Deprem sonrası özellikle çocuklar ve kadınlarda yaşanabilecek psikolojik travma ve ruhsal çöküntülere dikkat çeken Akdeniz Belediyesi Uzman Psikoloğu Gülnihal Bilim, felaketten etkilenen çocuk ve kadınlara yönelik psikolojik desteğin önemine dikkat çekti. Bilim, deprem bölgesini terk ederek Mersin’e gelen depremzede ailelere, özellikle de çocuklara psikolojik ilk yardım vereceklerinin altını çizdi.
Türkiye’nin 10 ilini etkileyen, binlerce insanın yaşamını yitirmesine, on binlerce insanın yaralanmasına yol açan depremler sonrası felaketi yaşayan vatandaşlara yönelik psikolojik desteğin önemi de ortaya çıktı. Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Uzman Psikoloğu Gülnihal Bilim, deprem afetini yaşamış, zarar görmüş ya da yakınını kaybetmiş kişilerin psikolojik ve fiziksel anlamda etkilenebileceklerini belirterek, “Ayrıca enkaz katında belirli bir süre beklemek zorunda kalmış depremzedelerin ciddi travmatik belirtileri olabileceğinden psikolojik destek almaları gerekebilir. Bunların yanında depremde mal varlığı zarar görenler, arama kurtarma ekiplerinde görev aldığı için enkaz alanlarıyla ve depremzedelerle birebir temas kurmuş kişiler de psikolojik hasar almış olabilir” dedi. Depremi yaşamış kişilerde görülebilen tepkiler
Bilim; “Depremi yaşamış kişilerde şok, öfke, çaresizlik, boşlukta hissetme, aşırı korku hali, suçluluk, utanç, ümitsizlik, asabiyet, karamsarlık, bölünme hissi, dikkat ve bellek sorunları, karar vermede zorlanma, düşüncelerde düzensizlik, anıları çarpıtma ve sürekli istenmeyen anılara maruz kalma gibi tepkiler yaygın olarak görülebilir” ifadesini kullandı. Afet sonrası verilecek psikolojik ilkyardımda 5 prensibe dikkat çeken Bilim, temel güven duygusunu yeniden oluşturma, sakinleştirme, öz yeterliliği ve toplumsal yeterliliği teşvik etme, umut aşılama, bağlantılı olma duygusunu geliştirmenin önemine dikkat çekti. Bireylerin afeti yaşadığı ilk 3 gün içerisinde psikolojik ilk yardımın verilebileceğini kaydeden Psikolog Bilim, “Sonrasında ise kişinin durumu idrak etmesiyle orta vade destek de denilen süreç başlatılabilir. Bu kısımda psiko-sosyal destek, psiko-eğitim, kaygı yönetimini öğretmek öncelikli olur. Psikolojik ilk yardım, tıpkı fiziksel ilk yardım gibi ilgili eğitim ve donanıma sahip herkesçe verilebilir” diye konuştu. “Yaşadığınız olayı konuşmaktan kaçınmayın”
Deprem felaketini yaşamış insanların, kendilerini tehlike altında hissettiğinde vücutta fiziksel olarak çarpıntı, nefes darlığı, bulantı, titreme gibi belirtiler göstermesinin doğal olduğunu belirten Bilim, kaygı azaldığında bu belirtilerin de ortadan kaybolacağını söyledi. Bilim, “Yaşadığınız olayı sizi dinleyecek bir yakınınıza anlatarak konuşmaktan kaçınmayın. Yakın çevre, arkadaş, aile gibi sosyal olarak sizi destekleyecek ilişkilerinizi sürdürünüz. Yaşadığınız duygularınızı uzun süreli bastırmaya çalışmayın. Depremden sonra kapalı ortamlara girmek ya da kalabalık yerlerde bulunmak sizin için kaygı verici olabilir. Eğer öyle ise size kaygı veren bu davranışlardan kaçınmak yerine kaygı düzeyiniz azalana dek tanıdığınız insanlarla bunları gerçekleştirmeyi denemekten kaçınmayın. Özellikle çocukların depreme ait görsellere ve videolara maruz kalmasını azaltın. Yetişkinler olarak deprem anı ve kurtarma çalışmalarını tekrar tekrar izlemek, gün boyu yıkım görüntülerini izlemek ruhsal, psikolojik etkilenmeleri arttıracaktır. İlk günlerde uykusuzluk iştahsızlık bir şey yapmak istememe, halsizlik, çaresizlik umutsuzluk hisleri olağandır. Sizi rahatlatan şeyler neyse onlarla uğraşın” şeklinde konuştu. Deprem sonrası erken dönemde ruh sağlığımızı nasıl koruruz?
Uzman Psikolog Bilim, deprem sonrası kişilerde yerinde duramama, ani irkilmeler yaşama, yorgunluk, halsizlik, uyku düzeninin bozulması, baş ağrısı; güvensizlik, yabancılaşma, sosyal geri çekilme gibi bilişsel, fiziksel ve sosyal tepkilerin de ortaya çıkabileceğine işaret etti. Bilim, şöyle konuştu; “Yaşanan deprem, ani ve beklenmedik olması nedeniyle travmatik yaşantıların oluşturduğu sarsıcı etkilerden kurtulmak bazen mümkün olabilirken bazen de kişilerin psikolojik desteğe ihtiyacı olabilir. Eğer olayı doğrudan yaşadıysanız, yakınınızı kaybettiyseniz, bir yakınınız yaralandıysa, yaşantınız boyunca travmatik durumlarla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Aniden gerçekleşen travmatik yaşantıların oluşturduğu sarsıcı etkilerden kurtulmak bazen mümkün olabilirken bazen de kişilerin, psikolojik desteğe ihtiyacı olabilir.”