Yerinde Dönüşüm Projesi'ne yaklaşık 180 bin başvurunun olduğunu belirten Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ''Köyde bir ev 1 milyon liraya mal oluyorsa biz devlet olarak 1 milyon lirayı veriyoruz. O iş yaptıkça parayı vereceğiz. Ev bitti ve sonra yarısını 2 sene sonra başlamak üzere 10 yıl boyunca sadece senedini isteyeceğiz. Şehir merkezlerinde de binalarda bulunan kardeşlerimiz en az yarısı anlaşıp bir araya geldiği taktirde aynı krediden istifa edecek. Eğer evleri biraz daha büyükse 1 milyon 300 bin liraya kadar biz para vermeye devam edeceğiz. Vatandaş kendisi evi yapacak, istediği müteahhitle anlaşarak devam edecek ve biz para vereceğiz'' dedi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, programları çerçevesinde Elazığ’a geldi. İlk olarak Valiliği ziyaret eden Bakan Özhaseki, ardından Elazığ Belediyesi tarafından organize edilen Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni’ne katıldı.
Bakan Özhaseki burada açıklamalarda bulundu.
Yerinde Dönüşüm Projesi'ni başlattıklarını dile getiren Bakan Mehmet Özhaseki, ''Bu bir mecburiyetti. Çünkü istediğimiz kadar rezerv alan bulamıyoruz. Antakya için düşünün, neredeyse yüzde 90’ı yok olmuş. Hatay’ın merkezi Antakya demek zaten. Hatay’da toplamda 250 bin civarında yıkılan konut var. Nereye koyacaksınız? Böyle bir rezerv alan bulamıyorsunuz. Bir de insanlar hatıraları olan yaşadıkları yerlerden uzaklaşmak istemiyorlar. Hatıralarından asla kopmak istemiyorlar. Bundan dolayı biz yerinde dönüşüm formülünü başlattık. Köy konutları için çok daha kolay. Ben köyümdeki konutumu yaparım. Ona bir taraftan hibe bir taraftan da kredi vererek evlerini yapmalarını sağlayacağız. Tip projeler de vereceğiz. Bizim kontrolümüzde devam edecek. Ama sağlıklı bir şekilde yaptığı takdirde sonuna kadar destekleyip parayı vereceğiz. Sonunda tapuyu verirken de bir kısmını 2 sene vadesiz, 10 sene faizsiz bir şekilde verdiğimiz kredinin yarısını geriye dönüşünü isteyeceğiz. Bundan büyük bir avantaj olmaz. Ortalama köyde bir ev bir milyon liraya mal oluyorsa biz devlet olarak 1 milyon lirayı veriyoruz. O iş yaptıkça parayı vereceğiz. Ev bitti ve sonra yarısının 2 sene sonra başlamak üzere 10 yıl boyunca sadece senedini isteyeceğiz. O günlerde 3 bin lira civarında olacak aylık taksitin de kimseye dokunmayacağını herkes tahmin eder. Şehir merkezlerinde de binalarda bulunan kardeşlerimiz en az yarısı anlaşıp bir araya geldiği taktirde aynı krediden istifa edecek. Eğer evleri biraz daha büyükse 1 milyon 300 bin liraya kadar biz para vermeye devam edeceğiz. Vatandaş kendisi evi yapacak, istediği müteahhitle anlaşarak devam edecek biz para vereceğiz. Bittikten sonra da 2 sene içerisinde hiçbir şey istemeyeceğiz. Sonra 10 yıl boyunca da o verdiğimiz kredinin yarısını aylık olarak taksitlerini kendilerinden isteyeceğiz. Bu büyük bir imkan bu imkandan istifade etmek lazım'' diye konuştu.
''180 BİNE YAKIN BAŞVURU VAR''
Vatandaşların durmadan müracaat ettiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, ''Gelirken baktım 180 bine yakın biz yerinde dönüştürürüz, siz bir an önce yetki bizi destekleyin, işimiz biz yapalım diyen vatandaşlarımız var. Bunun çok büyük faydaları var. Bir yerde biz TOKİ olarak merkezden 3-5 bin konut verdiğimizde bunu alan büyük müteahhitlik grubu önce gidiyor fabrikaya 5 bin kapı, fayans, lavabo, cam siparişi veriyor. Sonra tırlara dolduruyor ve deprem bölgesine getirip monte ediyor, geçip gidiyor. Yereldeki tüccara, sanayiciye, imalatçıya, esnafa ne faydası var. Fazla bir faydası olmuyor. Ama yerinde dönüşüm projesi ile birlikte inşaat sektörüne, malzeme temin eden 140 alt sektör burada istifade etmiş olacak'' şeklinde konuştu.
''HARÇ, PUL, DAMGA VERGİSİ FALAN DA İSTEMİYORUZ''
Yerinde Dönüşüm Projesi ile istihdamın ve ticaretin canlanacağını aktaran Özhaseki, ''Bir an önce şehirler ayağa kalkınca o şehre geri dönüşlerde başlayacak. Bunun için bir taraftan biz rezerv alanlar yapacağız. Gücü olmayan insanlara, evini yerinde yapamayacak insanlara o evlerden vereceğiz. Ama bir taraftan da vatandaşın yapmasını sağlayacağız. Bunu yaparken destek sonuna kadar devam edecek. Elazığ’da da şu ana kadar 2 bin civarında biz yerinde dönüştürmek istiyoruz diye müracaatları var. O kardeşlerimiz için eğer isterlerse müteahhitlerle katlı yapacakları zaman anlaşma için tip sözleşmeler vereceğiz. Eğer istiyorlar ise hazır çözümlenmiş projeler de vereceğiz. 100, 120, 150 metrelik statiği, betonarmesi, eklektiği çözümlenmiş bir şekilde projelerde vereceğiz. Harç, pul, damga vergisi falan da istemiyoruz. Yapı denetim firmalarına giderek masraf etmesinler, o işi de biz üstleniyoruz. Yapı denetim firmalarının parasını biz ödeyeceğiz ve biz denetlettireceğiz'' dedi.
''AĞALAR PAŞALAR DEVREYE GİRSE DE TAVİZ YOK''
Bakan Özhaseki, ''Artık fay hatlarının geçtiği ve kırıklarının olduğu yerlerde asla bir tek yapı yapılmayacak. Bunda tavizimiz yok. İmar planlarına işliyoruz. Bu konuda eş dost devreye girse de, ağalar paşalar devreye girse de taviz yok. Yapılmayacak. Zeminde sıvılaşma olan yerlerde de yapı yapılmayacak. Sonra zemin etütleri yapılmadan buna uygun statik çözümlenmeler ortaya konmadan da yapı yapılamayacak'' diye kaydetti.
"ŞEHİR MERKEZLERİNİ BAKANLIK OLARAK GİRİP BİZ YAPACAĞIZ"
Özhaseki, "Bir taraftan bir karar daha aldık, şehirlerimizin merkezlerini de biz yapıyoruz. Hatay'ın da, Kahramanmaraş'ın da Adıyaman'ın da, Malatya'nın da şehir merkezlerini Bakanlık olarak girip biz yapacağız. Çünkü o merkezler herkesin belki de iftihar edeceği kartpostallara konu olan veya insanların buluşma yeri olarak ortaya çıkacak olan bir manzara arz ediyor. Oralardaki yapılar istiyoruz ki düzgün çıksın. Kimlikli binalar ortaya çıksın. Sonra da çeperlerde yapılacak olan diğer binalar onları örnek alarak yapsınlar. Bunun içindeki burada da biz elimizden geleni inşallah o şehirlerimiz için kullanmaya devam edeceğiz" dedi.
"BAKANLIK OLARAK İSTANBUL'UMUZU DEPREME HAZIRLAYACAĞIZ"
İstanbul depremine de değinen Özhaseki, "Allah korusun herkes İstanbul depreminden bahsediyor. Bütün bilim adamlarımız o konuda çok şiddetli şekilde söylemlerde bulunuyorlar. Doğrudur. Biz de onlara inanıyoruz zaten. Bilim adamlarının söyledikleriyle kavga edecek halimiz yok. Onlara uyarak ve doğadaki kendine has gelişmeleri takip ederek biz önlem almak durumundayız. İnşallah bir taraftan da Bakanlık olarak İstanbul'umuzu depreme hazırlayacağız. Böyle olursa geleceğe güvenle bakabileceğiz. Yoksa her bir iki senede bir dizlerimize vuracağız. Canlarımızı toprağa vereceğiz ve ağlamaya devam edeceğiz. Bunun üç tarafı var. Hiç kimse unutmasın. Bir tarafı elbette ki devlet, Bakanlık. Kanun çıkaracak, destek verecek. Elinden geleni yapacak. Ama bir tarafta da belediye başkanları gayret edecekler. Çöküntü alanı haline gelmiş vatandaşların bulunduğu mahallelerde hesaplar yapacaklar. Onlarla görüşecekler. Hazır hale getirecekler. Sonra dönüp bakanlığa diyecekler ki, biz burada bir yer hazırladık. Hadi gelin bizi destekleyin. Elinizde ne imkân varsa bize verin, kira paralarını ödeyin. Rezerv alanlar verin. Para desteğinde bulunun. Biz burayı dönüştürelim diyecekler. Sonra üçüncü tarafında da bu işin vatandaşımız var. Değerli kardeşlerim, eğer vatandaş istemezse bu memlekete hiçbir şey yapılmaz. Dönüşüm bile yapılamaz. Eğer diyorsa ki vatandaş ben bu evden çıkmam. İçinde ölürüm sana ne, ben zaten nereden size destek olayım, nereye gideceğim. Ben bu yaştan sonra nereye gideyim falan demeye başlarsa yapılamaz ki dönüşüm. Orada da vatandaşımızın yardımcı olması lazım. Biraz anlayışlı davranması lazım. Elbette onları incitmek istemeyiz. Üzmek istemeyiz. Onların üzerine bir yük binsin. Ama vatandaşımızın da burada anlayışlı olması lazım. Hele hele siz binadaki diğer komşularla anlaşın. İş bana kalsın. Ben hallederim ya. Sen merak etme. İş ona kaldığında da gelip konuştuğumuzda ikimiz mislini, 3 mislini istiyor. Biz aynı gemideyiz. Allah korusun bu gemi su alırsa hepimize zarar gelir. O yüzdendir ki bu işin siyaseti olmaz. Deprem işi el birliğiyle çözülebilecek bir iştir. Bunu hep beraber çözeceğiz. Buna yapacak gücümüz var. Kudretimiz var, imkanımız var. Bilgimiz, birikimimiz var ve bu işte de herkesten destek bekliyoruz" diye kaydetti.