USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Adalet Bakanı'ndan son dakika ırkçılık, süresiz nafaka ve yeni Anayasa açıklaması

Adalet Bakanı Tunç, son dönemde artan ırkçılık ve nefret söylemlerine karşı hazırlık yapıldığını söyledi. Tunç, yalan haber yayanların cezasız bırakılmayacağını vurguladı. Adalet Bakanı, nafaka ve Anayasa hakkında da önemli mesajlar verdi.

Adalet Bakanı'ndan son dakika ırkçılık, süresiz nafaka ve yeni Anayasa açıklaması
17-09-2023 14:12
Google News
"Süresiz nafakada mağduriyet var. Boşanma davalarıyla ayrılabilir.""Yeni Anayasa için hazırlıklar yapacağız. Muhalefet partilerine de gideceğiz.""Eski sistemi isteyenler 'al gülüm ver gülüm' düzenini istiyor."

İlk kez 2006 yılında izleyiciyle buluşan Başkent Kulisi, 18. sezonunun kapılarını bugün açtı. Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu programda yeni sezonun ilk konuğu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç. Tunç'un gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

MERHUM ADNAN MENDERES'İN İDAMININ YIL DÖNÜMÜ

Demokrasiye kara leke olarak tarihe geçen 27 Mayıs sonrası bu ülkenin seçtiği başbakanlar, bakanlar haksız-hukuksuz yargılanmalar sonucu idam edildiler. Bir kez daha rahmetle anıyoruz. Darbecileri lanetlerken darbe mağdurlarını da rahmetle anıyoruz.

27 Mayıs darbesi sonrasında muhtıralar, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat ve 367 bildirisi, 17-25 Aralık yargı darbesi girişimi, 15 Temmuz darbe girişimi... Bunların hepsi demokrasimize yönelik saldırılar, milli irade hırsızlarının işlediği suçlar. 

27 Mayıs'tan sonraki yargılamalar her darbeden sonra olduğu gibi haksız ve hukuksuz. Düzmece bir mahkeme, düzmece deliller; o gün yaşayanlar hatırlar, Sayın Menderes ve bakanlarına haksız, delilsiz suçlamalarla bir yargılama süreci oldu. Savunmalar sırasında Mahkeme Başkanı'nın 'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' konuşması hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçti." 

"Davalar bittikten sonra görev alan yargıçlar ödüllendirildi. O yargıçlar arasından Anayasa Mahkemesi başkanları çıktı, Yargıtay üyeleri çıktı. En son 12 Eylül darbesi sonrasında biri Adalet Bakanı oldu. 90'lı yıllarda da Anayasa Mahkemesi'ne seçilen üye var. O vesayet anlayışının 90'lara kadar devam ettiği görülüyor. Sonra 28 Şubat. AK Parti kurulduktan sonraki süreçte de hemen kapatma davasıyla karşı karşıya kaldı. Yine onların devamı olan yargı anlayışıydı. 14 aylık partinin suçu, kurucu üyelerin arasındaki başörtülü üyelerdi. 312 mahkumiyeti, 2008'de bir daha kapatma davası... 2008'de Meclis'te başörtüsüne anayasal güvence sağlayan Anayasa değişikliğini; sadece şekil bakımından incelenmesine rağmen Anayasa Mahkemesi iptal etti. Sonrasında yine 17-25 Aralık aynı vesayetçi anlayışın uzantıları. Tüm bu süreçler hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçti.

(Muhalefetin yargı vesayet altında eleştirisi) Adnan Menderes'in döneminin ardından tekrar istikrarsızlık döneme geçildi. 1,5 yılda bir hükümet değişti. 66'ncı hükümetteyiz şu an. Dolayısıyla istikrarsızlık ortama siyasi, ekonomik krizlere, anarşiye neden oldu. Tüm bu olumsuz tablo vesayetçi anlayışın yeşermesine, siyaset kurumunun zayıflamasına neden oldu. Vesayet anlayışı da her 10 yılda bir darbeye, muhtıraya yol açtı.

2017 Anayasa değişikliği sonrasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle beraber, yürütmenin doğrudan millet tarafından belirlendiği, yargının bağımsız ve tarafsız olduğu, yasamanın kanun yapma yetkisini eline aldığı, kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir yönetim anlayışı oluştu.

Onlar istiyor ki eski sistem olsun. Özellikle Meclis'in seçime katkısı olmasın. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanının Hakimler Savcılar Kurulu'nun üzerinde etkisi olmasın. Onlar Yargıtay üyelerini, Yargıtay üyeleri de onları seçsin. Al gülüm ver gülüm. Eski sistemi isteyenler vesayet anlayışını özleyenler.

Cumhurbaşkanı tüm üyeleri seçiyor deniyor. Öyle bir şey yok. 12 tane HSK üyesi var. Onların özlediği yargı sistemi, siyaset kurumu bunun içine dahil olmasın, milli iradenin teceligahı buradan soyutlansın. Eskisi gibi al gülüm ver gülüm... Vesayetçi anlayışın özlemi bu. Anayasamızdaki askeri yargının ortadan kaldırılması, darbecilerin yargılanamamasına yönelik hükmün ortadan kaldırılması... Sıkı yönetim vardı Anayasamızda. Tüm bunlar kaldırıldı.