Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında AKP ve MHP tarafından hazırlanan yeni seçim yasası teklifini değerlendirdi.
Teklifle resmen seçim tartışmalarının başladığını yazan Dilipak, “TBMM’nin, Haziran’a kadar; Anayasa, seçim ve siyasi partiler yasasında yapacağı değişiklikler, önümüzdeki seçimlerde uygulanamaz. Seçimden bir yıl önce bu değişikliklerin tamamlanması gerekiyor, o süre de Haziran ayında başlıyor” diye yazdı.
Seçimle ilgili en çok baraj konusu tartışılsa da, konuşulan başka konuların da bulunduğunu ifade eden Dilipak, “Seçim ittifakı bir şekilde olacak da, buna yasal bir çerçeve çizilecek mi, dar bölge olacak mı, milli bakiye sistemi olacak mı?” diye sordu.
Dilipak, şöyle devam etti: “İşi geniş tutarlarsa, yani başkanlık sistemini de tartışmaya açacak olurlarsa, TBMM’nin yapısı da tartışma konusu olabilir.
Hem milletvekili sayısı, hem de bilinen meclisin yanında bir de senato düşünülebilir. Yine aynı şekilde parti listesinden bağımsız adaylık yanında, bağımsız adaylıkla ilgili yeni düzenlemeler de yapılabilir. İş Cumhurbaşkanının yetkileri, denetimine kadar uzar mı bilmiyorum.”
Hassas dengeler üzerinde duran TBMM’de dalgalanmaların olacağını yazan Dilipak şöyle devam etti:
“Tekrar aday gösterilmeyeceği ya da seçilemeyeceğinden endişe eden birileri yeni arayışlar içine girebilir. Bu da yeni oluşumlar, yeni ittifaklar demektir. Eğer birileri bu süreçte ‘biz nasıl kazanırız’ hesabı yaparak ilişkiler geliştireceklerse, söylüyorum, onlar mahrum olacaklar. Ya da yaptıkları iş onlara hayır vermeyecek. Kapalı kapılar arkasındaki pazarlıkları, hesapları fayda sağlamayacak. Genç Parti %7 oy aldı, barajı geçemedi. Evdeki hesapları, AK Parti’nin iktidara gelmesini engellemekti, ama onların bu hamlesi AK Parti’yi daha yolun başında hem de anayasal çoğunlukta iktidara taşıdı.”
Yeni seçim yasası teklifinde seçim barajının yüzde 7 olduğunu hatırlatan Dilipak, “Peki neden baraj var. Ya da neden %3-5 değil de %7! Şablon bir gerekçe var 'Seçimde adalet, yönetimde istikrar' dengesi. Bu formülde ‘Allah’ın rızası’ yok. Oysa adalet istikrar için yeterli olurdu.
Eğer birileri bu yasaları yaparken, 'Allah’ın rızası için adalet' ilkesini ıskalar da 'ben/biz nasıl kazanır' hesabı yaparak ona göre bir düzenleme yapma gayreti içine girerse Allah onlara yardım etmeyecek” düşüncesini dile getirdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın