AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri, “Şehir Buluşmaları” adı altında Ağrı’ya gelerek, Ağrılılar ve çevre illerdeki milletvekilleriyle bir araya geldi.
AK Parti’nin başlatmış olduğu “Şehir Buluşmaları” adı altında yapılan ziyaretler nedeniyle Ağrı’ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri, Milletvekili Ekrem Çelebi, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ve İl Başkanı Halil Özyolcu ve çevre illerden gelen milletvekilleriyle beraber Burçin Uysal Öğretmenevi’nde, ulusal ve yerel basın temsilcileri ile kahvaltı programında bir araya geldi.
Programda konuşan Genel Başkan Yardımcısı İleri, muhalefetin yapmaktan ziyade yıkmak üzerine bir politika izlediklerini söyledikten sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Türkiye Yüzyılı” vizyonu hakkında da bilgi verdi. "Türkiye Yüzyılı vizyon belgesinin hedeflerinden biri dünya çapında 10 büyük devlet arasına girmek"
Yaptığı basın açıklamasında, “Türkiye Yüzyılı” vizyon hedefinin dünya çapında her alanda 10 büyük devlet arasına girmek olduğunu vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, "Çok şükür Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda gerçekten çok farklı bir aşamaya geldik. Türkiye şu an milli irade ile yönetilen bir ülkedir ve geleceğe ümitle bakan, potansiyelini kullanabileceğine inanarak geleceğe bakan yönetim şekli ve devletidir. Türkiye çok şükür Cumhurbaşkanımızın liderliğinde pandemi sürecinde tehditleri fırsatlara dönüştürerek ve kuvvetlenerek çıktı. Şu an ekonomik büyümemizden ihracatımızın artışına kadar pandemi sürecinde çok iyi bir karneye imza atıldı. Özellikle sabit gelir noktasında hükümetimizin, devletimizin aldığı tedbirler ortada. İnşallah bu noktada da özgüvenli bir şekilde ilerliyor olacağız. Konjonktüre baktığımız zaman Türkiye’nin Yüzyılı vizyonu ayrı bir önem kazanıyor diye düşünüyorum. Şu an Cumhurbaşkanımızın liderliğinde öyle bir yönetim anlayışı var ki bütün bu süreçlere rağmen vizyon koyma enerjisi ortaya koyan bir anlayış bu. Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz hafta ’Türkiye Vizyonu’ belgesini açıkladı. İçimizdeki umutları bir anlamda somutlaştıran bir belge. Bu belgenin sadece Türkiye’yi ilerletmesi ya da daha da geliştirmesi değil Türkiye’nin küresel anlamda bir iddia ortaya koyması anlamında da önemli bir belge. Biz inanıyoruz ki şu 20 yıllık süreçten sonra, altyapı eksikliklerini tamamladığımız bu süreçten sonra Türkiye Vizyonu küresel anlamda ortaya koyacağımız bir yüzyıl olacaktır. Bu belgedeki somut hedeflerden biri de dünya çapında her alanda 10 büyük devlet arasına girmek hedefidir ki oldukça iddialı ve gerçekçi bir hedeftir. Cumhuriyet Bayramımızı kutladığımız günde Türkiye’nin yerli ve milli elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından Cumhurbaşkanımızın iştirakiyle indirdik. Teknik açıdan baktığımızda TOGG tam zamanlı yapılmış önemli bir yatırımdır. Sadece elektrikli bir otomobil olarak göremeyeceğimiz, akıllı cihaz olarak nitelendirebileceğimiz ve Türkiye’nin dijital dönüşümünde önemli bir basamak teşkil edecek bir gelişmedir bu" ifadelerine yer verdi. "Muhalefet inşa etmekten ziyade yıkmaya ve yıldırmaya odaklanmış"
Ülkeyi kalkındırmak için mücadele ettikleri dönemde muhalefetin polis ve jandarma teşkilatına yıpratma saldırıları olduğunu söyleyen Genel Başkan Yardımcısı İleri, "Maalesef Türkiye’deki muhalefet anlayışı 1950’lerden beri yatırım karşıtlığıyla ön plana çıkan bir anlayıştır. TOGG’un geliştirilmesi sürecinde de moral bozmak için yapmadıklarını bırakmadılar. Milleti kandırıyorlar dediler, hayal satıyorlar dediler, üretseler de satamazlar dediler, fabrika nerede dediler ama çok şükür 29 Ekim tarihi itibariyle Cumhurbaşkanımız bunların hepsine çok net cevapları TOGG’un fabrikasından doğrudan vermiş oldu. Maalesef karşımızdaki muhalefet inşa etmekten ziyade yıkmaya ve yıldırmaya odaklanmış bir şekilde yoluna devam ediyor. Bizler ülkeyi kaldırmak için çalıştığımız dönemde maalesef özellikle ana muhalefet partisinden kaynaklı olarak devletimize, teşkilatımıza, kahraman silahlı kuvvetlerimize, polis ve jandarma teşkilatımıza yıpratma saldırıları oldu. Biliyorsunuz silahlı kuvvetlerimize çok üzücü ve acı bir iftira atıldı. Cumhuriyet Halk Partisi’nden bu iftiralara katılan kişiler ya da milletvekilleri oldu. Maalesef partinin en tepesinden bununla ilgili bir açıklama gelmedi. Yine geçtiğimiz hafta mahkemeyi basan bir Cumhuriyet Halk Partisi gördük. Hukuk devletinden ve yargı bağımsızlığından bahsedenler parmak salladılar, tehdit ettiler. Hukuk devletinden anladıklarının ne olduğu da böylelikle ortaya çıkmış oldu. Maalesef ana muhalefet partisi polis ve jandarma teşkilatlarımızla ilgili adeta uyuşturucu kaçakçılığına göz yumdukları noktasında bir iftira attılar. Maalesef pek şaşırmıyoruz. Geçtiğimiz hafta yapılan açıklamalar inanıyorum ki Türk siyasi tarihine utanç belgeleri olarak geçecektir" dedi.