Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Seferberliğimizi kalıcı çözümler sağlanana kadar devam edeceğiz. Denizlerimizde kılıç, orkinos, uskumru balıklarını görene kadar Marmara’daki mücadelemiz devam edecek” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İlbank Macunköy Sosyal Tesislerinde düzenlenen Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Toplantısı’na katıldı. 21 bilim insanından oluşan kuruldan müsilaj sorunuyla ilgili gelinen son aşama hakkında bilgiler alan Bakan Kurum, toplantı burada bir de konuşma gerçekleştirdi. Bakan Kurum, konuşmasında müsilaj sorunun önemine ve bu konuda atılan adımlara değindi. “Şu an denizlerimizde müsilaj görünmüyor”
Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini tehdit eden iklim değişikliğiyle mücadelelerini tüm paydaşlarla birlikte sürdürdüklerini kaydeden Bakan Kurum, Türkiye’nin en geniş katılımlı deniz temizliği seferberliğini gerçekleştirdiklerini anlattı. Kurum, Yaklaşık 11 bin metreküp müsilajı deniz yüzeyinden topladıklarını, 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı ortaya koyduklarını açıklayarak, “Şu anda Marmara’nın ekolojik bozulmasına neden olan tüm kirlilik kaynaklarını fabrikalar, sanayi tesisleri, gemiler, atıksu arıtma tesisleri, bilinçsiz deşarj alanları tespit edilmiş durumda. Tüm kirletici faktörleri anlık olarak izliyoruz. Verilerimizi alıyoruz ve kirliliği kim üretiyorsa cezai işlemi yapıyoruz. Hedefimizin net olarak bilinmesini isterim. Bizim hedefimiz, anlık, günlük bir deniz temizliği başarısı değil. Kısa vadede adımlarımızı attık. Şu an denizlerimizde müsilaj görünmüyor. Ancak bu müsilajın tekrar etmeyeceği anlamına da gelmiyor. Bugün aldığımız değerlendirmeler, sahada yapmış olduğumuz ölçümler de analizler de denizimizde herhangi bir müsilaja rastlanmadığı. Ancak tabii ki bu etkin çalışmayı kalıcı çözümleri de ortaya koymak suretiyle bitirmek zorundayız ki artık herhangi bir müsilaj tehlikesi ile karşı karşıya kalmayalım” dedi. “Marmara Denizimiz bu noktada aslında hasta”
Deniz Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu bünyesinde çalışma grupları oluşturulduğunu söyleyen Bakan Kurum, bu grupların birçok konuda çalışma yürüttüklerini anlattı. Sürece ilişkin temmuz ayında tüm sahadaki testlerin tamamlanacağı ve alınacak neticelerle süreci yürütmeye gayret göstereceklerini hatırlatan Bakan Kurum, “Haziran 2021’den bu yana; Marmara Denizinde baktığınızda yine ODTÜ Bilim Gemimizde almış olduğumuz testlerde oksijenin azaldığı, azot ve fosforun artış gözlemlendiği ancak müsilajla ilgili bir bulguya rastlanmadığı net bir şekilde tespit edilmiş ama bu müsilajın tekrar etmeyeceği anlamına gelmiyor. Biz topyekun bu mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Müsilajı yüzeyinden ve deniz yüzeyinden ve deniz dibinden temizlenmesi, gündemimizden tamamen çıkması için Bilim ve Teknik Kurulumuzla birlikte Bakanlık olarak çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Bugün geldiğimiz aşama göstermiştir ki; hem Eylem Planımız hem Stratejik Planımız, müsilajla mücadelemizde çok isabetli sonuçlar almamızı sağlamıştır. Marmara Denizimiz bu noktada aslında hasta. Bunu belki tabir olarak hasta diye tabir edebiliriz ve bu hastalıkla ilgili mücadelesini biz sonuna kadar vermek zorundayız ve bu eylem planlarında kurulumuzun aldığı kararları titizlikle çalışmak suretiyle ortaya koymak zorundayız” diye konuştu. “Meclisimizde çok önemli bir düzenlemeyi hayata geçireceğiz”
Marmara Denizi Stratejik Planı’nda belirlenen takvim ve iş programı çerçevesinde aldıkları kararlar olduğunu belirten Bakan Kurum, şunları kaydetti:
“MARMOD Projesi 2022 kış sonuçlarına göre; Marmara Denizi’ne şu an azot ve fosfor girdisi devam etmekte ve oksijen azalıyor. Denizimize ulaşan azot ve fosfor yükünü azaltma noktasında oksijeni artırma noktasında çalışmalarımızı bilim kurulunun görüşleri, fikirleri, önerileri doğrultusunda yapıyoruz. Denetimlerimiz de bu noktada anbean devam ediyor. Bunun için de mevcut atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma tesislerine ivedilikle dönüştürülmesi noktasında üç yıllık bir planımız vardı. Bu plan çerçevesinde adımlarımızı atıyoruz. Bu süreci hızlandırabilmek adına da meclisimizde çok önemli bir düzenlemeyi hayata geçireceğiz ve belediyelerimiz bu çerçevede yap-işlet-devret, yap-kirala gibi modelleri de bütçe dışında sürecin daha hızlı ilerlemesi adına yine yatırımlarını hızlandırmış olacaklar. Karasal kaynaklı kirlilikler sebebiyle tekniğine uygun yapılmayan her türlü tarımsal faaliyetten ve besicilik gibi yayılı kaynaklardan gelen kirliliğin azaltılması için de Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte süreci yürütüyoruz. Gerek organik tarımın artırılması ve buradaki hayvancılık ve tarım faaliyetlerinin toprağı ve yer altı suyuna zarar vermeyecek çerçevede yapılması adına adımlarımızı atıyoruz. Burada da gerçekten bir ilerleme kaydettik. Bu kalıcı adımlarla birlikte kalıcı çözümleri de ortaya çıkarmış olacağız. Bu süreçte, kirliliğin kaynağında azaltılması, sanayi tesislerimizde temiz üretim tekniklerini yaygınlaştıracağız.” “Deniz suyu kalitemizin iyileştirilmesi sürecini daha da hızlandıracağız”
Marmara Denizi’ne arıtılmış dahi olsa, atıksu girişini azaltacak düzenlemeler yaptıklarını, bu amaçla ileri arıtmadan geçirilen atıksuların mümkün olan her yerde yeniden kullanım oranını artırmak üzere bir hedef koyduklarını vurgulayan Bakan Kurum, “Şu an yüzde 3 olan oranımızı yüzde 5’e akabinde de yüzde 15’e çıkaracak adımlarımızı atıyoruz. Bu çerçevede yapmış olduğumuz yönetmeliklerle zorunlu hale getireceğiz ve inşallah 2030 yılına geldiğimizde bu oranları yakalamış olacağız. Bu anlamda Bakanlık olarak, çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla, maddi ve teknik desteklerimize tüm gücümüzle devam ediyoruz. Belediyelerimiz kendi bütçeleriyle bakanlığımızla ortak geliştirdiği projelerle bu mücadeleyi etkin bir şekilde veriyoruz. Arıtılmış suların yeniden kullanımını ve bu noktada bu arıtma tesislerine harcanan elektrik giderlerine dahi bakanlık olarak desteklerimizi artırmaya devam edeceğiz. Üç boyutlu Marmara Denizi’nin Dijital İkizi’ni oluşturmaya başladık. ODTÜ projesi ile birlikte yürütüyoruz. Kısa zamanda projemiz tamamlandığında aslında dijital ekibimizle birlikte her türlü simülasyonu yapabileceğiz. Geriye dönük simülasyonlarla, modelin başarı seviyesini yükselteceğiz. 2022 Haziran seferimizde örneklemeler yapmaya devam edeceğiz. Müsilajın derin su ve deniz tabanına bıraktığı uzun vadeli etkilerin anlaşılması noktasında, dijital ikiz bize ve bilim insanlarımıza çok büyük katkı sağlamış olacak. Bu sayede, deniz suyu kalitemizin iyileştirilmesi sürecini daha da hızlandıracağız” ifadelerini kullandı. “Kılıç, orkinos, uskumru balıklarını görene kadar Marmara’daki mücadelemiz devam edecek”
Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Özellikle Marmara Denizinde su sıcaklığının artmasına neden olan partikül maddeleri azaltıyoruz. Bunun için; Marmara Denizine giren tüm sularda; atık suların ilave filtre ve çökeltim üniteleri yapılarak arıtılmasına ilişkin bilim kurulumuzun önerileri oldu. Denetimlerimiz 7 gün 24 saat anlayışıyla devam ediyor. 2021 yılında Marmara Denizinde 14 bin tesiste çevre denetimi yapmıştık. Bine yakın tesis ve gemiye cezai işlem yapıldı ve onlarca işletmeyi faaliyetten men etmiştik. 2022 yılında da denetimlerimizi sıkı bir şekilde devam ettiriyoruz. Son 1 haftada, Marmara Bölgesi’nde 2 bin 100 çevre denetimi gerçekleştirdik. Kapatma dahil gerekli her türlü cezai işlemi de uyguluyoruz. Bundan sonra da; denetimlerimiz 7 gün 24 saat devam edecek. Bin kişilik çevre denetim ekibimizle bu denetim süreçlerini seferberlik şuuruyla devam ettireceğiz. Burada Marmara Denizimizde oluşacak hiçbir kirliliğe müsaade etmiyoruz ve bundan sonra da göz açtırmayacağız. Seferberliğimizi kalıcı çözümler sağlanana kadar devam edeceğiz. Denizlerimizde kılıç, orkinos, uskumru balıklarını görene kadar Marmara’daki mücadelemiz devam edecek.”