Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde Dünya Prematüre Günü nedeniyle etkinlik düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın da katıldığı etkinlikte yaşadıklarını anlatan aileler duygusal anlar yaşadı.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde Dünya Prematüre Günü çerçevesinde, aileler ve onların dünyaya gelmesinde emeği bulunan sağlık çalışanları buluştu. B Blok Mor Salonda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalına bağlı Neonatoloji Bilim Dalı tarafından düzenlenen etkinliğe Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da katıldı. Buluşmaya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Başhekim Yardımcıları Prof. Dr. Özge Turhan, Doç. Dr. Veli Vural, Dr. Öğr. Üyesi Ali Ünal, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Mıhçı, Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Arayıcı, Tıp Fakültesi eski dekanlarından olan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Melikoğlu, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sema Akçurin, doktorlar, hemşireler ve prematüre bebek sahibi olan aileler katıldı. "2022 yılında 245 prematüre bebek doğumu oldu"
37 hafta öncesinde doğan bebeklere prematüre bebek denildiğini söyleyen Neonatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Arayıcı, 2011 yılından sonra 17 Kasım’ın her yıl Dünya Prematüre Günü olarak kutlandığını söyledi.
Prematüre doğanların sorunları, yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi için Dünya Prematüre Gününün farkındalık günü olarak kutlandığını söyleyen Arayıcı, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde 2021 yılında 37 haftanın altında doğan bebek sayılarının 210, 2022 yılında Kasım ayına kadar 37 haftanın altında doğan bebek sayılarının ise 245 olduğunu belirtti.
Prematüre çocukların dünyaya gelişinin uzun ince bir yol olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Mıhçı ise prematüre çocukların dünyaya gelişinden anne ve baba kucağına gidene kadar ki süreçte uzun ve zor uğraşlar veren sağlık personelinin çabalarının takdire şayan olduğunu ifade etti. "Prematüre doğan ikizler üniversiteli oldu"
26 haftalık prematüre ikiz bebek dünyaya getiren Hemşire Şevkiye Dikmen, çocuklarının 3 gün yeni doğan yoğun bakımda 2 ay çocuk cerrahisi yoğun bakımda kaldığını ve 2 ayın sonunda prematüre bebekleri Buse’nin bin 200 gram, Sude’nin ise bin 400 gram olarak taburcu olduğunu söyledi.
Prematüre annesi olmanın hemşire olmasına rağmen zor olduğunu söyleyen Şevkiye Dikmen, “Kızlarım kuvözde iken eğer yaşama tutunmayı başarırlar ise büyüdüklerinde hemşirelik yapmalarını hayal etmiştim. İkizlerim bugün 21 yaşında ve üniversiteli oldular. Bundan sonraki hayalim benim deneyimlerim Sude’nin hemşirelikteki güncel bilgileri Buse’nin de teknolojik desteğiyle hasta ve hasta yakınları için birlikte güzel projeler yapmak. Doğduklarında kucağıma alamadığım kızlarımı bugün sarılabilmem de emeği olan bütün hocalarımıza, hemşire arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi. "En kolayı doğum yapmak"
Gebelik zehirlenmesi nedeniyle 745 gram ağırlığında 28 hafta görünümlü ama 26 hafta uyumlu bir bebek dünyaya getirdiğini söyleyen Selda Tuncer Akın ise “Aslında biz prematüre anneleri için sürecin en kolay tarafı doğum yapmak. Bizler doktorların ağzından çıkacak olan bebeğiniz gayet iyi sözünü duymak için çırpınan anneleriz aslında. Ben tüp bebek annesiyim. Anne olmak bir cana hayat vermek, onu dünyaya getirmek elbette apayrı ve muhteşem bir his fakat biz prematüre anneleri bu hissi hiçbir zaman tam anlamıyla yaşayamıyoruz. Sanki her şey yarım kalmış gibi. Bebeğimle ilk ten tene temasımızın gerçekleştiği gün ben o gün büyüdüm ve anladım ki önemli olan doğurmak değil hissetmekmiş. Birisine iyi gelmek, ona can olmak, nefes olmakmış. Doğumdan 78 gün sonra yoğun bakım hikayemiz noktalandı. Biz taburcu olduk. Biz yenidoğan yoğun bakımda özveriyle çalışan değerli insanlar sayesinde bunu başardık. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. "Prematüre kızı ve torunu ile geldi"
1987 yılında prematüre bebek dünyaya getirdiğini söyleyen Ayla Çakal “O zamanlar yoğun bakım yok. Kızım 990 gram doğdu sonra 910 grama düştü. Tam altı ay bir günlüktü. Ben de tam 11 sene sonra hamile olmuştum. O zamanki doktorlarımız hep yanımızdalardı. Kızım Ayça şimdi 35 yaşında avukat kendisi, torunum Ela da burada bizlerle. 48 gün kaldık hastanede, o günleri tekrar yaşıyorum. Umut olsun benim kızım sizlere onun için geldim” dedi.