USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Başkan Şenli "İRAN’LI KADINLARIN MÜCADELESİ, HEPİMİZİN MÜCADELESİDİR…"

Alanya da kadınlar, İran da yaşamını kaybeden Mahsa Amini için Atatürk Anıtı önünde bir araya geldi. İlçede yaşayan çok sayıda İranlı nın tanı sıra, Alanya da yaşayan çok sayıda kadın ve CHP İlçe Başkanı Coşkun Karadağ,

Başkan Şenli
07-10-2022 00:54
Google News

Başkan Şenli "İRAN’LI KADINLARIN MÜCADELESİ, HEPİMİZİN MÜCADELESİDİR…" 

Alanya da kadınlar, İran da yaşamını kaybeden Mahsa Amini için Atatürk Anıtı önünde bir araya geldi. İlçede yaşayan çok sayıda İranlı nın tanı sıra, Alanya da yaşayan çok sayıda kadın ve CHP İlçe Başkanı Coşkun Karadağ, yönetim kurulu üyeleri, Kadın Kolları Başkanı Didem Karagöz, ADD Alanya Şube Başkanı Zuhal Sirkeli, ÇYDD, avukatlar, Eğitim Sen Alanya Şube Başkanı Ali Koca, çok sayıda sivil toplum örgütleri temsilcileri ve vatandaşlar Atatürk Anıtı önünde bir araya geldiler. Sık sık sloganların da atıldı. 

Kadın Hakları Derneği Başkanı Av. Halime Şenli yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi. " Günlerdir dünyanın her yerinde kadınların öfkesi ve isyanı katlanarak büyüyor. Erkek devlet şiddeti bir kadını daha yaşamdan kopardı.

İran’ın Tahran kentinde baş örtüsünü "İslami kurallara" göre takmadığı gerekçesiyle "ahlak polisi" tarafından gözaltına alınıp, ardından işkenceyle katledilen Mahsa Amini için kadınlar öncülüğünde başlayan ve daha sonra rejim karşıtlığına dönüşen eylemler büyüyerek devam ediyor.

Kadınlar toplu halde başörtülerini çıkarıp ateşe vererek, saçlarını keserek, mücadelelerini yeni bir boyuta taşıyor. Kadınlar öncülüğünde başlayan direniş zamanla gerici molla rejimi karşıtı gösterilere dönüştü, üniversiteler,  sendikalar greve başladı. Birçok şehirde halk solaklara çıktı.

“Jin, Jiyan, Azadi’’ sloganıyla büyüyen protestolarda, gösterilerin daha fazla yayılmasını engellemek ve güvenlik birimlerinin müdahalesini gizlemek amacıyla internet ve sosyal ağlara erişim kısıtlandı, gazeteciler tutuklandı. İran tarafından açıklanan resmi verilere göre en az 41 kişi hayatını kaybetti. Norveç merkezli İran İnsan Hakları grubu ise protestolarda en az 76 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. En az 700 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Uluslararası Af Örgütü 20 kentte protestoculara gerçek mermi sıkıldığına dair kanıt olduğunu açıkladı.

İran’da Mahsa, Türkiye’de Garibe Gezer, İpek Er, Nadira Kadirova ve daha nicelerini yaşamdan koparan, gerici ve kadın düşmanı erkek devlet politikalarıdır!

İran’da 1979’dan bu yana kadınlara, devletin anti demokratik yapısını ve erkek egemenliğinin gücünü temsil eden başörtüsü dayatılıyor. İranlı kadınlar 43 yıldır faşist molla rejiminin sözde "ahlak polisleri" tarafından, taciz ediliyor, şiddete maruz kalıyor, tutuklanıyor, idama mahkûm ediliyor. Geçtiğimiz günlerde LGBTİ+ aktivisti olan Zahra Seddighi ve Elham Choobdar "yeryüzünde fitne çıkarma" iddiasıyla idama mahkûm edildi.

Türkiye’de de kadınlara, farklılıklara düşman hukukuyla yaklaşımın sonucu açığa çıkan tablonun aslında İran’dan hiç de farklı olmadığını görüyoruz.

Sayısı her gün artarak katliama dönüşen kadın cinayetleri, bin bir emekle elde edilen kazanımlarına sahip çıkmak için direnen kadınlara yöneltilen polis şiddeti, gözaltı ve tutuklamalar, cezaevlerindeki kadınlara işkenceye varan uygulamalar, kadın katillerine uygulanan haksız tahrik indirimleri, kadınları şiddet dolu aile içine hapseden politikalar, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshi, nafaka hakkının gaspı, yasaklanan konserler, LGBTİ+lara yönelik devlet desteğiyle örgütlenen nefret eylemleriyle açığa çıkan tablo, aslında İranda’ki molla rejiminin Türkiye’deki yansımalarıdır.

Erkek şiddetine, kadın cinayetlerine karşı direnen kadınlara, demokratik hak ve özgürlükleri için mücadele eden işçilere, emekçilere, gençlere, LGBTİ+lara sokakları yasaklayıp; şeriat propagandası, ırkçılık ve nefret söylemiyle sokağa çıkanları adeta kırmızı halılarla karşılaması iktidarın niyetini ortaya koymaktadır.

Biz kadınlar, coğrafyalara göre biçim değiştirse de şiddetin aynı sistemden beslendiğinin farkındayız. Sınırları aşan dayanışmamızın gücü de buradan geliyor. Tarihsel süreç içerisinde kadınların özgürlük ve yaşam hakkı mücadelesine yönelik tüm faşist rejimlerin baskı ve zor yöntemleriyle yaptıkları müdahaleler karşısında dayanışmamızı sınırları aşarak büyüttük, büyütmeye de devam edeceğiz.

İranlı kadınların, başörtüsü dayatması başta olmak üzere, “şeriat kuralları” adı altında yaşamlarına müdahale eden erkek egemenliğine karşı yürüttüğü mücadele, bu gün dünyanın her yerinde kadın düşmanı faşist rejimlere karşı yürütülen mücadelelerin sembolü haline geldi.  Kadınlara fiili ya da fiziki ölüm dışında başka bir seçenek sunmayan erkek egemen sisteme karşı bu kez İran’dan yükselip tüm dünyaya yayılan ‘’JİN JİYAN AZADİ’’ sesleri umutları büyüterek kadının, yaşamın, özgürlüğün sloganı olmaya devam ediyor.

Bizler de KESK’li kadınlar olarak Türkiye’den İranlı kadınların sesini yükseltiyoruz. Mahsa Amini’nin katili İran Molla rejimidir. Mahsa'nın katili erkek egemen sistemdir. Mahsa’nın ve İranlı kadınların mücadelesi hepimizin mücadelesidir diyoruz.

JİN JİYAN AZADİ!

KADIN DAYANIŞMASI SINIR TANIMAZ!

Av. Halime ŞENLİ.

Kadın Hakları Derneği Başkanı."

Haber:Zeki Demir

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler