Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü köşe yazısında sahte rapor alarak öğretmenlik görevini yerine getirmeyen Başak Demirtaş'ı sol kesiminin nasıl savunduğunu yazdı.
Karahasanoğlu, CHP'nin destek verdiği sahtekarlığa tepki göstererek, "Böyledir solcuların dürüstlüğü.. Böyledir, solcuların, “Benim teröristim suçsuzdur” riyakarlığı.." dedi.
İşte Ali Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı:
Büyük bir tesadüf mü dersiniz..
Yoksa tevafuk mu..
Millet İttifakı’nın büyük ortağı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, tam da “Gençlerimizin önce hayallerini sonra hayatlarını çaldılar. Atanmadığı için inşaatta çalışan 23 yaşındaki Fedai öğretmen, elektrik trafosunu boyarken hayatını kaybetti. Yüreğim yanıyor. Lakin, Fedai öğretmenin anısı önünde and olsun ki; kamuda torpili kökten bitireceğim!” ifadelerini kullandığı saatlerde, sol internet siteleri, aynı çizgideki televizyon kanalları, bir başka öğretmen ile ilgili haberi takdim ediyorlardı..
Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmenlik için müracaat ettiği halde, atanamadığı için inşaatta çalışan 23 yaşındaki Fedai Altun’a sahip çıkar gibi yaparken, torpil ve liyakat konusunu da gündeme taşıyordu.
Ama CHP’ye yakın internet sitelerinin tam bir rezilliğe imza atarak verdikleri diğer öğretmen haberi, aslında bu solcuların torpilin kralını nasıl hayata geçirdiklerinin de ispatı mahiyetinde idi.
Neydi o ikinci öğretmen konusu?
Millet İttifakı’nın gayrı resmi ortağı HDP’nin eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın, bankamatik memuru olmasına yönelik iddiaların, mahkemece de tescillenmesi.
Akit üzerine üzerine gitmişti..
Kimsenin bu konuyu haber yapamadığı dönemde Akit, Başak Demirtaş’ın okulda öğretmen gibi gözüktüğü halde şurda burda gezdiği, sahte raporlar alarak da, maaşını tam olarak çektiğini defalarca haber yaptı..
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bir destek göremedik..
Dürüstlük pozundaki solculardan “Haberiniz çok doğru, biz de haberinizi alıp kendimize ait mecralarda yayınlayarak, yolsuzluğa savaş açtığımızı gösterelim” açıklaması göremedik.
Tam aksine..
HDP eşbaşkanının eşine sahte rapor veren doktorun ismini yazdığımız için, Tabipler Odası’ndan “Hedef gösteriliyoruz” gibisinden, klasik tehditler eşliğinde gösterilen sopalara muhatap olduk..
Dün, Başak Demirtaş ve kendisine sahte rapor veren doktor hakkındaki dava karara bağlandı.
Her iki sanığa da 2.5 yıl hapis cezası verildi.
Ama ilginçtir..
Konu henüz soruşturma aşamasına geçmemiş iken..
Akit bu konuyu haberleştirdiğinde, tek bir haberle destek vermeyen sahte yolsuzluk karşıtları.. Torpil karşıtı olduğunu iddia eden çakma solcular..
Şimdi mahkumiyet kararı çıktıktan sonra da..
Torpilin karşısında dursalardı..
“HDP eşbaşkanının eşi de yapmış olsa.. Sahte alınan rapora karşıyız.. Sahte rapor alan Başak Demirtaş’a ses çıkartmayarak ona torpil geçen bürokratlara karşıyız. Göklere çıkarttığımız Demirtaş ailesinin bu sahtekarlığı bizi üzdü” deselerdi..
Kemal Kılıçdaroğlu, “Sahte raporlar alarak işe bile gitmeden maaş alan Başak Demirtaş gibi sahtekarlar zamanında ihraç edilmiş olsa idi, Fedai Altun belki öğretmenliğe başlamış ve inşaatta çalışmamış olacaktı. Kendi sevdiği mesleğini yapmış olacaktı” sözleri ile, Başak Demirtaş’ın şahsında, HDP’lilere güneydoğu illerindeki bürokratların sağladıkları “torpil”e veya tehdit sebebi ile “ses çıkaramama”ya karşı çıkmış olsaydı..
Biz kendilerinin samimiyetine, yolsuzluklara karşı çıkma niyetleri olduğuna, torpile savaş açtıklarına gerçekten inanabilirdik.
Ama.. Kemal Bey, Başak Demirtaş için iki kelime etmediği gibi..
CHP’ye yakın internet siteleri ve televizyonlar da..
Başak Demirtaş’ın sahte rapor alması üzerinden haber yapacaklarına..
Başak Demirtaş’ın avukatını konuşturup, avukatlığa soyunmuşlar..
Yani, torpili savunmaya kalkışmışlar..
Yani, sahte rapor almayı, mazur göstermeye kalkışmışlar..
Eee..
Böyledir solcuların dürüstlüğü..
Böyledir, solcuların, “Benim teröristim suçsuzdur” riyakarlığı..
Siz de merak ettiniz sanırım, sahte rapor alan Başak Demirtaş’ın, göreve gitmeden maaş almasını, solcu internet sitelerinin nasıl savunduğunu..
Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinden başlayın..
OdaTV’den, T24’e kadar hepsinde, aynı minvalde yapılmış haber.
En dürüst geçineninden başlayalım.
T24 şöyle vermiş başlıkları:
“Başak Demirtaş’a 2,5 yıl hapis cezası verildi”
“Karar, kolektif bir cezalandırma anlayışını içeren anlayışın ürünüdür”
Gördünüz mü dürüstlüğü?
Gördünüz mü ahlaksızlığı?
Sahte rapor alıp, işe gitmeyen öğretmeni..
Evet, hem de bir öğretmeni..
Yani okulda dersi boş geçen gariban Diyarbakırlının üzerinden, oturduğu yerden para alan HDP eşbaşkanının eşini..
Savunmak için..
“Kollektif cezalandırma” savunması yapıyorlar..
Mahkemenin kararını değil de, sahtekarlık yaptığı belirlenen Başak Demirtaş’ın avukatlarının beyanları yazılıyor..
“Başak Demirtaş’ın 2015 yılında geçirdiği operasyonlar sonrası öğretmen olduğu okula sunmak için sağlık raporu aldığını ancak rapor tarihinin sağlık kurumu tarafından hatalı yazıldığı” avukatların kaleminden aktarılıyor..
Raporu imzalayan HDP’ye yakın doktorun ismi ise, kodlanarak, R.B. diye veriliyor..
Rezaleti görüyor musunuz?
Sahte rapor yazan doktorun ismini bile yazmaktan korkuyorlar..
Ama dindar birisi hakkında, yoldan geçen bir manyak bir iftirada bulunsun..
Mahkeme kararına falan gerek olmadan.. Çarşaf çarşaf manşet atarlar..
Sadece kendisini değil, ailesini, eşini, çocuğunu, babasını, amcasını, nenesini, hepsini hedef tahtasına koyarlar..
Şimdi ne yapıyorlar?
Torpili gizliyorlar.. Sahtekarlık yapan doktoru saklıyorlar..
OdaTV nasıl görmüş, sahtekarlığı: “Başak Demirtaş, 2015 yılında aldığı bir sağlık raporundaki 3 günlük fark nedeniyle yargılandığı davada 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.”
Sizin avukatlığınızı yesinler e mi!
Torpile karşısınız siz öyle mi?
Ve Cumhuriyet’e bakalım:
“Demirtaş’ın avukatları yaptığı açıklamada”
Gerisini vermeme gerek var mı?
Mahkeme kararını vermeden, savunmayı verdiklerine göre..
Sahtekarlığı değil, sahtekarlığı tespit eden mahkemeyi eleştirecekler..
Tüm bu anlattıklarım, muhafazakar kesimde hiç olmamasını arzu ettiğimiz, ama insan olmamız hasebi ile karşılaştığımız küçük küçük hataları dev aynasına koyanlara kapak olsun..
Bakın, adamlar sahtekarlığı bile nasıl savunuyorlar..
Bizim isteğimiz ise, sahtekarlıkları savunmak değil..
Muhafazakarlardan birisi yanlış yaptı ise, onu eleştirmek ama genelleştirmemek..
Davutoğlu’na diyorum, Babacan anlasın.. Akşener’e söylüyorum, Karamollaoğlu duysun..