OFİSTE ÇAY SERVİSİNDEN ZİRVEYE
Kurt, gazeteciliğe adım atma sürecini şöyle anlatıyor: "1993 yılında, Türkiye'nin ilk ekonomik gazetesi olan Dünya Gazetesi'nde göreve başladığımda, çay kahve dağıtıyor, getir götür işleri ve temizlik te yapıyordum. Gazetecilikle ilgili çok bir görevim yoktu. Ancak bir gün, muhabirin gelmediği bir durumda bölge müdürümüz 'Ne olacak şimdi, personel gelmedi ne yapacağız?' diye sağa sola dolanıyorken, ben 'Ben yaparım' dedim. 'Daktilo yazmayı biliyor musun?' diye sordu. 'Evet,' dedim ve ilk kez bir haber dosyasını düzenleme fırsatı buldum. 100 sayfalık bir ek dosyayı yeniden düzenledim, haber diliyle şekillendirerek giriş-gelişme-sonuç formuna uygun hale getirdim. Bu çalışma, hem kendimi hem de yeteneklerimi keşfetmemi sağladı. İlk haberim ise Gaziantep fıstık hasadı üzerineydi ve büyük bir beğeni topladı."
O GÜN DÖNÜM NOKTASI OLDU
"Haberin gazetedeki yerini görünce içimde bir şeyler değişti. O gün gazeteciliğin ruhuma işlediğini anladım" diyor Arif Kurt. Bu başlangıç, Kurt’un kariyerindeki dönüm noktası oldu. Kısa sürede kendini kanıtlayarak önemli haberlere imza atan Kurt, 1997 yılına kadar Dünya Gazetesi'nde muhabirlik yaptı ve ekonomi alanında birçok özel haber hazırladı.
EN BAŞARILI MUHABİRLER ARASINA GİRDİ
"Türkiye'nin en başarılı muhabirleri arasında yer aldım" diyor Arif Kurt, meslek hayatındaki başarılarını anlatırken. Dünya Gazetesi'nin bir ekonomi gazetesi olarak Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sakıp Sabancı gibi iş dünyasının liderlerinden ekonomi bakanlarına ve banka genel müdürlerine kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap ettiğini belirten Kurt, yaptığı haberlerle bu alandaki başarısını kanıtlamış.
HABERLERİ DİĞER GAZETELERE DE KAYNAK OLUYORDU
"Dünya Gazetesi, özellikle ekonomi haberciliğinde öncüydü. Bizim yaptığımız haberler yalnızca gazetenin sayfalarında değil, diğer gazetelere de kaynak oluyordu. Bu, sorumluluğumuzu ve haberciliğimizin değerini artırıyordu. Günlük haberlerimizle, Gaziantep'in önemli ticaret dönemlerini belgeledik" diyor Kurt.
KÖRFEZ KRİZİ HABERCİLİĞİN ÖNEMİNİ ARTIRDI
Körfez Krizi’nin başladığı 1990’lı yıllarda Irak Savaşı sonrası yaşanan ekonomik ambargoların Gaziantep’in ihracatına ve bölge ekonomisine etkilerini yakından takip ettiğini belirten Kurt, o dönemin habercilik için kritik bir fırsat sunduğunu ifade ediyor. "Gaziantep, bölgenin ihracat merkeziydi ancak ambargo ve belirsizlik birçok işletmeyi zor durumda bıraktı. İşte bu kriz, ekonomi gazetesi olarak bizim yaptığımız haberciliğin önemini artırdı. İşletmelerin sorunlarını, bölge ekonomisinin karşılaştığı güçlükleri günlük haberlerle aktararak bir kaynak oluşturduk" diye ekliyor. Kurt, dönemin dinamiklerinin ve gazetenin itibarlı okuyucu kitlesinin kendisine haber yapma konusunda büyük bir motivasyon sağladığını belirtiyor.
GAZETECİLİKTE YENİ BİR DÖNEM
Kurt, bu süreçteki ilerlemesini şu sözlerle anlatıyor: "Rahmetli Nezih Demirkent, gazetenin sahibi, 1997 yılında beni Pamukkale’de düzenlenen Denizli toplantısına çağırdı. İlk defa bir muhabir, bölge müdürleri toplantısına davet edilmişti. Orada, başarımın sırrını anlatmam istendi. Kendimi tanıtma ve yaptıklarımı paylaşma fırsatı buldum. Toplantının ardından Nezih Bey, 'Bu işi sen yapacaksın' diyerek beni bölge müdürü olarak tayin etti. "Bu göreve getirildikten sonra Gaziantep'te Dünya Gazetesi'nin Bölge Müdürü olarak çalışmaya başlayan Kurt, bu pozisyonda 2022 yılına kadar görev yaptı. Bölge müdürlüğü döneminde birçok başarılı projeye imza attığını ifade eden Kurt, yerel ve ekonomik haberlerde öncü bir rol üstlendiğini vurguluyor.
27 YAŞINDA SARI BASIN KARTI SAHİBİ OLDU
"Gaziantep'in en genç sarı basın kartı sahibi gazetecisiyim" diyor Arif Kurt, kariyerinin dönüm noktalarından birini anlatırken. Henüz 27 yaşında bu unvanı kazanan Kurt, o dönemde sarı basın kartı almanın hem prestijli hem de zor bir süreç olduğunu vurguluyor.
FOTOĞRAFLARI GÖNDERMEK MEŞAKATLİYDİ
"Gazetecilik imkanları bugünkü kadar geniş değildi. Bir haberi İstanbul’a göndermek bile büyük zahmet gerektiriyordu. Faks kullanıyorduk ve fotoğrafları göndermek daha da meşakkatliydi. Fotoğrafları zarflayıp otogara götürür, otobüsle gönderirdik. Ancak bu şekilde, bir sonraki gün İstanbul’a ulaşabiliyordu" diyor Kurt, gazeteciliğin teknolojik dönüşüm geçirmediği dönemin zorluklarını hatırlatarak.
HABER KIYMETLİYDİ, EMEK VERİLİRDİ
Bu süreçler, gazeteciliğin yalnızca haber üretmekle değil, aynı zamanda bu haberi doğru bir şekilde ulaştırmak için çaba harcamakla da ilgili olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kurt, bu zahmetli dönemleri yaşayarak mesleğin her aşamasını deneyimlediğini ifade ediyor. "Haber kıymetliydi, emek verilirdi" diyor Arif Kurt, gazeteciliğin o dönemdeki ruhunu özetlerken.
FİNANSAL FORMUN İLK BÖLGE MÜDÜRÜ OLDU
2002 yılına kadar Dünya Gazetesi’ndeki görevini başarıyla sürdüren Kurt, aynı yıl Doğan Medya Grubu’ndan gelen teklifle yeni bir döneme adım attı. "2002 yılında Doğan Medya Grubu, yeni bir ekonomi gazetesi olan Finansal Forum için bana transfer teklifi yaptı. Önce kabul etmedim, fakat bir şekilde ikna edildim" diye anlatıyor. Türkiye genelinde yalnızca 5 ofis kurulan gazetenin Gaziantep ofisi, Kurt’un öncülüğünde açıldı. İlk bölge müdürü olarak görevine başladı. Ancak bu süreç uzun sürmedi. "3 ay sonra görevden ayrıldım ve 6 ay sonra bu kez Finansal Forum Konya Bölge Müdürü oldum" diyen Kurt, bir süre sonra yeniden Gaziantep'e döndüğünü ve Finansal Forum ile yollarını tamamen ayırdığını belirtiyor.
BEYAZ SAYFAYI KURDU
"Sonra bir şeye kanaat getirdik" diyor Arif Kurt, yerel basının ulusal çapta etkili bir mecra haline gelmesi için nasıl adımlar attıklarını açıklarken. İstanbul merkezli ekonomi gazetelerinin ağırlıkta olduğu dönemde, yerel bir ekonomi gazetesinin ulusal çapta ses getirebileceğine inanıyordu. "Rahmetli ortağım Erdal Çelik ile birlikte, haftalık bir ekonomi gazetesi olan Beyaz Sayfa’yı kurduk. Merkezi Gaziantep’te olan ama Türkiye çapında yayın yapan bir ekonomi gazetesi çıkaracağız diye yola çıktık" diye anlatıyor. 2004 yılına kadar devam eden bu süreçte, Beyaz Sayfa Türkiye’nin 20 iline ve Gazianteplilere ulaştırıldı. Bakanlıklara gönderilen gazete, daha çıkmadan merak uyandıran haberleriyle dikkat çekti.
YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
2004’ten sonra Kurt’un kariyerinde yeni bir dönem başladı: Televizyonculuk. Bir televizyon kanalında genel müdürlük görevine getirilen Kurt, burada edindiği deneyimlerle medyanın dijitale doğru evrildiğini gözlemledi. "2010’dan sonra dijital medya hızla yükselmeye başladı, biz de kendimizi bu alanda geliştirdik" diyerek yazılı medyadan dijital dönüşüme uzanan yolculuğunu özetliyor.
KENT MEDYA GRUBUNU KURDU
2019 yılına kadar bir televizyon kanalında üst düzey idarecilik görevini yürüten Arif Kurt, daha sonra kendi isteğiyle emekli oldu. Ancak gazetecilik tutkusunu bir adım daha ileri taşıyarak Kent Medya Grubunu kurdu. Türkçe, Arapça ve İngilizce yayın yapan dijital platformlarıyla medya dünyasında aktif rol oynamaya devam ediyor.
MESLEKTE 31 YIL
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'na bağlı Güneydoğu Gazeteciler Federasyonu üyesi olan Kurt, Gaziantep Basın Cemiyeti Başkanlığı görevini yürütüyor. Bunun yanında, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı’nın onayıyla kurulan ve Türkiye genelinde örgütlü olan Anadolu İnternet Gazetecileri Federasyonu’nun (AİGF) Genel Başkanlığı görevini de üstlenmiş durumda. "Meslekte 31 yılımı doldurdum ve bu süreçte Türkiye’nin geriye dönük 31 yıllık hafızasına Gaziantep’in özellikleriyle tanıklık eden bir gazeteci oldum" diyen Kurt, gazeteciliği ek iş değil, tek iş olarak gördüğünün altını çiziyor. Sürekli sarı basın kartı sahibi olan Kurt, meslek ilkelerine bağlı, deneyimle şekillenen bir habercilik anlayışını benimsiyor.
GAZETECİLİK BİR SORUMLULUK
Arif Kurt, meslek hayatında gazeteciliğin yalnızca bir iş değil, bir sorumluluk olduğunu vurguluyor. Şu ifadeleriyle sektördeki duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor: "Mesleki konularda elimizden geleni yapıyoruz, örgütlenmeye çalışıyoruz. Gerek bölgede gerek Türkiye genelinde, kanun yapıcılara meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları anlatmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda medya sektörünün yeni döneme uyum sağlamasına öncülük ediyoruz."
İNANDIRICILIK BUGÜN DAHA KIYMETLİ BİR NOKTADA
Kurt, gazeteciliğin sorumluluklarının her geçen gün daha da arttığına dikkat çekiyor. İnsanların doğru bilgiye ulaşma ihtiyacının, bu mesleği yapanların kurumsal kimliğini ve güvenilirliğini daha da önemli hale getirdiğini ifade ediyor. Şöyle devam ediyor: "Ek işi değil, tek işi gazetecilik olanların kurumsal bir kimliği vardır. Mecralar artsa ve bilgiye erişim kolaylaşsa da inandırıcılık bugün daha kıymetli bir noktada. İnternet haberciliğini gerçek manada yapanların, toplumun en güvenilir bilgi kaynakları olduğunu düşünüyorum. Bilgiyi doğru şekilde aktarmak, içinden çıkarı almadan, kendine pay çıkarmadan millete aktarmak her babayiğidin kârı değil." Bu sözleriyle Kurt, gazeteciliğin yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda topluma karşı bir görev ve sorumluluk olduğunun altını çiziyor.
YENİ MEDYANIN RİSKLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Arif Kurt, internet gazeteciliğinin sunduğu fırsatlara rağmen, bu yeni medya modelinin beraberinde getirdiği risklere de dikkat çekiyor. Hızla yayılan haberlerin doğruluğunu kontrol etmenin zorluğu, dezenformasyonun yayılmasına olanak tanıyabiliyor. Kurt, internet gazeteciliğinin sunduğu hızlı, erişilebilir ve etkileşimli yapının, gazeteciliğin etik ve bağımsızlık ilkelerine zarar vermemesi için dikkatli bir denetim ve sorumluluk gerektirdiğini vurguluyor. Bu denetim süreci, doğru bilgilerin yayılmasını sağlamak ve okuyucunun güvenini kazanmak için kritik bir rol oynuyor.
SÜREÇ DOĞRU YÖNETİLMELİ
Dijitalleşmenin gazetecilik için sunduğu fırsatların büyük bir potansiyel taşıdığını ancak bu sürecin doğru yönetilmezse çeşitli tehlikelere yol açabileceğini belirtiyor. Haberlerin hızlı ve geniş kitlelere ulaşması, medya içeriğinin çoklu platformlarda yer alması, maliyetlerin düşmesi ve okuyucuların daha fazla katılım göstermesi gibi avantajlar söz konusu olsa da, bu hızın beraberinde yanlış bilgilerin yayılma riskini artırdığını vurguluyor Kurt. Bağımsız gazeteciliğin zorlaşması, gelir modellerinin belirsizleşmesi ve habercilik kalitesinin düşmesi gibi tehditler de dijital dönüşümle birlikte gazetecilik sektörünü zorluyor. Bu nedenle, dijitalleşme sürecinin dikkatli ve bilinçli bir şekilde yönetilmesinin, gazeteciliğin güvenilirliğini ve doğruluğunu koruma açısından kritik olduğunu ifade ediyor.
YAPAY ZAKA İNSAN DOKUNUŞUNU AZALTIYOR
Kurt, yapay zekanın gazeteciliğe entegre edilmesinin gazetecilik pratiği üzerinde derin etkiler yaratabileceğini ifade ediyor. Yapay zeka, haber üretiminde verimliliği artırırken, aynı zamanda rutin içeriklerin otomasyonu ve kişiselleştirilmiş haber sunumu gibi yenilikçi imkanlar da sunuyor. Bunun yanı sıra, hızla gelişen veri analizi ile haberlerin daha hızlı bir şekilde sunulmasını sağlıyor. Ancak, yapay zekanın gazetecilikte kullanımı, insan dokunuşunun azalması ve etik değerlerin tehlikeye girmesi gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle yanlış bilgi yayılma riski ve gazetecilik mesleklerinde potansiyel iş kaybı gibi sorunlar, bu teknolojinin daha dikkatli bir şekilde kullanılmasını gerektiriyor. Yapay zeka gazeteciliği destekleyici bir araç olarak büyük katkılar sunabilirken, insan denetimi ve etik kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmak, güvenilir haberciliği sürdürebilmek adına kritik bir öneme sahip.
ETİK KODLARA BAĞLI KALMALI
Gazetecilikte etik kurallarının güçlendirilmesi için belirli adımlar atılması gerektiğini vurguluyor Arif Kurt. Düzenli eğitimlerle gazetecilerin etik ilkelere bağlılıklarının artırılması, kaynakların doğruluğunun şeffaf bir şekilde açıklanması, bağımsız etik kurullarının haberciliği denetlemesi ve etik davranışların ödüllendirilmesi gibi yöntemler, gazeteciliğin güvenilirliğini artırabilir. Ayrıca medya kuruluşlarının, etik kodlara sıkı sıkıya bağlı kalarak çalışmalarını sürdürmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu adımların, gazetecilerin toplum nezdindeki itibarını güçlendireceğini ve güvenilir haberciliği destekleyeceğini ifade ediyor.
MEDYA SEKTÖRÜ HIZLI BİR DÖNÜŞÜM GEÇİRİYOR
Arif Kurt, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gazetecilerin karşılaştığı ekonomik ve operasyonel zorluklara değinerek şu şekilde devam ediyor: "Güneydoğu’daki gazeteciler, gerçekten çok zor bir dönemde mesleklerini icra ediyorlar. Hem ekonomik zorluklar hem de yerel basının sürdürülebilirliği gibi sorunlarla mücadele ediyoruz. Ayrıca, kalifiye eleman eksikliği de ciddi bir engel teşkil ediyor. Medya sektörü, özellikle dijitalleşme konusunda hızla bir dönüşüm geçiriyor, ancak bu dönüşümü takip edebilmek, teknolojik altyapı ve eğitim konusunda büyük eksiklikler var. Dijital medya kullanımı ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi, gazetecilerin daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlayacak ama bu sürece dair yatırım ve eğitim çalışmaları kesinlikle hızlandırılmalıdır. Yerel basının desteklenmesi için daha güçlü destek mekanizmalarına ihtiyaç var. Medya kuruluşları, bu eğitimlerle daha güçlü hale gelebilir daha etkili ve doğru haber üretme kapasitesine sahip olabilirler. Eğer bu adımlar atılırsa, hem gazetecilerin hem de yerel basının daha sürdürülebilir bir hale gelmesi mümkün olacaktır."
GAZETECİLERE YASAL GÜVENCE VERİLMELİ
"Yerel basının sürdürülebilirliği için reklam gelirlerinin artırılması ve yerel basına özel teşviklerin sağlanması gerektiği açık. Ayrıca, dijitalleşme sürecinde gazetecilerin desteklenmesi için yeni medya teknikleri konusunda eğitimler verilmelidir. İnternet erişimi ve dijital araçlar için yapılacak yatırımlar, gazetecilerin daha verimli ve etkin çalışmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte, teknolojik altyapıların güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Hukuki ve mesleki koruma sağlanmalı, gazetecilerin özgürce çalışabilmesi için yasal güvence verilmelidir. Toplumun yerel basına ilgisinin artırılması ve bu yönde destek kampanyaları düzenlenmesi de kritik öneme sahiptir. Ayrıca, gazetecilik meslek kanununun çıkarılması, sektörün ve çalışanlarının anayasal olarak net bir şekilde tanımlanması gerekiyor. Meslek örgütlenmesi, dernekler seviyesinden çıkarak oda statüsüne kavuşmalı. Yerel kaynakların yereldeki medyayı destekleyecek ödenekler üretmesine imkan sağlanmalıdır."
GAZETECİLER BİRBİRLERİNİN GÜÇLÜ YÖNLERİNDEN FAYDALANMALI
Kurt, gazeteciler arasındaki dayanışmanın önemine dikkat çekiyor ve bunun için bir dizi önemli adım attıklarını belirtiyor. Deneyim paylaşımını teşvik etmek amacıyla düzenledikleri ağ kurma etkinlikleri sayesinde, gazeteciler arasında güçlü bir iletişim ağı oluşturuluyor. Ortak projeler geliştirerek işbirliğini artırmayı hedeflediklerini ifade eden Kurt, gazetecilerin birbirlerinin güçlü yönlerinden faydalanmalarını sağlamak için çeşitli fırsatlar sunuyor. Ayrıca, mesleki zorluklar yaşayan gazetecilere yönelik psikolojik ve mesleki destek sağladıklarını, etik kuralların netleştirilmesinin dayanışmayı güçlendirdiğini belirtiyor.
SÖYLEŞİ: MELEK BARIŞ