Eskişehir Hakimevi’nin açılışını yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “372 İşyurdu Müdürlüğümüze bağlı 400’den fazla fabrikamız ve atölyemizde 30 binden fazla hükümlü çalışıyor” dedi.
Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu koordinesinde kent turizminde konaklamaya katkı sağlayacak Eskişehir Hakimevi, düzenlenen törenle açıldı. Kentteki hükümlülerin çalışacağı hakimevinin açılışı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yapıldı. “Rehabilite olma, meslek edinme ve yeniden yaşama hazırlanma bakımından önemli bir proje”
Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, “Eskişehir Hakimevi, Eskişehir’in yeni bir vizyonu ve ihtiyaç olan bir noktada eksikliğini gideren bir çalışma. Eskişehir, başta iç turizm olmak üzere, dış turizmde de önemli ölçüde misafir gelen bir kent ve bazen hafta sonları otellerimizde yer olmuyor. Zaman zaman bizleri arayarak ’yer bulabilir miyiz?’ diye taleplerde bulunanlar oluyor. Bu anlamda Eskişehir’in otelcilik anlamındaki ihtiyacına da küçük de olsa katkı sunacak önemli bir çalışma. İş yurtları tarafından işletilecek olan bu tesisin özellikle hükümlülerin burada çalıştırılması boyutuyla da baktığımızda bir rehabilite olma, meslek edinme ve yeniden yaşama hazırlanma bakımından da oldukça önemli katkıları olan bir proje. Bu yönüyle de oldukça kıymetli. Mülkiyeti Odunpazarı Belediyemize ait olan Türk Dünyası Vakfı’na verilen ve yapılan protokol çerçevesinde hakimevi olarak burada faaliyetlere başlanılan bu tesislerin ilimize, bölgemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “372 iş yurdu müdürlüğümüze bağlı 400’den fazla fabrikamız ve atölyemiz var”
İşyurtları Müdürlüklerine bağlı 400’den fazla fabrika ve atölyede 30 bini aşkın hükümlünün çalıştığını ve meslek sahibi olduğunu belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “İş Yurtları Daire Başkanlığımızın koordine ettiği bir tesis burası. Hakim evimizin açılışı için sizlerle bir aradayız. Tabii burası Odunpazarı Belediyesi’ne ait mülkiyeti, belediyeye ait bir yer, tarihi bir mekan. Tarihi konaklardan ibaret. Burayı sıradan bir mekan olarak görmemek lazım. Bir kere tarih kokuyor. Burada faaliyet sadece bir otelcilik hizmeti olarak da görmemek lazım. Burası bir rehabilitasyona yönelik bir merkez aslında. İş Yurtları Müdürlüğümüz, cezaevlerinde barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması, onların meslek edinmesi, onlar cezaları infaz edilirken çalışması, aynı zamanda hem kendi ekonomilerine katkı sağlamaları, hem de ürettikleri ürünlerin ülke ekonomisine katkı sağlaması açısından önemli bir kurumumuz. Restoran hizmetlerinden otelcilik hizmetlerine varıncaya kadar ayakkabı üretiminden ev tekstiline varıncaya kadar metal eşya üretiminden, mobilya üretimine varıncaya kadar et kombinelerinden, süt üretimine varıncaya kadar, hayvancılık, tarım, tüm sektörlerde iş yurtlarının iş yerleri var, atölyeleri var. 372 iş yurdu müdürlüğümüze bağlı 400’den fazla fabrikamız ve atölyemiz var. Ayrıca 30 binden fazla da çalışan hükümlü var buralarda. Onlar hem çalışıp orada cezaları infaz edilirken rehabilite oluyorlar. Tahliyeye yakın süreçte de aslında artık topluma karışmaya hazır hale geliyorlar. İş yurtlarımızın kapasitesini de giderek arttırıyoruz” ifadelerini kullandı. “Cezaevlerinde son 5 yılda 60’tan fazla hafız yetişti”
Cezaevinde bulunan tüm yaş grubundaki hükümlülere eğitim imkanı sağlandığını, hükümlüler arasında üniversite ve üstü eğitimi görenlerin de bulunduğunu belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda özellikle cezaevlerimizi adeta bir eğitim yuvası haline de getirmenin gayreti içerisindeyiz. İlkokul, ortaokul, okuma yazması yoksa okuma yazma ve üniversite çağına kadar orada çocuk eğitim evlerinde barındırıyorlar ve bu kapsamda onların eğitimlerini önemsiyoruz. Cezaevinde bulunan yetişkinlerin de eğitimi önemli. Şu anda cezaevlerimizde 77 bin hükümlü eğitim görüyor. Bunların bir kısmı ilkokul, bir kısmı ortaokul, bir kısmı lise, bir kısmı üniversite, hatta doktora seviyesinde olan da var. Kültür Bakanlığımızla yaptığımız protokol çerçevesinde 8 cezaevimizde Adalet Halk Kütüphaneleri açtık. Ama bütün kütüphanelerimizi de halk kütüphaneleriyle entegre ederek oralardan kitap teminlerini sağlamış durumdayız. Yine Milli Eğitim Bakanlığımızla yaptığımız protokoller çerçevesinde 6 tane çok programlı lise var örgün eğitim gören. Yine 49 tane mesleki eğitim merkezi var. Mesleki eğitim merkezlerinde eğitim gören hükümlüler çıraklık belgesi, kalfalık ve ustalık belgelerini alarak bir meslek sahibi olarak cezaevinden infaz bittikten sonra tahliye oluyorlar. Artık bir meslek sahibi olarak karışıyorlar. Bunu önemsiyoruz ve sayılarını da giderek arttırmanın gayreti içerisindeyiz. Şu anda bütün cezaevlerimizde kurslar görülüyor. 10 bin 294 adet kurs. Çeşitli branşlarda kurslar. Çok sayıda uzman, usta öğretici buralarda görev yapıyor. Manevi rehberlik hizmetleri çok önemli cezaevlerimizde. Diyanet İşleri Başkanlığımızla yaptığımız protokol çerçevesinde de son 5 yılda 60’tan fazla hafız cezaevlerinde yetişmiş durumda. Cezaevlerine hem bir iş yurdu, üretim merkezi, hem de eğitim yuvası haline getirmenin gayreti içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda özellikle suçlunun ıslahı, toplumu suçtan korumaya yönelik çalışmalara infaz aşamasında da önem vermenin gayreti içerisindeyiz. Bugün de burada çok güzel bir örneğini görüyoruz.”