Ortaokullarda "görgü kuralları ve nezaket", liselerde "adab-ı muaşeret" isimli seçmeli dersler Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) müfredat kapsamına alındı. Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, verilecek derslerin bireysel ve toplumsal gelişim açısından önemli katkılar sağlayacağını belirterek günümüzde çocukların yaşadığı en büyük problemlerden olan akran zorbalığında da etkili olacağını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), okullarda "adab-ı muaşeret" müfredat kapsamına alındı. Bakanlık, dersin adını pedagojik uygunluk açısından liselerde "adab-ı muaşeret", ortaokullarda ise "görgü kuralları ve nezaket" olarak belirledi. Derslerin kazanımlarıyla ilgili Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen bilgilendirmede bulundu. Çocuğa verilecek ilk eğitimin evde başladığını, evde öğrenilenlerin ise okulda gelişip ve şekilleneceğini söyleyen Sezen, “Okulun, çocuğun toplumsallaşmasında önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Okul, çocuğa toplumsal ve kişisel yaşamında ihtiyaç duyacağı bilgi, görgü ve nezaketi kazandıran önemli bir sosyalizasyon aracı olarak kabul edilmektedir. Millî Eğitim Bakanlığınca, ortaokullarda "görgü kuralları ve nezaket" dersi ile liselerde "adab-ı muaşeret" dersinin müfredata alınması bireysel ve toplumsal gelişim açısından önemli katkılar sağlayacaktır” dedi. “Toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır”
Sezen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çocukların akademik becerilerin yanı sıra, sorumluluk taşıma, güven, takım çalışması, dürüstlük, iletişim, aldığı görevin hakkını verme ve adab-ı muaşeret gibi nezaket kurallarına dair beceriler kazanabilmeleri sağlanacaktır. Sevgi, saygı, iyilik, hoşgörü, yardımlaşma-iş birliği, dürüstlük ve barış bireyi diğer bireylerle birleştiren, iletişim ve ilişkileri güçlendiren ortak temel değerlerdir. Bu ortak temel değerler, bireyin temel duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını destekleyerek toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.” “Yardımlaşma ve iş birliği kazandırılabilir”
Arkadaşlık ilişkileri ve dayanışmanın bilişsel ve sosyal gelişim üzerinde etkili olduğunu ve çocukların çevreye olan uyumunu kolaylaştırdığını ifade eden İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Uzman Psikolog İlayda Sezen, “Çocuğun sosyal uyumunu sağlayan yardımlaşma ve iş birliği aynı zamanda çocuğun öğrenmesi ve becerilerini geliştirmesi için de gereklidir. Çocuklarda empati geliştirilerek yardımlaşma ve iş birliği kazandırılabilir. Empatik becerilerin geliştirilmesine yönelik ders içerikleri ile çocuklar kendi duygu ve düşüncelerinin diğerleri tarafından anlaşıldığını hissederler. Bununla birlikte, karşı tarafın olaylara nasıl baktığını anlayarak, sorunları daha etkili bir şekilde çözebilirler. Empati, diğer insanlarla daha iyi bir bağ kurmayı kolaylaştırır ve sosyal ortamlarında da duyarlı hale gelmelerini sağlar. Bireyin yargılanmadan dinlenmesi, duygu ve düşüncelerine saygı ve önem verildiğini hissetmesi özgüvenini olumlu yönde etkiler ve bu durum bireyin kendini gerçekleştirmesine ve sosyalleşme sürecine olumlu katkı sağlar” dedi. “Akran zorbalığının azalmasında da etkili olacaktır”
Çocukların büyüdükçe davranışlarının biçimlenmesinde akranlarının etkisinin giderek arttığına değinen Sezen, “Çocuklar bireysel yaşantıları sırasında hem iş birliği, yardımseverlik gibi olumlu davranışları hem de saldırganlık gibi olumsuz davranışları edinirler. Sevgi, saygı, empati gibi temel değerlerin öğrenilmesi aynı zamanda okullarda sık gördüğümüz akran zorbalığının azalmasında da etkili olacaktır. Akran zorbalığı ile mücadele açısından da katkı sağlayacak bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Ailelerin de sürece destek ve katılımları önemli olacaktır. Okul, aile ve çocuk iş birliği burada önemli rol oynamaktadır. Çocukların ilk rol modelleri olan ebeveynler eğitimin etkinliğini etkileyecek konumda oldukları için bu konular hakkında bilgilendirilmelidir” diye konuştu.