Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Dünya Çevre Günü’nde de herkeste Nilüfer Çayı duygusu depreşti. 30 bin metreküp kapasitesi olan Nilüfer Çayı’na 600 bin metreküplük deşarj iznini vakti zamanında, yıllar yıllar önce ben vermedim” dedi.
Bursa’nın su durumu hakkında bilgilendirme toplantısı düzenleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, son günlerde sürekli gündeme gelen Nilüfer Çayı hakkında da konuştu. Aktaş, “Son günlerde Nilüfer Çayı çok konuşulduğu için ifade etmek istiyorum. Fabrikalara kapatmak gibi herkes de bir veryansın var. Dünya Çevre Günü’nde herkes çok hassaslaştı. Deprem olunca da o konuda çok hassaslaşıyor, etkisi yitirdikten sonra birkaç akademik oda bunu çok dile getiriyor ama vatandaş da karşılık bulmuyor. Çünkü sıcağı sıcağına bir deprem yok ki. Dünya Çevre Günü’nde de herkeste Nilüfer Çayı duygusu depreşti. 30 bin metreküp kapasitesi olan Nilüfer Çayı’na 600 bin metreküplük deşarj iznini vakti zamanında, yıllar yıllar önce ben vermedim. Ama bizim bu noktada mevcut verilerle işi en verimli hale getirmek adına bir şeyler yapmamız lazım. Sanayi kuruluşları Avrupa’nın her yerinde var. Bu bir handikap değil. Önemli olan gerek arıtmadan çıkan belediyenin, kurumların sularının tekrar kullanılması noktasında çalışmalar yapılmalı. Zaten yıllık ihtiyaç da kapasite de belli. Yıllara göre yağışlarla ve sıcaklıklarla azalış ve artış oranı da belli. Bununla ilgili 80-100 yıllık kayıtlar var. 2 sene önce son 30 yılın en kurak yılı denildi. Bu eldeki verilerden belli. Hepimizin evinin, iş yerinin bütçesi var ve o bütçeyle idare ediyoruz. Bizim de suyu doğru ve sağlıklı kullanmamız gerekiyor. Kayıp kaçaklar, fazla kullanım gibi dikkatsizlikler var. Kırsalda suyun ucuzluğunu bende açıkçası anlamıyorum. Daha pahalı ya da üçüncü kademe olabilir. Biz bu konuda şehir adına en olumlu sonucu ortaya çıkartmak için çalışıyoruz” dedi.
Yeni sanayi alanları ile ilgili kendisine sorular geldiğini belirten Aktaş, “Bu soru bana çok soruluyor. Bunun kararını ben tek başıma veremem. Bu şehirde akademik odalar, sanayiciler, sivil toplum kuruluşları var. Nihayetinde buna beraberce karar vereceğiz. Şu noktada değilim; ‘Asla Bursa’da bir metrekare daha sanayi alanı olmamalı’ öyle bir şey yok. Kendimde ticaret erbabıyım. Ama bu şehirde çok az sanayi var daha çok arttırmamız gerekiyor da sağlıklı bir yaklaşım değil. Son 2 yıllık pandemi sürecinde gördük ki tarım bizim olmazsa olmamızıdır. Tarımın çok değerli olduğu son günlerde yaşadığımız olaylarla çok net gördük. Yeni Tarım Bakanımızın tarım alanları ile ilgili çok hassas bir duruşu var” diye konuştu.