Ankara
Akdeniz İçin Birlik (UFM) Genel Sekreteri Nasser Kamel, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Ankara’da, AA muhabirine, UFM’nin çalışmaları ve Akdeniz’in kuzeyi ile güneyi arasındaki iş birliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
UFM’in Avrupa Birliği (AB) ile Akdeniz havzasında bulunan Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden oluşan bir örgüt olduğunu söyleyen Kamel, Akdeniz’in dünya için geçmişte olduğu kadar gelecekteki önemine de işaret etti.
Kamel, dünya ticaretinin yüzde 27’sinin Akdeniz havzasında gerçekleştiğini anımsatarak, "Yine dünya ticaretinin yüzde 50’sinden fazlası buradan geçerek hedefine ulaşıyor. Bölgenin önemli enerji kaynakları var. Dünyanın en önemli ekonomik bloklarından biri olan AB de bu bölgenin bir parçası." dedi.
Akdeniz havzasının ekonomik ve jeopolitik durumunun dünyanın istikrarı ve refahı için önemli olduğunun altını çizen Kamel, bölgenin karşı karşıya olduğu sınamalara da değindi.
Kamel, iklim değişikliğinden dünyada en çok etkilenen bölgeler arasında Akdeniz'in geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bölgemiz dünyanın geri kalanından yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. Deniz seviyesi, iklim değişikliği ve küresel ısınmaya bağlı olarak yükseliyor. Deniz kıyısı şehirler önemli sorunlarla karşı karşıya. Ayrıca Akdeniz’in kuzeyi ile güneyi arasında da ciddi bir fark bulunurken kuzey ya da güneydeki bazı ülkelerin de aynı bölgedeki başka ülkelerle arasında ciddi farklar bulunuyor."
"Üretimi yakınlaştırmayı destekliyoruz"
Kamel, UFM’in iklim, enerji, ulaşım, yüksek eğitim ve araştırmada iş birliği gibi 6 alana odaklandığını belirterek, örgütün bu öncelikli alanlarda yaptığı çalışmalara değindi.
Geçen yıl Glasgow’da düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'ndan (COP26) iki ay önce tüm UFM üye ülkelerinin çevre bakanlarıyla görüştüklerini aktaran Kamel, şu ifadeleri kullandı:
"UFM üyeleri, aynı seviyede gelişmişliğe sahip değiller. İklim konusunda benzer özelliklere sahip değiller. Konuya kuzey ve güneyde farklı yaklaşımlar var. Tüm bu farklılıklarımıza rağmen Glasgow öncesi bu konuyu tartışmış olmamızın Glasgow’un hedeflerine ulaşmasına yardımcı olduğuna inanıyorum. Glasgow, daha önceki iklim konulu toplantılara göre daha önemli bir başarı sağladı ve bunda katkımızın olduğunu düşünüyorum."
Kamel, UFM içinde oluşturulan diyalog platformuyla çeşitli konularda ilgili kişi, kurum, STK ve ülkeleri bir araya getirdiklerini anlatırken, OECD desteğiyle bölgesel entegrasyon konusunda yaptıkları bir çalışmaya da değindi.
Bölgede ekonomik iş birliği anlamında bir gelişme olurken, diğer yandan yatırım, ulaştırma ve altyapı gibi bazı konularda eksiklikler bulunduğunu söyleyen Kamel, "Kovid-19, bize bölgesel entegrasyonun önemini gösterdi. Avrupa, 7-8 bin mil öteden ürünler getiriyor. Biz üretimi yakınlaştırmayı destekliyoruz. Böyle olursa daha fazla istihdam oluşur ve kuzeyle güney arasında bağlantı artar. Örgüt içinde Avrupa ile güney ve doğu komşuları arasında kapsayıcı bir bağlantı için çalışıyoruz." diye konuştu.
"Bölgenin kalifiye eleman yetiştirme sorunu yok"
Kamel, Türkiye’nin jeopolitik konumu ve ticari bağlantıları açısından ayrıcalıklı olmasına karşın her ülkenin bu ayrıcalıklara sahip olmadığına işaret etti.
AB dışındaki UFM üyelerindeki eğitim ve kalifiye elemanlara ilişkin detaylar paylaşan Kamel, "Güney ve doğu Akdeniz için yanlış bilinen bir olgu var. Eğitimli işsiz sayısı, eğitimsizlerden ya da az eğitimlilerden çok daha fazla. Hatta bir adım daha öteye gidiyorum ve şunu söylüyorum; işsiz üniversite, yüksek ve doktora mezunu kadın sayısı, eğitimsiz ve işsiz kadın nüfusundan daha fazla. Bölgenin kalifiye eleman yetiştirme sorunu yok. Asıl eksik olan yatırım ve altyapı." ifadelerini kullandı.
Kamel, altyapıdaki eksikliklerin de hızla giderildiğini vurgulayarak, Türkiye, Mısır ve Fas’ın son yıllarda gösterdiği gelişimi örnek gösterdi.
Akdeniz’in kuzeyinin istikrarının bölgeyle bağlantılı olduğunu söyleyen Kamel, AB’nin dünya ekonomisinde oynadığı önemli rol dolayısıyla doğu ve güney komşularıyla daha da entegre olması gerektiğini kaydetti.
Avrupa'nın ihtiyacı olan enerjinin 10 katı Güney Akdeniz'de güneşten üretilebilir
Kamel, enerji anlamında da Akdeniz’in güneyi ve doğusunda AB’nin ihtiyacı olan yenilenebilir enerji kaynakları bulunduğunu belirterek, "Araştırmalara göre, Akdeniz’in güneyindeki ülkelerin Avrupa’nın ihtiyacı olan enerjinin 10 katını güneş enerjisiyle üretme potansiyeli var. Hem daha rekabetçi bir şekilde hem de geleneksel yöntemlerle üretilen enerjiden daha da ucuza üretilebilir. Sadece doğru yatırımları yapmamız lazım." diye konuştu.
Kuzey ile güney arasındaki bağlantının artırılması gerektiğini savunan Kamel, "Avrupa, sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak istiyorsa komşularına bakmalı. İklim konusu da dahil olmak üzere bölgesel entegrasyon daha da önemli hale geliyor." dedi.
Kamel, Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya yönelik göçe ilişkin değerlendirmede de bulunarak, sorunun kaynağında çözülmesi gerektiğini söyledi.
Sorunun sadece Akdeniz’in güneyi ile kuzeyi arasında olmadığını, ülkeler arasında da bir problem haline geldiğini vurgulayan Kamel, konunun köküne inilmesi gerektiğini savundu.
Türkiye, UFM'ye destek vermeye devam edecek
Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü, jeopolitik konumu ve aktif diplomasisiyle Akdeniz’in önemli aktörlerinden biri olduğunun altını çizen Kamel, Türkiye’nin örgüt içinde daha yakın iş birliği kurmak ve aktif rol oynamak isteyen bir ülke olduğunu gösterdiğini söyledi.
Kamel, Dışişleri, Ulaştırma ve Altyapı ile Çevre ve Şehircilik bakanlıklarında temaslarda bulunduğunu belirterek, “Özellikle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin UFM’ye verdiği desteği yineledi ve bu desteğin süreceğini söyledi.” dedi.
UFM’nin küçük işletmeleri destekleyerek ihracat yapmaya teşvik etmek, genç girişimcilerin işlerini dijitalleştirmelerine yardım etmek gibi çalışmaları bulunduğunu söyleyen Kamel, “Daha büyük işler için küçük ama örnek olacak projeler ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz.” ifadesini kullandı.
UFM Genel Sekreter Yardımcılarından biri de Türk Büyükelçi Erdal Sabri Ergen
Türkiye’nin yanı sıra AB, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Balkan ülkelerinin katılımıyla kurulan UFM, 2008'de kurulmuş olsa da temelleri 1995’te oluşturulan Barselona Süreci’yle atıldı.
Akdeniz’de istikrar ve entegrasyonu teşvik etmeyi hedefleyen UFM, bölgenin ortak çıkar ve sorunlarını tartışmak için de diyalog ortamı oluşturuyor.
Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, desteklemek ve kuzey-güney entegrasyonunu sağlamayı amaçlayan örgütün odaklandığı 6 sektör bulunuyor.
Bu sektörleri İş Geliştirme, Yüksek Eğitim ve Araştırma, Sosyal ve Sivil İşler, Enerji ve İklimle İlgili Eylemler, Ulaşım ve Kentsel Gelişim, Su ve Çevre oluştururken, her sektör bir Genel Sekreter Yardımcısı Başkanlığında çalışmalarını yürütüyor.
Ulaşım ve Kentsel Gelişim Sektöründen Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığını da Türk Büyükelçi Erdal Sabri Ergen yürütüyor.