi iradeye bağlı olmasının altı çizildi. Bu süreçte Milli Savunma Bakanlığı'nın tepede olduğu, en üstte de başkomutan olarak sayın Cumhurbaşkanı'nın olduğu bu yönetim tarzı, askerimizin kendi işinde daha fazla odaklanmasına yaradı. Askerimiz bu süreçte siyasi tartışmaların uzağında kaldı. 28 Şubat sürecinde olduğu gibi siyasi tartışmaların içerisine girmedi. Askerimiz bu süreçte kendi işine yoğunlaştı. Yani ülke güvenliği meselesine dış düşman meselesinin sınır ötesi operasyonlara yoğunlaştı.”
Bu konularda yeni tartışma açmanın anlamı olmadığını belirten Arseven, “Çünkü şu anda terörle mücadele başarı ile devam etmektedir. Bu masadaki bu mesajlarda daha çok HDP çevrelerinin desteğini almak için ortaya konulmuş mesajlardır ama unutmamak gerekir ki bazı HDP’lilerin sırtlarını dayadıklarını ilan ettikleri PYD/PKK terör örgütü en büyük zararı Kürtlere vermiştir.” sözlerini sarf etti.