ABD Enerji ve Doğal Kaynaklardan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Geoffrey R. Pyatt, İstanbul’da düzenlenen Atlantik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye yenilenebilir enerji konusunda bir liderlik rolü üstlendi. Hem temiz hem güvenli enerjinin birlikte mümkün olduğunu göstermiş oldu” dedi.
İstanbul’da düzenlenen Atlantik Konseyi’nin Bölgesel Temiz ve Güvenli Enerji Konferansı ikinci gününde devam ediyor. Oturumlar öncesi açılış konuşması yapan Atlantik Konseyi Türkiye Temsilcisi Defne Arslan, bugün jeopolitik konular ile alt yapı ve yeşil dönüşüm konularına değinileceğini ifade etti. Konferansın ana konusunun bölgesel iş birliği olduğunu belirten Arslan, bu konuda çok gelişme kaydedildiğini ancak daha yapılacak çok fazla iş olduğunu kaydetti. Arslan, Ukrayna, Gazze ve Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin bölgedeki enerji iş birliğine olacak etkisinin en önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi.
ABD Enerji ve Doğal Kaynaklardan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Geoffrey R. Pyatt ise yaptığı konuşmada, geçtiğimiz 2 yıl içinde çok önemli işler hayata geçirildiğini ifade etti. Enerji dönüşümünü dış politika görüşmelerinin önemli bir parçası haline getirdiklerine dikkat çeken Pyatt, “Enerji dönüşümü gittikçe hızlanmakta. Her ülke kendi yolunu takip ediyor” dedi.
Avrupa’nın 2022 yılından bu yana enerji tedarikini çeşitlendirdiğini aktaran Pyatt, “Tahminlerin aksine çok daha hızlı bir şekilde bunu başardı. Rus gazı 2021’de AB arzının yüzde 45’ini oluştururken, geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 15’e kadar düştü” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin ABD merkezli şirketlerle sıvılaştırılmış doğal gaz anlaşmaları yaptığını belirten Pyatt, bu gelişmelerin bölgenin önemli bir enerji merkezi olduğunu gösterdiğini söyledi. “Türkiye, temiz ve güvenli enerjinin birlikte mümkün olduğunu gösterdi”
Orta Asya bölgesinin potansiyeline ulaşması için Türkiye ve diğer ülkelerle birlikte çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden Pyatt, “Dün Sayın Bayraktar’ın da bahsettiği gibi buradaki nadir toprak mineralleri de çok önemli” dedi.
Enerji konusunun fosil yakıtlarla sınırlı olmadığını vurgulayan Pyatt, “Güneydoğu Avrupa, temiz enerji geleceğimiz için çok önemli bir rol oynuyor. Sayın Bayraktar’ın dün bahsettiği gibi Türkiye yenilenebilir enerji konusunda bir liderlik rolü üstlendi. Hem temiz hem güvenli enerjinin birlikte mümkün olduğunu göstermiş oldu” diye konuştu. “Kritik mineral ve maden zincirlerimizi çeşitlendirmeliyiz”
Fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltırken Çin’in temiz enerji teknolojilerine bağımlı hale gelmemek gerektiğini vurgulayan Pyatt, “Bu nedenle kritik mineral ve maden zincirlerimizi genişletmeli ve çeşitlendirmeliyiz. Mineral Güvenliği Ortaklığı Platformu’na Türkiye’nin de dahil olması ülkelerimizin bu kritik sorun üzerinde ne kadar iş birliği yapabileceğine güzel bir örnek. Yine bölgenin temiz enerji üretim tabanı üzerinde de çalışmalıyız. Türkiye’nin bu anlamda çeşitli endüstriyel gruplarda liderlik rolü üstlenmesi rüzgar ve güneş teknolojilerinde bize önemli katkı sağlayacaktır. Böylece enerji dönüşümünü de gerçekleştirmek için ihtiyacımız olan temiz enerjiyi sağlayabileceğiz” dedi. Pyatt, ayrıca enerji diyaloğu platformu çerçevesinde Joe Biden yönetiminin de Ankara ile olan iş birliğine bağlılığını ve taahhüdünü sürdürdüğünü kaydetti. ‘‘Karbonsuzlaşma yolunda uluslararası işbirliği çok önemli’’
Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci ise karbonsuzlaşma konusunda uluslararası iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, “Enerji güvenliği, enerji dönüşümüyle beraber ilerleyen bir konu durumunda. Bölgede artan gerilimler bizim hızlı hareket etmemizi gerektiriyor. Yine buna bağlı olarak sorunlarımızı çözmek ve temiz enerji teknolojilerini hayata geçirmek için bölgesel ve uluslararası işbirliği de zorunlu hale geldi. Karbonsuzlaşma yolunda ilerlemek istiyorsak hem bölgesel hem de küresel olarak iş birliğimiz çok önemli’’ ifadelerini kullandı. “Türkiye nükleer enerji kapasitesini 2050’ye kadar üç katına çıkaracak”
Türkiye’nin enerji çeşitliliği alanında yaptığı çalışmalardan da bahseden Ekinci, ‘‘Karbonsuz bir ekonomiye doğru ilerlerken erişilebilir enerji kaynaklarına da sahip olmalıyız. Bu noktada doğalgaz ve nükleer enerji çok kritik bir rol oynayacak. Nükleer enerji olmadan net sıfıra ulaşmamız mümkün olmayacak. Nükleer enerji çok önemli bir geçiş kaynağı durumunda. Akkuyu’daki nükleer tesis, enerji kaynaklarımızı çeşitlendirme açısından ne kadar kararlı olduğumuzu gösteriyor. Türkiye nükleer enerji kapasitesini 2050’ye kadar üç katına çıkaracak” şeklinde konuştu
Ekinci, “Uzun vadeli planlar ortaya koymadan enerji şirketlerini yatırım yapmaya ikna etmemiz zor olacak. Sadece sözlerden daha fazlasına ihtiyacımız var. Enerji güvenliğinin geleceği çok ciddi bir şekilde uluslararası iş birliği ve taahhüt gerektirmektedir. Türkiye, Avrupa ve ötesinde tüm paydaşlarla çalışmaya açıktır. Birlikte iklim değişikliği ve enerji güvenliğinin getirdiği zorluklara karşı durabiliriz. Önümüzdeki nesillere bu şekilde güvenli ve refah içinde bir dünya sağlayabiliriz” dedi.