Avrupa’nın zeytin ve zeytinyağı tedarikçisi konumunda olan İspanya ve İtalya’da yaşanan kuraklık ve yüzde 50 rekolte kaybı, geçtiğimiz yıla göre daha yüksek bir rekolte bekleyen Türkiye için önemli bir fırsat doğurdu. Türkiye’deki zeytin ve zeytinyağının önemli bir kısmının karşılandığı Manisa’nın Akhisar ilçesinde de zeytin ve zeytinyağı üreticileri ile ihracatçı firmalar bu sene yaklaşık 3 kat artan rekolte sonrası ihracatta da önemli bir gelir artışı beklediklerini söyledi.
Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı üretiminde başkent olarak nitelendirilen Manisa’nın Akhisar ilçesinde zeytin hasadına başlandı. Geçtiğimiz yıllarda 130 bin tonluk rekoltenin gerçekleştiği üretimde bu yıl rekoltenin 360 bin tonlara çıkması bekleniyor. Domat, Edremit, Trilye ve Uslu olmak üzere 4 farklı çeşit zeytinin üretildiği Akhisar’da üreticiler artan maliyetleri karşılayabilmek için iyi bir fiyat verilmesini istiyor. Zeytin üreticileri ayrıca zeytinde fiyatı önemli ölçüde etkileyen eleklere de standart getirilmesini bekliyor. Zeytini kalibresine göre ayıran eleklerin üreticilerde farklı tüccarlarda farklı olduğuna dikkat çeken üreticiler getirilecek standartlarla bu karmaşanın ortadan kalkacağını söyledi.
Öte yandan, Avrupa’nın zeytin ve zeytinyağı tedarikçisi konumunda olan İtalya ve İspanya’daki kuraklık nedeniyle rekoltedeki yüzde 50’lere varan düşüşler de hem üreticilere hem de ihracatçılara önemli bir fırsat kapısı olması bekleniyor. “Bu yıl 350-360 bin ton civarında zeytin üretimi bekliyoruz”
Akhisar’da rekoltenin geçen seneye oranla oldukça yüksek bir artış yaşandığını söyleyen Akhisar Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konsey Üyesi Ahmet Akbuğa, “Geçen seneye bakışta Akhisar’da rekolte artışımız var. Zaten şu an Akhisar’da 4 çeşit zeytin ürünümüz bulunmakta. Bunlar Domat, Edremit, Trilye ve Uslu çeşitleri. Şu anda hasadını yapmış olduğumuz Domat çeşidi Türkiye tüketiminin yüzde 70’ini Akhisar tarafından üretiliyor. Bizim Akhisar’ı söylemek gerekirse geçen sene 130 bin ton civarın zeytin üretimi oldu. Bu yıl 350-360 bin ton civarında zeytin üretimi bekliyoruz” dedi. “Rekoltemiz fiyatlara etki yapmayacaktır”
İtalya ve İspanya’daki kuraklık nedeniyle yaşanan rekolte kaybından dolayı fiyat beklentilerinin yüksek olduğunu söyleyen Başkan Akbuğa, “İtalya veya İspanya, Portekiz olsun, Rusya’daki zeytin üretimlerine baktığımızda hava şartlarından dolayı zeytin üretimlerinde rekolte düşüklüğü var. Bundan dolayı da fiyatlardan umutluyuz. Rekoltemiz fiyatlara etki yapmayacaktır. Bugünlerde Domat ve Uslu çeşidi hasat yapılıyor. Diğer çeşitlerde hasat başlamadığından fiyatlar henüz gündeme gelmedi” diye konuştu. “Hasat zamanı geldiğinde şu anda fiyatlar 18 TL’den 5 TL’lere kadar düştü”
Fiyatların zeytinin kalibresine göre belirlendiği bilgisini veren Akbuğa, “Fiyatlar kalibreye göre belirleniyor. Özel firmalar ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 18,50’den başlayıp 10 TL’lere kadar açıklanan fiyatlar olmuştu. Ama maalesef hasat zamanı geldiğinde şu anda fiyatlar 18 TL’den 5 TL’lere kadar düştü. Ortalamaya geldiğinizde de 11 TL ile 12 TL arası değişiyor. Bu rakamlar bizim geçen sene aldığımız rakamlar. Şimdi girdi maliyetlerine baktığımız zaman geçen sene mazotta olsun gübrede olsun tarımsal sulamada kullandığımız elektrik fiyatlarına baktığımız zaman geçen seneye göre yüzde 300 dolayında bir artış gözleniyor. Ama maalesef bizim kaliteli bir şekilde üretmiş olduğumuz zeytin ve zeytinyağı fiyatlarına baktığımız zaman geçen sene ile aynı şekilde seyrediyoruz. Bundan dolayı sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz” ifadelerini kullandı. “80 TL civarındaki zeytinyağında fiyat beklentisi karşılandığı zaman bu üreticiyi tatmin eder”
Üreticilerin hem kendilerini hem de vatandaşları düşünerek fiyat beklentisinde olduğunu söyleyen Akbuğa, “Geçen sene Akhisar’da üretmiş olduğumuz zeytinyağı fiyatları perakendede 60 TL civarında geziyordu, toptanda 55 TL civarında geziyordu. Biz de fırsat kollamayacağız. Afaki fiyatlar söylemiyoruz. Bizim üreticilerimizin 75-80 TL civarındaki zeytinyağında fiyat beklentisi karşılandığı zaman bu üreticiyi tatmin eder. Çünkü ilerisini de düşünmemiz lazım. Biz şu an ürettiğimiz zeytinyağını halkımıza 130 TL’den satmış olsak bu sefer halkımız bizim üretmiş olduğumuz zeytinyağını tüketemeyecek. Bundan dolayı bunun devamı gelmesi için 80 TL civarında fiyat bekliyoruz” diye konuştu. “Rekolte iyi ama fiyatlarda geçen seneyi arar olduk”
Geçtiğimiz yıla göre fiyatların artan maliyetleri karşılayamadığından yakınan Zeytin Üreticisi Ali Yamaner, “Rekolte anlamında çok şükürler olsun yoğunluğumuz fazla. Ama fiyat konusuna geldiğimizde maalesef geçen seneyi arar konumdayız. Fiyatların geçen seneyle arasında 1 TL fark var. Eleklerde bir standart olmasını istiyoruz. Müstahsilde farklı, çiftçilerde ayrı, komisyoncularda ayrı, alıcılarda ayrı elekler var. Alıcılardaki eleklerle üreticilerin elekleri arasında çok büyük fark var. Biri ceviz eleği biri zeytin eleği. Bunlara bir standardın gelmesini istiyoruz. İşçi maliyetleri geçen seneye göre yüzde 200 arttı. Geçen seneye 140 TL’ye çalıştığımız işçi şu an 350 TL. Her şeyin fiyatı artarken zeytinin fiyatının artmamasının sebebi nedir yetkililere soruyoruz” dedi. “İspanya ve İtalya’da bu yıl yüksek oranda ürün noksanlığı var”
Türkiye olarak bu yıl şanslı olduklarını söyleyen Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi ve Zeytinyağı İşletmecisi Mehmet Ersaygı, “Türkiye olarak zeytinde şanslı bir ülkeyiz. Üretimimiz ve beklentilerimiz yüksek. Yaklaşık 300 bin ton civarında bir zeytinyağı bekleniyor. Türkiye genelinde 200 milyon ağaca sahibiz. Dünya geneline baktığımızda diğer İspanya ve İtalya’da bu yıl yüksek oranda ürün noksanlığı var. Yüzde 50 civarında bir ürün noksanlığı var. Onu Türkiye olarak değerlendirmemiz lazım. Bu sene bizim şanslı bir yılımız. Politikalara bağlı olarak değişecek. Dünya geneline baktığımızda Avrupa’da kişi başı tüketim 20 litrenin üzerinde. Avrupa’daki zeytinyağı noksanlığını düşünürsek Türkiye’deki ihracat güzel bir noktaya gelir. Ama bizim Türkiye içindeki tüketimi de etkileyecektir. Bunu zaman gösterecek. Çiftçilerimiz burada çok önemli. Panik satışlar yapmazlarsa eğer, ellerindeki mahsulün kıymetini bilir depolarlarsa bu yağın ileride daha da yüksek fiyatlara çıkacağını tahmin ediyoruz” şeklinde konuştu. “Çiftçinin para kazanması için 65 TL’lik maliyetin üzerinde satması gerekiyor”
Zeytinyağı üretiminde kilogramda 65 TL’nin üzerinde maliyetlerin olduğuna dikkat çeken Ersaygı, “Zeytin fiyatları yağlık bazda 8 TL ile 10 TL civarında. Geçen seneki yıl ortalamasında zeytinyağının mahsul randımanında 5,6 kilogram zeytinden 1 kilogram yağ üretiyorduk. Bu seneki kuraklıktan dolayı kötümser rakamlarda 6 kilogramda 1 kilogram zeytinyağı olarak düşünürsek 60 liraların üzerinde bir maliyeti var. İşletme maliyetleriyle beraber bu 65 TL’nin de üzerine çıkacaktır. Çiftçinin bu malı 65 TL’nin üzerinde satması lazım para kazanması için. 65 TL’nin üzerindeki bir ürün işletmelere girdiği zaman 100 TL civarında bir maliyetle karşılaşıyoruz. En büyük dengesizlik buradan çıkacak. Tüketici bu zeytinyağını 100 TL’nin altında satın alacağını zannetmiyorum. Şu anda internette 5 kilogramlık zeytinyağını 150 TL’ye satanlar var. Zaten 5 litrelik tenekenin maliyetleri 20 TL’nin üzerinde. Kargo maliyetleri de 25 TL’nin üzerinde 200 TL’ye 5 litre zeytinyağını litresini 40 TL’den satmış oluyor. 65 TL maliyeti olan bir ürünü 40 TL’ye nasıl satarsınız? İnternette zeytinyağı esansı, zeytinyağı aroması denilen konsantre ürünler satılıyor. Bunların kontrol edilmesi lazım. Bu konsantreler nerelere kullanılıyor, nereye karıştırılıyor denetlenmesi lazım. İllaki bu firmalar yakalanıyor. Ancak şahıs şirketi oluyor. Şirketi kapatıp başka şirket üzerinden üretime devam ediyor” dedi.
Gerçek zeytinyağının genizde bir yakma yaptığına dikkat çeken Ersaygı, “Zeytinyağı ilk başta acılığından anlaşılır. Kaliteli bir zeytinyağı acı olur, aroması ve geniz yakması olur. İnsanlar alışkın olmadığından bunu kötü olarak algılıyor. O yüzden konsantre esanslarla karıştırılmış olan bitkisel yağlar zeytin kokusuna sahip ama zeytinyağı tadına sahip değil. Bunu tüketiciler çok fazla anlamayabiliyor” dedi. “Bu seneyi bir fırsat yılı olarak da görüyoruz”
Manisa’nın 26 milyon zeytin ağacıyla başkent olduğunu belirten Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “Manisa 26 milyonu aşan zeytin ağacı varlığıyla zeytinin başkenti olarak ifade ediyoruz. Özellikle sofralık zeytindeki rekoltesi ve sofralık zeytinde Türkiye birinciliğiyle Manisa önemli bir noktada. Türkiye’nin ilk ve tek Zeytin İhtisas Organize Sanayi Bölgesine de sahip bir iliz. Bu sene de geçtiğimiz yıllara göre bir artış bekliyoruz. Yakın zamanda Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi de bu konudaki çalışmalarını tamamlayacaktır. Bu seneyi bir fırsat yılı olarak da görüyoruz. İspanya ve İtalya’da rekoltelerin düştüğünü ve bu sene kuraklık kaynaklı rekolte azlığını yaşadıklarını biliyoruz. Bunun ihracatta önemli bir avantaj olacağını düşünüyoruz. Manisa bir çok üründe ihracat yapan ve ihracat tecrübesi olan bir il. Zeytin ve zeytinyağında da bu tecrübesiyle ihracatta bu sene çok güzel işlet başaracaktır” diye konuştu.