USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Araştırmacı Uğur Akkafa: 'Anne babanın çocuğun karakterinde etkisi büyük'

Araştırmacı Uğur Akkafa, çocuk gelişimi ve ebeveynlerin çocuklarla kurdukları iletişim, şüphesiz hemen her anne babanın en çok dikkat etmesi gereken unsulardan biri olduğunu belirterek, ergenlik döneminde anne ve babaların çocuklarına en iyi şekilde ulaşabilmeleri ve onları anla

Araştırmacı Uğur Akkafa: 'Anne babanın çocuğun karakterinde etkisi büyük'
30-12-2021 09:37
Google News

Uğur Akkafa bebeklikten ergenliğe kadar çocuğun verdiği tüm tepkilerde anne ve babalarının etkisinin olduğunu belirterek uyarılarda bulundu. Akkafa, "Özellikle ergen yaşlarındaki çocukları ile iletişim problemi yaşayan anne babalar bana yazdıklarında, ilk fark ettiğim konu, o anne babaların sürekli olarak “Benim çocuğum çok dik başlı, benim oğlum çok inatçı, benim evladımın kötü alışkanlıkları var, benim çocuğum çok sorumsuz vb.” ifadelerle çocuklarını suçlamaları. Sanki o anne babalar üzerlerine düşen evlat yetiştirme işini mükemmel yapmışlarda evlatlarının da mükemmel olması istiyorlar" dedi.

“Anne ve baba ilk önce geriye dönecek ve Kendini sorgulayacak”

Anne ve babaların çocuğun gelişim dönemindeki her davranışında oldukça önemli etkileri olduğunu belirten başarılı araştırmacı Akkafa, “Konuya başlamadan bunu baştan belirtmeliyim ki, "Önce anne ve babalar düzelmeli ki yetiştirdikleri evlatlar, nesiller düzgün olsun'. Bir anne babanın, bebekliğinden ergenlik yaşına kadar yanında bulunan, neredeyse her anı beraber yaşadıkları evladının karakterinin şekillenmesinde etkisi olmadığını düşünmek hayli ilimden, mantıktan uzak bir düşüncedir"” şeklinde ifadeler kullandı. Çocukların ergenlik dönemindeki ailelerin davranaşlarının sorgulanması gerektiğini anlatan Akkafa, “Yani ergenlik çağına gelmiş evladıyla problemler yaşan o anne baba ilk önce geriye dönecek ve kendini sorgulayacak. “Biz çocuğumuzun bu yaşına kadar evde nasıl bir anne babalık sergiledik. Bizdeki hangi yanlış davranışlar, hangi olumsuz sözler ve kaygılar onu bu duruma getirdi” diye. Çünkü her insan ruhsal yönden sağlıklı bir biçimde büyüyebilmek için huzurlu ve güven dolu bir ev ortamında büyümeye muhtaçtır. Her anne baba da muhakkak çocuğunu kavga ve gürültüden uzak huzur ve güven dolu bir ortamda büyütmek zorundadır" ifadelerine yer verdi.

"Ergenlikte ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir"

Çocukların gelişim dönemini huzursuz ve kendilerini güvende hissetmedikleri bir ortamda geçirmeleri halinde çeşitli ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalabileceğini belirten Uğur Akkafa, "Yaşadığı ev içinde Anne babasının sürekli kavgasına tanıklık eden çocuklarda ergenliğe ilerleyen dönemlerde ruhsal korku hali ve mutsuzluk, duygu durum bozukluğu, depresyon, intihar, kişilerarası ilişkilerde problemler, daha da ilerleyen yaşlarda evlilik problemleri, eşine karşı şiddet eğilimi, madde bağımlılığı ve suç işleme, kavgacı bir ruh haline bürünme gibi davranışlar ortaya çıkmaktadır” İfadelerini kullandı.

Özellikle geçim sorunu yaşayan ebeveynlere yönelik önerilerden bulunan Akkafa, “Anne babasının sürekli kavgasına şahit olan çocukta hayata ve insanlara karşı bir güvensizlik oluşur. Neden mi? Çünkü bir insan için en önemli figür ailedir. Aile ile ilişkiler ne kadar sağlıklı olursa; çocuk kendini o kadar güvende ve huzur dolu hisseder. Kavga eden ve birbirlerine sürekli hakaret eden, küfreden bir anne babası olan çocuk, psikolojik olarak yaralı olacaktır. Çünkü çok değer verdiği ve hayatı deneyimlemesinde ve anlamasında kendisine rehber olacak rol model olacak olan iki önemli figür olan anne ve baba kendi içlerinde uzlaşamıyorlar" şeklinde konuştu.

"Gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler”

Gençlerin, ergenlerin ve gelişim dönemindeki çocukların ebeveynler tarafından doğru anlaşılması gerektiğini ifade eden Uğur Akkafa açıklamalarında; “Anne ve baba kendi aralarında problem yaşıyorlar ve bunun çözümünü kavga ederek arıyorlar ve bunu çocuklarının olumsuz yönde etkilenmesi pahasına yapıyorlar. Böyle bir ev ortamında büyüyen bir çocuğun yetişkin bir birey olduğunda çevresindeki insanlara güven duyma konusunda problem yaşaması çok normaldir. Çiçekler su ile beslenir, çiçeğe su yerine deterjan dökmeniz durumunda çiçeği kuruması nasıl kaçınılmazsa, sağlıksız bir ev ortamında büyüyen bir çocuğunda ruhsal yönden çökmesi de aynı oranda kaçınılmazdır" dedi.

Ebeveynlerin çocuklarını başkalarıyla kıyaslamasının son derece vahim sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Uğur Akkafa, “Anne baba kavgaları içinde büyüyen bir çocuk, yetişkin bireylerin problemlerini uzlaşarak çözemediklerini, problemlerin kavga ile çözülebileceğini ve insanların kavga edilerek canının acıtılabileceği fikrini geliştirecektir. Çünkü, gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bu satırları okuyunca “eyvah artık yapacak bir şey yok” demeyin ümitsiz olmayın. Madem evladınızın iyi bir insan olmasını istiyorsunuz. Bugünden itibaren kendinizi değiştirmeye başlayacaksınız. İlk başta evladınızı suçlamayı, özellikle de onun yanında onu başkasına kötülemeyi bırakacaksınız. Evladınızın güzel hasletlerini ön plana çıkararak onu takdir edeceksiniz. Evdeki gerginliği ortadan kaldırmak için ilişkilerde en önemli tedavi aracı olan sevginizi kullanacaksınız. Evladınıza sarılacak onu öpecek koklayacaksınız" ifadelerini kullandı.

"Evladınızın ruhunda tesir edecek cümleler kurmaya alışacaksınız"

Ebeveynlerin çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiğine dair önerilerde de bulunan Akkafa, şöyle devam etti:
"Onunla onun sevdiği hoşlanacağı ve sizinle iletişim kurmasına vesile olacak sosyal ortamlarda beraber olacaksınız. Onun fikirlerine önem verecek saçma sapan bir fikir bile beyan etse sinirlenmeyip sabırla dinleyecek konu üzerinde hoş bir sohbet ortamı olmasını sağlayacaksınız. Ondan bir iş yapmasını istediğinizde emir şeklinde “bunu yap, şunu yapma” diye hitap etmeyip, “canım yaparsan çok sevinirim, çok mutlu olurum” gibi içinde sevgi barındıran ve evladınızın ruhunda tesir edecek cümleler kurmaya alışacaksınız. Çocuklar sürekli öğrenmeye aç bir varlıktır ve her duyduğu, her gördüğü şeyden etkilenir. Mesela anne babasını sürekli Televizyon başında ve telefonla meşgul gören bir çocuk sizin gibi davranmaya başlayacaktır. Siz de bu alışkanlıklarınızı artık azaltmalı ve ona ev içinde yön verecek eylemler sergilemeniz gerekmektedir. Sizin içinde geç değil, kitap okuyan anne ve baba olmak. Unutmayın, lisan-ı hâl, lisan-ı kalden daha üstündür. Yani halimizin dili, konuşmamızdan daha tesirlidir."

Ebeveynlerin en çok empati yapmayı alışkanlık haline getirmesi gerektiğini belirten başarılı araştırmacı, aynı zamanda anne ve babanın çocuklarına açıklama yapmaktan kaçınmaması gerektiğine vurgu yaptı. Akkafa değerlendirmelerini; “En önemli kısımda çocuklarınızdan bir şey yapmasını istediğinizde hiç üşenmeden o istediğiniz şeyi neden yapması gerektiğini, yaparsa ne gibi faydaları olacağını, yapmazsa ne gibi zararları olacağını mutlaka anlatın. Bir empati yapın, sizden birileri size hiçbir açıklama yapmadan bazı şeyler yapmanızı istese nedenini bilmeden yapmak hoşunuza gider mi? Elbette gitmez “neden?” diye sorarsınız. Unutmayın! çocuklarınız artık bir birey ve onlara da açıklama yapmak zorundasınız. Her ne kadar sizin gözünüzde onlar hala çocuk olsalar da" diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler